MHP Lideri Devlet Bahçeli, "Mübarek Ramazan ayının sonuna yaklaştığımız şu günlerde, elbette her 27 Mayıs’ta olduğu gibi, ikamesi ve ihmali söz konusu olmayan manevi görevimizi yerine getirmek maksadıyla Kızılcahamam Ülkücü Şehitler Anıtı’nda toplandık. Aziz şehitlerimizi rahmet ve hürmetle anmak için bir araya geldik. Sözlerimin hemen başında hepinizi saygılarımla selamlıyorum. Ülkücü şehitlerimiz yaşadıkları dönemlere fedakârlıklarıyla nüfuz etmişlerdir. Tarihin akışına cesaretleriyle yön vermişlerdir. Kafa karışıklıklarının arttığı, bunalımların yaygınlaştığı, gayri milli tesir ve baskıların yoğunlaştığı bir zamana ülküleriyle anlam katmışlar, yeni bir çığır açmışlardır.

Aziz şehitlerimiz dünyaya Türk-İslam Ülküsünün irfanıyla bakmışlar, korku nedir tanımamışlar, yılgınlık nedir bilmemişlerdir. Onlar istiklalimizin muhafızlarıdır.
Onlar istikbalimizin nişaneleridir. Bir ülke uğruna, bir ülkü uğruna, mukaddes bir amaç yolunda candan vazgeçmek fedakârlıkların en büyüğüdür. Böylesi bir fedakârlık hiçbir dünyevi zenginlik ve zevkle, hiçbir makam ve mevkiiyle mukayese ve mübadele edilemeyecektir. Şehitlerimiz al bayrağın dalgalanması, üç hilalin varlığı için kara toprağa sarılan onur kaleleridir" dedi.

Bahçeli şöyle devam etti: "Şehitlerimiz kutlu davamızın devamlılığı için bedenlerini feda eden kahramanlık menkıbeleridir. Bizler bastığımız yerleri sadece toprak diyerek geçmiyoruz. Altındaki kefensiz yatanları düşünüyoruz. Şehitlerimizden aldığımız emanetle dünyaları alsak bile bu cennet vatanı vermeme konusunda azimliyiz, kararlıyız, yeminliyiz. Şehadeti göze almış bir insanı veya bir milleti yenecek, teslim alacak, boyun eğdirecek, taviz vermesini sağlayacak beşeri bir kudret asla yoktur. Davasında erimiş ve inancıyla devleşmiş bir vicdana üstünlük kuracak hiç bir kuvvet de olamayacaktır. Milliyetçi-Ülkücü Hareket aynı zamanda şehitler kervanı, şehitlik anıtıdır"


"Milliyetçi-Ülkücü Hareket’in davası hakkın davasıdır, hakikatin davasıdır, halkın davasıdır, Allah’ın davasıdır" diyen Bahçeli, "Bu nedenle büyüktür, yüksektir, ihlaslıdır, iradelidir, iffetlidir.Kutlu davamızın müdafaa ve mücadelesinde yokluklarla karşılaştık.Çilelere katlandık, çetin şartlara dayandık. Binlerce dava insanımız ülkülerini yaşatmak amacıyla canlarını ortaya koydular. Hesap yapmadılar.Plan yapmadılar. İkbal derdine düşmediler.Tıpkı gül bahçesine girer gibi şehitliğe koştular.Samimiydiler, dürüsttüler, inanç ve imanla dolup taştılar.Türk milletinin şeref ve namus simgesi oldular. Hepsi onurluydu, ahlaklıydı, inançlıydı, davalarının bayraktarıydı. Hiçbir çıkar odağından, hiçbir kötü ve karanlık güç sahibinden, hiçbir şart altında aman dilenmediler, bunlara el avuç açmadılar.
Asırların derinliklerinden dalga dalga yükselen “Ey Türk titre ve kendine dön” çağrısına kulak veren onlardı. Zamanın dar kalıplarına sığmayıp taşan, hıyanete meydan okuyup Bozkurt gibi ileri atılan onlardı" dedi.

İslama göre peygamberlikten sonra insanın ulaşabileceği en yüce mertebenin şehitlik olduğunu vurgulayan Bahçeli, "Ruhi Kılıçkıranla başlayan şehadet zinciri, elden ele, gönülden gönüle, bedenden bedene taşınan mukaddes bir emanet gibi nice kahramanımıza ulaştı. Dinimizde bir insanın peygamberlikten sonra ulaşabileceği en yüce mertebe şehadettir. Ve de şehitler Rabbimizin misafirleridir. İnancımıza göre şehitler ölmez. Bilakis onlar diridir, bunu sadece biz göremeyiz. Şu anda manevi huzurlarında bulunduğumuz ve duayla andığımız Ülkücü şehitlerimizin her biri bizim ilham, itibar ve inanç kaynağımızdır. Onlar; alnı açık, başı dik, yüreği sevgi dolu ülkü neferleridir.


Dünya durdukça şehitlerimizi anacağız. Onlara layık olmakla kalmayacağız; her birini şükranla, saygıyla, Fatihalarla yâd edeceğiz. Unutulmasın ki, kahraman şehitlerimizin ruhları muazzep edilmeyecektir. Davamızın hamuruna leke düşürülmeyecektir." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin edebiyete kadar varlığını muhafaza edeceğini belirten Bahçeli, "Bir olacağız, diri olacağız, güçlü olacağız, Türk milleti ortak paydasında birleşip zulme ve zulmete göz açtırmayacağız. Tarihsel haklarımızı, milli kimliğimizi, milli kültürümüzü çiğnemek için işbirliği yapan, pozisyon alan kim varsa karşılarında şehitlik ruhunu, gazilik şuurunu, asla teslim olmayacak milli bir duruşu göreceklerdir. Aziz milletimizin mukaddes varlığına kast etme aymazlığına kendini kaptıranlara, geçmişte tarihi bir cevap veren Milliyetçi-Ülkücü Hareket, bugün de, yarın da aynı kararlılığı gösterebilecek iradeye fazlasıyla sahiptir.


Bu nedenle kötü niyetliler akıllarını başlarına almalıdır. Şehitlerimizin aziz hatıraları, lider ülke Türkiye hedefine yönelik kutlu yolculuğumuzda önümüzü aydınlatan meşale, bizlere ilham veren mücadele kaynaklarımızdır. Aramızdan ayrılan sadece şehitlerimizin naçiz vücutlarıdır. Milliyetçi Hareket, onların uğruna can verdiği ülkü ve hedeflerde yürümeye devam edecek ve mutlaka başaracaktır. Onların kutlu emanetleri; yine aziz milletimizin en büyük ümidi ve varlık teminatı olarak milli heyecanları diri tutacaktır. Bu duygu ve düşüncelerle, başta merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş Bey olmak üzere, Şehadetinin 39. yıldönümünde Gümrük ve Tekel Eski Bakanımız Gün Sazak Bey’i, aziz şehitlerimizi, rahmetle, minnetle, hürmetle anıyorum. Yattığı yerleri nur dolsun, ruhları şad olsun, Rabbim hepsinden ayrı ayrı razı olsun. Hepinizi saygılarımla selamlıyor, Allah’a emanet ediyorum" diye konuştu.

Editör: Haber Merkezi