Geçtiğimiz hafta oynanan müsabakaların hakemleri açıklandığı anda herkes Merkez Hakem Kurulu’nun aşırı cesaretli davrandığını düşünerek özellikle5 maça tereddütle baktı. Ama kimsenin beklediği gibi olmadı. Özellikle Trabzon-Başakşehir gibi bir maçı tereyağından kıl çeker gibi yöneten Bahattin Şimşek ile, Süper Lig kariyerindeki 7 maçında Galatasaray- Alanyaspor mücadelesini yöneten Tugay Kaan Numanoğlu, kritik pozisyonlardaki doğru kararları ile haftanın yüz akı oldular. Erkan Özdamar “Ben kritik maçları yönetecek düzeyde bir hakemim” mesajını verirken, Turgut Doman hata yapmasına rağmen sırıtmadı. Mert Güzenge ise ciddi hatalar yaptı, ancak hatalarının neticeye tesir etmemiş olması büyük şansı idi.
***
VAR geldi tartışmalar daha da çoğaldı. Üstelik VAR ’ı, bizim hakemlerimiz maalesef iyi kullanamıyorlar. Maçlara baktığımızda hataların VAR protokolünü bilmemekten kaynaklandığını da görüyoruz. FIFA olmuş ya da, diğer üst düzey hakemlerimiz maalesef protokolü okumadan VAR masasına oturuyorlar. Bence MHK, VAR protokolünden sınav yapmalı. Üstelik UEFA da bizim hakemlerimizin VAR performansından memnun değil. Ali Palabıyık maça gittiği zaman VAR odasına İtalyanlar giriyor. Cüneyt Çakır gittiği zaman henüz FIFA kokartı olmayan Abdülkadir Bitigen VAR koltuğuna oturuyor. Bu ayıp diğer FIFA hakemlerimize yeter!
***
Merkez Hakem Kurulu’nun yeni isimlere fırsat veren atama politikası gelecek için umut veriyor. Burada gençler ve tecrübeliler arasında tercih yaparken, öncelikli hedef, maçı iyi yönetecek isimlerin seçilebilmeleridir. Kamuoyunda bazı kesimlerin dediği gibi “eskilere verilmesin, gençler yönetsin” mantığı geçerli değildir. Sadece gençlik ve yaş, göz önüne alınarak atama yapılınca da kulüp yöneticilerinden haklı olarak “Biz deneme tahtası mıyız?” eleştirileri gelir. Merkez Hakem Kurulları’nın ana hedefi, maçları sadece yaşa bakarak gençlere vermek değil, maçları formda olan ve iyi yönetecek hakemlere vermektir. Maç atama kriterlerinde genç, ya da tecrübeli hakem diye bir ayrım yoktur, iyi hakem vardır, formda hakem vardır. Tabii ki bu arada hakemliğin geleceğine yönelik yatırımlar yapmak, genç isimlere de fırsat buldukça görev vermek de unutulmamalıdır. Başarı bu uygulamalar ile gelir.
