BAHADIR ÇOBAN / TÜRKGÜN

ASRA TÜRK MÜHRÜ VURULACAK

Milliyetçi Hareket Partisi’nin 3 ana tema, 9 ilke ve 100 maddeden oluşan belediyecilik prensiplerinin detaylarını Türkgün’e verdiği söyleşide anlatan MHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Sadir Durmaz hedeflerinin milli ve manevi değerler ekseninde şekillenen, ahlaki ilkeleri öne alan ve değer merkezli bir belediyecilik anlayışıyla asra Türk mührünü vurmak olduğunu söyledi.

Soru: 31 Mart 2024 yerel seçimlerinin ülke için önemi nedir ve bu seçim nasıl bir dönüşüm fırsatı sunuyor?

14 Mayıs ve 28 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimlerinde aziz Türk milletinin sandığa yansıttığı iradesiyle Cumhur İttifakı’na güvenini tescil etmiştir. Milli iradenin verdiği kararla Liderimiz Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin adına “Türk ve Türkiye Yüzyılı” dediği Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılının ilk harcı karılmıştır.

Şimdi önümüzde 31 Mart 2024 Mahalli İdareler Seçimleri vardır.

31 Mart yerel seçimlerinden de, irfanına, ferasetine her zaman güvendiğimiz aziz Türk milletinin takdir ve teveccühüyle Cumhur İttifakı ve Milliyetçi Hareket Partisi güçlenerek başarıyla çıkacak, belediyelerimiz merkezi yönetimle daha uyumlu, üreten, çalışan yapıya döndürülecektir.

Zira aziz milletimiz geçtiğimiz Yerel Seçimlerden bugüne, muhalefetin elindeki belediyelerin nasıl perişan olduğuna şahitlik etti. Vatandaşlarımıza hizmet üretmek yerine hezimet yaşatan belediyelerdeki beceriksizliğe son vermek, belediyelerimizi Türk Devrine, Türkiye Yüzyılına hazırlamak milli bir vazifedir.

Sayın Genel Başkanımızın ifade ettikleri üzere, biz;  “Merkezi yönetimle yerel yönetimler arasındaki arızi kopukluğun giderilmesini, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin sunduğu imkân ve fırsatlarla bütünleşmiş tek yürek bir Türkiye’yi hedefliyoruz. Siyasi gayemiz Türk ve Türkiye Yüzyılı hedeflerinin çatısını örmek, gelecek nesillere huzurlu, istikrarlı, güvenli, gelişmiş, temel sorunlarını köklü çözümlerle buluşturmuş bir ülkeyi miras bırakmaktır.”

14 Mayıs ve 28 Mayıs 2023 tarihlerinde tezahür ve tekamül etmiş millet iradesinin aynısıyla 31 Mart 2024 tarihinde yerel yönetimlere yansımasını ve zillet tortularının kazınmasını, yerel yönetimlere düşen gölgenin kaldırılmasını amaçlıyoruz.

Dolayısıyla, Türk ve Türkiye Yüzyılı hedeflerine seri ve selametle vasıl olabilmenin stratejik formülü “Merkezden Yerele Tek Yürek Olmuş Türkiye’nin” oluşmasına ve ortaya çıkmasına bağlıdır.

“ŞANLA ŞEREFLE DOLU 55 YIL”

Soru: Kamuoyu, Milliyetçi Hareket Partisi’nin belediye başkan adaylarını 55 kişilik listeler halinde açıkladığını gördü. Aday listeleri neden 55 kişilikti?

Milliyetçi Hareket Partisi, Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi'nin 8-9 Şubat 1969 Olağanüstü Büyük Kongresi'nde delegelerin büyük desteğiyle "Milliyetçi Hareket Partisi" adını almış, Büyük Kongreden sonra toplanan ilk genel idare kurulunda da partinin amblemi "Üç Hilâl" olarak kararlaştırılmış ve aynı toplantıda Gençlik Teşkilatı için de "Hilâl içinde Kurt" amblemi benimsenmiştir. Sayın Genel Başkanımız, 1969 yılından bugüne şanla şerefle geçen 55 yılımıza atfen Belediye Başkan Adaylarımızı 55’er kişilik listeler halinde açıklamamızı talimatlandırmıştır. Listelerimizin 55’er kişilik olmasının nedeni budur.

