Osmanlı döneminin Milli Eğitim bakanlarından Emrullah Efendi “Şu mektepler olmasaydı, ben bu maarifi ne güzel idare ederdim” demiş. TFF ve MHK da, şu 40 günlük maçsız dönemde biraz nefes alacak, fazla eleştirilmeyecekler. Mücadelenin devam ettiği liglerdeki sıkıntılar da, medyada yer bulamayacağı için, gündem oluşturmayacak. Son 2 hafta maçlarında hakemlerin “skandal” hata yapmaması, MHK’nin ara tatile moralli girmesini sağladı. Maç olmadığı dönemlerde, kamuoyu hakemlerle fazla ilgilenmez.

Fakat hakemlerin sezon boyunca göstereceği performanslar, bu dönemde yapılan çalışmaların sonucudur. Merkez Hakem Kurulları, hakemlerin terfi ve tenzillerinde adaletli davranır, düzenlenecek seminerlerde eksik noktaların üzerinde iyi durur, kondisyon bakımından hakemler iyi hazırlar, moral ve motivasyonlarına olumlu yükleme yaparsa, sezon iyi başlar, iyi gider. Kamuoyu, MHK’nın icraatlarını sadece maç atamaları olarak görür. Ama MHK’nin esas imtihanı bu dönemlerde olur. Bu nedenle 10-16 Aralık tarihlerinde düzenlenecek seminerlerin verimliliği ile ay sonunda yapılacak klasmanların adaleti ve isabetliliği, ikinci yarıdaki hakem performanslarının temelini oluşturacaktır.

DAR KADRO VE ODA

Başkan Büyükekşi, dinlemeyi bilen ve doğruyu bulmak adına fikirlerinden vazgeçebilen bir insan. Bu sütunlarda ve birçok yerde ayrı ve dar VAR kadrosu uygulamasının yanlış olduğu defalarca yazıldı. Nihayet düdük çalan hakemlerin VAR odasına yaklaştırılmaması uygulaması yumuşatılıyor. İlk etapta UEFA’nın Şampiyonlar Ligi’nde VAR’da görev verdiği Abdulkadir Bitigen ile Mete Kalkavan 2. dönemden itibaren VAR odasına girebilecekler. Ayrıca VAR kadrosuna girmek için müracaat eden yeni isimlere de, MHK sıcak bakıyor. Dar kadro 14 hafta boyunca MHK‘yi çok zorladı ve yumuşak karın oldu. VAR odalarının basına açılmasından sonra, revize edilmesi de gündeme geldi. Bu maç boşluğunda VAR odaları metrekare olarak genişletiliyor. Ferah bir ortam olması hedefleniyor. Odalardaki monitörler değiştiriliyor. Yüksek çözünürlüklü monitörlerle hakemlerin daha net görüntü izlemeleri hedefleniyor. Darısı 3 boyutlu, yarı otomatik ofsayt sistemine olsun diyelim.

TERÖRE LANET OLSUN

Lanet olsun İstiklal caddesini kana bulayanlara. Güvenlik güçleri failleri yakalama konusunda ciddi bir çeviklik ortaya koydu. Yapılacak takipler ve alınacak tedbirlerle bu tür olayların tekrarını yaşamayız inşallah.

Terör deyince, alt liglerde ve amatör müsabakalarda hakemlerimiz maalesef can korkusuyla maça çıkıyor. Kulüp başkanı soyunma odasında hakem tokatlıyor. Sahada hakemler aleni bir şekilde darp ediliyor. Trabzon ve İstanbul’da yaşanan olayların görüntüleri dehşet verici. Dayak yemekten yere düşen hakeme yerde tekmeler vuruluyor. Hakemlerin arkasında duran, kollayan, haklarını koruyan kimse yok, ne yazık ki. Neyse ki, Hakem Derneği’nin İstanbul Şubesi anında kınama yayınlayarak, hakemlerin hukuki haklarının sonuna kadar takipçisi olacağını bildirdi.

Geçmiş dönemlerde ASKF başkanları hakemlere her zaman sahip çıkar, hakemlere karşı yapılan bu hareketlere kendi bünyelerinde ciddi yaptırımlar uygularlardı. Rıza Sümer, Hüdaverdi Talay, Orhan Saka ve Mehmet Baykan, hakeme saldırı konusunda kendi camialarına asla taviz vermezdi. Ali Düşmez de ise maalesef bu duruşu göremiyoruz. Seleflerini biraz örnek alsa iyi olacak.