Süper Lig’de maç olmayınca, hakemlik ile ilgili faaliyetlerin durduğu sanılıyor. Yıllardan beri MHK’ların kısa görev süreleri, klasmanlarda terfi ve tenzillere fırsat vermemişti. Bu nedenle alt kategorilerde ve illerde büyük bir sıkışma yaşanıyor. Klasman kadroları neredeyse tabii senatörlük haline gelmişti. Bu da camia genelindeki motivasyon ve rekabeti ortadan kaldırarak, başarıyı da aşağı çeken faktör olmuştu.

MHK kolları sıvamış, tüm klasmanlarda ikinci yarı itibarıyla yeni isimleri monte etmek istiyor. Klasmanlar yapılırken tabii ki, objektif verilerden faydalanılacak. Ancak Türk hakemliğinin yıllardan beri kangreni olmuş faktörler var. Adamcılık, bölgecilik, husumet, düşmanlık, torpil gibi yan etkilerden uzak durularak, bunlardan arınarak bir klasman yapılabilirse, işte o zaman Türk hakemliği kurtulur. “Kulüpler Birliği’nden liste geldi, x kulübünün başkanına söz verdik, Bakan bey aradı, milletvekili devreye girdi, Vali bey rica etti.” Bu sözler maalesef Türk hakemliğinde liyakate göre terfileri arka plana itiyor. Sabri Çelik mizacı bu konularla ilgili dik duruş beklentisi yaratmıyor. MHK’nın kötü adamı Murat Ilgaz ne kadar dayanır acaba? İnşallah yanılırız. Alelacele tasarlanan talimat değişiklikleri, torpillere kılıf mı hazırlıyor. Yoksa liyakata öncelik mi sağlayacak?

MAÇ SAYILARINA DİKKAT

Süper Lig ve TFF 1. Ligde hakem ve yardımcı hakemlerin maç sayılarında belli düzeyde adaletli bir tablo ortaya çıktı. Ancak alt liglerde düşük not almamasına rağmen, bölge sorumlularının tercihi nedeniyle sayı olarak geride kalmış hakemler var. PMİK’in şu birkaç hafta içerisinde olaya el koyup bu adaletsizliği de ortadan kaldırması gerekir ki, aday terfi listeleri adaletli oluşsun.

SINAVLAR RİVA’DA

BAL kadrosu dışındaki tüm klasmanlar için sınavlar İstanbul’da merkezi olarak yapılacak. Tüm adaylar Görsel, kural, lisan ve kondisyon sınavlarının yanı sıra birebir mülakata tabii tutulacaklar. Mülakat komisyonunda MHK bizzat yer alacak. Anlaşılan o ki, MHK ince eleyip sık dokuyarak terfileri hassasiyetle yapmak istiyor. Ama üst paragrafta bahsetmiş olduğumuz sıkıntıları nasıl aşacak bakalım?

LİSAN SINAVI ÇOK ÖNEMLİ...

Terfilerde birincil şart lisan bilgisi olacak. Çünkü bu konuda MHK’nın ve TFF’nin sütten, (pardon Zorbay Küçük’ten) ağzı yandı. O nedenle yoğurdu üfleyerek yiyecekler. Zorbay Küçük’ün lisan sınavında sıkıntılar yaşadığı, başarılı olamadığı haberleri, Sayın Mehmet Büyükekşi’nin ağzından birçok kez basında yer aldı. Ancak geçen hafta Zorbay Küçük kendi sosyal medyasında böyle bir durumun olmadığını, bunun yalan olduğunu beyan eden bir açıklama yayınladı. Üstelik hakemlerin sosyal medya kullanma kısıtlamasına tabi olmalarına rağmen. Şu anda, herkes merak ediyor, birbirine soruyor. Kim yalancı?