“ÜRETKEN BELEDİYECİLİK”

Soru: MHP’nin 31 Mart 2024 Mahalli İdareler Seçimleri için belirlediği 3 ana tema, 9 ilke ve 100 maddeden oluşan “Üretken belediyecilik” anlayışının temel prensipleri nelerdir?

Bilindiği üzere “Üretken Belediyecilik” anlayışı, Milliyetçi Hareket Partisi’nin yerel yönetimlere dair vizyonunu ortaya koyan, sadece Milliyetçi Hareket Partisi’ne ait bir çalışmadır. Bu anlayış çerçevesinde Milliyetçi Hareket Partisi, Yerel Yönetimleri “Milli Birlik ve Bütünlük” ilkesinin en önemli uygulayıcıları olarak görmektedir. Partimiz, mahalli idareleri en ücra köşedeki vatandaş ile iletişim halinde olan, ihtiyaç ve sorunlarından haberdar olan, vatandaş memnuniyetini ve hayat kalitesinin yükseltilmesini ülkü edinen hizmet kurumları olarak değerlendirmektedir.             

Üretken Belediyecilik vizyonunun oluşturulmasında dokuz temel ilke esas alınmıştır.

Bunlar;

1-           Milliyetçilik

2-           Çalışkanlık

3-           Adalet

4-           Dürüstlük

5-           Çağdaşlık

6-           Kalkınmacılık

7-           Katılımcılık

8-           Rekabetçilik

9-           Şeffaflık

“MHP’NİN YEREL SEÇİM BEYANNAMESİ”

Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin takdir ve tensipleriyle,  “Türk ve Türkiye Yüzyılının” arifesinde; milli ve manevi değerler ekseninde şekillenen belediyecilik anlayışımızı yani 31 Mart 2024 Mahalli İdareler Seçimlerine yönelik hazırlamış olduğumuz “Yerel Seçim Beyannamemizi”;

3 ana tema, 9 İlke ve Cumhuriyetimizin yüzüncü yılına ithafen 100 madde halinde; partimizin 55. Kuruluş yıldönümünde, Yerel Seçimlere 55 gün kala 5 Şubat 2024 tarihinde aziz Türk milletinin değerlendirmesine sunduk.

3 Ana Temamız;

  1. “Yeni Tehditler ve Türkiye’nin Bekası” konusudur.
  2. “Üretken Belediyecilik Vizyonu”muzdur.
  3. “Afet ve Krizlere Hazırlıklı, Çevre Dostu Güçlü Şehirler”dir.

9 İlkemiz;

  1. Üretken Belediyecilik ve Yerel Ekonomi
  2. Üretken Belediyecilik ve Dirençli Şehirler
  3. Üretken Belediyecilik ve Kadın, Aile, Çocuk
  4. Üretken Belediyecilik ve Emekliler/Yaşlılar
  5. Üretken Belediyecilik ve Altyapı, Ulaşım, Çevre, Enerji
  6. Üretken Belediyecilik ve Akıllı Dijital Şehirler
  7. Üretken Belediyecilik ve Güvenli, Yaşanabilir Şehirler
  8. Üretken Belediyecilik ve Sosyal Destekler
  9. Üretken Belediyecilik ve Katılım

Hedefimiz; milli ve manevi değerler ekseninde şekillenen, ahlaki ilkeleri öne alan ve değer merkezli bir belediyecilik anlayışı ortaya koyarak “Türk ve Türkiye Yüzyılı’nın” arifesinde, asra Türk mührünü vurmaktır.

Önceliğimiz; Türk tarihinin yüz akı, Türk milletinin yeni bir zafer atılımı olan Türkiye Yüzyılını, milli menfaat ve istikrar öncülüğünde inşa edilen, çağdaş, adil, dürüst, üretken ve şeffaf bir yerel yönetim anlayışıyla kucaklamaktır.

Gayemiz; Türk şehir kültürünün ortaya koyduğu, milletlere örnek olmuş medeniyet birikimlerimizden aldığımız ilhamla, köklü şehircilik anlayışımızı yenilikçi bir formla icra edip, “insanı yaşat ki devlet yaşasın” öğüdüyle, kutlu vatanımızın her karışında nice yüzyılların tohumlarını atmaktır.

“GENELDEN YERELE GÜÇLÜ DURUŞ”

Soru: Seçim beyannamenizin 3 ana temasından birisi, hatta birincisi “Yeni Tehditler ve Türkiye’nin Bekası” konusu. Türkiye'nin iç ve dış tehditlerle mücadelesinde yerel yönetimlerin rolü ve önemi sizce nedir?

Son yıllarda dünyanın hemen her yerinde, toplum düzenini bozmayı amaçlayan sosyal hareketlerin tetiklenme girişimlerindeki artış dikkat çekmektedir. Söz konusu toplumsal düzeni bozmaya yönelik hareketlerin; farklı gerekçelerle ve farklı varyasyonlarla Türkiye’yi de hedef tahtasına koyduğu ortadadır.

Her seçim öncesi, yeni strateji ve taktiklerle ortaya çıkan bilindik bir güruhun 31 Mart 2024 Mahalli İdareler Seçimleri öncesinde de boş durmadığı, benzer yöntemlerle huzursuzluk ve nifak tohumu ekmeye çalıştıkları gözlerden kaçmamaktadır.

Bu sebeplerle; Milliyetçi Hareket Partisi, milletimizin birliğine ve bütünlüğüne karşı tüm hadsiz teşebbüsler karşısında kararlılıkla durmaya, “Genelden Yerele Güçlü Duruşun” ülkemiz ve milletimiz üzerinde tahakküm kurmaya çalışan gayrı milli emel sahiplerine en büyük cevap olacağının bilinciyle hareket etmeye devam edecektir.

Partimizce defaten dile getirilen, kamuoyunun da farkında olduğu önemli bir husus da muhalefet partilerinin uhdesinde bulunan belediyelerin tarihlerindeki en kötü dönemlerini yaşamalarıdır.

Söz konusu belediyeler eser ve hizmet üretmemekte, hamaset ve husumet kıskacında debelenmektedir. Önümüzdeki seçimde bu tablonun değişmesi adeta bir zorunluluktur. Zira bazı muhalefet belediyeleri, hizmet üretmedikleri gibi milli güvenliğimiz için tehdit boyutuna varan icraatlar gerçekleştirmiştir. 

2019’da yapılan yerel seçimlerde, terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı sözde bir partiyle, marjinal gruplarla, FETÖ kalıntılarıyla yapılan  “örtülü ittifak”, vatandaşlarımıza hizmet olarak kullanılması gereken Belediye imkan ve kaynaklarının terör iltisaklı yapılarca kullanılması sonucunu doğurmuştur.

Seçim dönemi yapılan bu kirli işbirliğinin diyeti belediye imkânlarıyla ödenmiş, belediyeler adeta bir pasta gibi görülüp dilim dilim paylaşılmıştır. Biliyoruz ki; milletimizin artık bu şer ittifakına tahammülü yoktur. Dolayısıyla, belediye yönetimlerinin hangi zihniyetin elinde olduğu ülkemizin bekası açısından son derece önemlidir.

“KENTSEL DÖNÜŞÜM ÇALIŞMALARINA ENGEL OLDULAR”

Soru: Belediyelerin afet ve krizlere hazırlık süreçlerinde uygulayacağı stratejiler neler olmalı?

İçinde yaşadığımız tabiata uyum sağlamak, çevreye hassasiyetle yaklaşmak, yaşamı tüm değerleriyle bir denge içerisinde ele alarak hareket etmek mecburiyetindeyiz. Taşımız toprağımız, havamız suyumuz, dağımız ovamız bize hangi şartları sunuyorsa; hayatımızı da ona göre şekillendirmemiz gerekmektedir. Ülke topraklarımızın neredeyse %70’e yakını birinci ve ikinci derecede deprem kuşağında yer almaktadır. Bu gerçeklik bize Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğunu söylemektedir.

6 Şubat depremlerinde yaşadığımız acıyı bir daha asla yaşamamak için üzerimize düşen görevi mutlaka ve ivedilikle yerine getirmeliyiz. Uzmanların, “asrın felaketi” olarak isimlendirdiği ikiz depremlerde neler yaşadığımızı hatırlarsak, konunun aciliyeti zaten daha iyi anlaşılacaktır. Maalesef bu konuda muhalefet belediyeleri tabiri caizse top çevirmekten başka bir şey yapmamaktadır.

Özellikle İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı, uzmanların uyarılarına kulak asmamakta, gerçekleştirdiği bir tek çalıştay ile İstanbul’un deprem riski konusunu halının altına süpürmektedir. İstanbul’un bütçesinin çoğunluğunu reklam ve tanıtıma ayıran zihniyet, kentsel dönüşüme komik oranda bütçe ayırmaktadır.

Keza Ankara Büyükşehir belediyesi de farklı değildir. Kentsel dönüşümle ilgili yapılan çalışmalar yok denecek kadar azdır. Maalesef iki büyükşehir başta olmak üzere diğer muhalefet belediyeleri de depreme karşı tedbir konusunda sınıfta kalmış durumdadır.

Ayrıca, muhalefetin, kentsel dönüşüm çalışmalarını nasıl sabote ettiğini, “rantsal dönüşüm” yalanıyla milletimizi de istismar ederek kentsel dönüşüm çalışmalarına engel olmaya çalıştığını biliyoruz. Maalesef 6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinden sonra kentsel dönüşümün ne kadar önemli ve acil bir konu olduğunu hepimiz gördük.

Ülkemizde deprem riskinin yanında, iklim değişikliğinden kaynaklı yaşanan taşkın ve kuraklık gibi doğal afetler, başta insan hayatı olmak üzere ekosistemi ve su kaynaklarını tehdit etmektedir. Dolayısıyla bu tehditleri ortadan kaldırmak için kısa, orta ve uzun vadeli stratejiler belirlenerek, ertelenemeyecek mücadelenin yeni bir safhasına geçilmesi zorunluluk arz etmektedir.

Bu nedenle 81 ilimizin her birinin; konut stokundan, altyapı ve trafik düzenlemelerine kadar tüm ekolojik ve yeşil şehir altyapısının yeniden ele alınması zaruridir. Ayrıca imar ve inşa işleri yapılmak zorundayken tarihi, kültürel ve doğal zenginlikleri korumak geçmişin günümüze ve geleceğe taşınması açısından kritik öneme sahiptir.

Söz konusu bu alanlarda yerel yönetimler, merkezi idarenin ilgili kurumları ile koordineli bir şekilde çalışmalı, üzerlerine düşeni hiçbir bahanenin arkasına saklanmadan yapmalıdır.

“ÇEVRECİLİK MİLLİYETÇİLİKTİR”

 “Çevrecilik Milliyetçiliktir” anlayışıyla hareket eden Milliyetçi Hareket Partili belediyeler, iş ve hizmetlerinin her aşamasında çevreye yönelik azamî ölçüde hassasiyet göstermektedir.  Geliştirilecek tüm projelerin çevre dostu olmasına ve doğal dokunun korunmasına özen gösterilecektir. Şehirlerimizin hem çevre dostu yenilenebilir enerji kaynaklarıyla donatılması hem de geri dönüşüm konusunda dünya standartlarının üzerine çıkartılması hedeflenmektedir. Kendi kendine yeten şehirlerin varlığı enerji bağımsızlığımız ve dolayısıyla istiklal ve istikbalimiz için de son derece kritik ve öncelikli hassasiyetlerimiz arasındadır.

“AKILLI ŞEHİR UYGULAMALARI”

Soru: Üretken belediyecilik çerçevesinde yeni teknolojilerin, dijital dönüşümün, akıllı dijital şehirlerin önemi nedir?

Dünya hızlı bir şekilde değişmekte, küresel sorunlar çeşitlenerek dönüşmektedir. Buna karşın çözüm yolları veya çözüm önerileri de çeşitlenmektedir. Aynı doğrultuda kamusal hizmetler ve vatandaşların talepleri de dönüşmektedir. Bu açıdan bakıldığında günümüz belediyeciliği, geçmişteki gibi sadece altyapı hizmetleri, su ve yol hizmetleriyle değil, pek çok yenilikçi uygulamayla da gündeme gelmektedir.

Değişen ve çeşitlenen sorunlar, yenilikçi çözüm önerilerini doğurmaktadır. Belediyecilik alanındaki yenilikçi çözüm önerilerinin başında Akıllı Şehir uygulamaları gelmektedir. Akıllı şehirler, çevreye uyumlu fiziksel, dijital ve insan sistemleri ile kişilerin yaşam kalitesini artıran; modern, rekabetçi, fonksiyonel ve sürdürülebilir bir gelecek sunan; ileri yaşamsal teknolojiler ile desteklenmiş şehirlerdir.

Tüm kaynakları verimli şekilde kullanan, sürdürülebilir şehirler inşa etmeyi ve sakinlerine yüksek yaşam standartları sunmayı amaçlayan, bu konuda da teknolojinin faydalarından yararlanan bir şehir yaklaşımıdır.

Akıllı şehircilik sayesinde en başta doğal kaynaklar daha verimli bir şekilde kullanılabilir, çevresel ayak izi azaltılabilir. Bunun yanı sıra daha etkili, veriye dayalı karar verme mekanizmaları inşa edilebilir, gelişmiş vatandaş ve yönetim etkileşimi yaratılabilir, daha verimli kamu hizmetleri sunulabilir.

Böylece daha güvenli ve katılımcı topluluklar, geliştirilmiş ulaşım ve altyapı, artan dijital eşitlik ve işgücü katılımı, yeni ekonomik kalkınma fırsatları elde edilebilir. Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak, tüm belediyelerimizi bu konuda bilgilendirdik, imkânı olan belediyelerimizin söz konusu Akıllı Şehir uygulamaları kapsamında birimler oluşturmasını talimatlandırdık.

“BÖLÜŞÜRSEK TOK, BÖLÜNÜRSEK YOK OLURUZ”

Soru: Belediyecilikte sosyal destek ve yardımların etkinliğini artırmak için hangi yaklaşımlar benimsenmelidir?

1961 Anayasamızda ilk defa yer alan Sosyal Devlet anlayışı 1982 Anayasasında da yer almış olup, merkezi idare bu alanda yeni düzenlemelerle bu görevini oluşturduğu çeşitli örgütlenme biçimleriyle yerine getirmektedir. Sosyal yardım görevleri daha çok merkezi idarenin bir görevi olarak kabul edilmelidir.

Ancak, her konuda olduğu gibi yerel yönetimlerle merkezi idarenin bir işbirliği içinde olmaları gerektiği ve sosyal yardımların gerçekleştirilmesinde belediyelerin, ilgili kuruluşlara yardımcı olmaları mümkündür. Günümüzde, neredeyse tüm belediyeler imkanları dâhilinde sosyal yardım yapmakta, destek sağlamaktadır.

Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak, belediyelerimizin sosyal yardım ve desteklere bütçeleri ölçüsünde kaynak ayırmalarını, belediye sınırları içerisinde aç veya açıkta kimsenin kalmamasını sağlamalarını istiyoruz. Bunu yaparken de insan onurunu gözetmelerini, sağ elin verdiğini sol elin görmeyeceği şekilde insanlarımız ulaşmalarını istiyoruz.

Bunun en güzel ve özel örneğini Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli, 19 Nisan 2011 tarihinde gerçekleştirilen milletvekili aday tanıtım toplantımızda açıklamış, “Hilal Kart” projesini milletimizle paylaşmıştır. Bu projeyle, yoksul ve ihtiyaç sahibi ailelerimiz Hilal Kart ile temel ihtiyaçlarını mahallelerindeki esnaftan karşılayacaklardır. Böylelikle, bir yandan yoksul ve ihtiyaç sahibi ailelerin ihtiyaçları karşılanırken diğer yandan da mahalle esnafının korunması sağlanmış olacaktır.

Bu konuda şu bilgiyi de vermek isterim, mevcut Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı, Milliyetçi Hareket Partisi’nin 2011 yılında açıkladığı Hilal Kart projesini 13 yıl sonra, yani 2024 yılında kendi projesi gibi açıklayarak aslında vizyonsuzluğunu göstermiştir. Hilal Kart projesi Milliyetçi Hareket Partisi’ne aittir ve uzun yıllardır MHP’li birçok belediyemiz bu projeyi uygulamaktadır.

Konuyla ilgili bir başka örnek “Askıda Ekmek” kampanyasıdır. Örnek bir yardımlaşma ve dayanışma kampanyası olarak tüm Türkiye’ye yayılan “Askıda Ekmek” kampanyası, Sayın Genel Başkanımızın 6 Ekim 2012 tarihinde Samsun’un İlkadım ilçesinde vicdani sorumluluk anlayışıyla, dayanışma ve yardımlaşma ahlakıyla başlattığı bir sosyal projedir.

Milletçe biliyoruz ki, bölüşürsek tok oluruz, bölünürsek yok oluruz.

Bu anlayışla, Milliyetçi Hareket Partili Belediyeler;

Aile bütünlüğünü ve geleneksel Türk aile yapısını korumak için farklı kuşakların bir arada olabileceği yaşam ve sosyal merkezlerin sayısını arttırmayı,

Sosyal yardımların arttırılarak, gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaşmasını sağlamayı,

Hilal Kart ve Askıda Ekmek projeleri başta olmak üzere, toplumsal dayanışma ve yardımlaşmayı arttıracak projeleri hayata geçirmeyi,

Hayırseverlerle, yardıma muhtaç kişileri bir araya getirmek için bilgi havuzları oluşturmayı taahhüt etmektedir.

SON SÖZ OLARAK;

Ferasetine her zaman güvendiğimiz, sağduyusuna inandığımız aziz Türk Milletinin teveccühü ve vereceği destekle, yaklaşan Yerel Seçimlerde büyük bir başarı göstereceğine inandığımız Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı, seçim sonrası ortaya çıkacak sonucun ülkemizin “Türk ve Türkiye Yüzyılı” hedefini perçinleyen bir netice olacağının da bilincindedir.

Bu kutlu hedefe yılmadan, yorulmadan hizmet etmek azim ve kararlılığı Aziz Milletimize en büyük sözümüzdür.

Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin veciz ifadeleriyle;

Ø  Ayırmadan, ayrışmadan, Türkiye için canla başla çalışacağız.

Ø  Birliğin gücüyle, herkes için, herkese göre belediye diyeceğiz.

Ø  Genelden yerele birliği, ülkede, yönetimde dirliği,  birliğin gücüyle başaracağız.

Ø  İstikrar ve hizmet için, uyumlu yönetimle umutlu geleceğe muhakkak ulaşacağız.

Kaynak: Haber Merkezi