10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde, Kütahya Gazeteciler Cemiyeti tarafından organize edilen etkinliğe katılamadıkları için basın mensuplarıyla bir araya geldiklerini ifade eden Milliyetçi Hareket Partisi Kütahya Milletvekili Ahmet Erbaş, “Öncelikle hem geçmiş 10 Ocak Çalışan Gazeteciler gününüzü kutlayalım hem de yaklaşmakta olan kendi aranızdaki seçim içinde size başarılar dileyelim istedik.

10 Ocak Çalışan Gazeteciler gününde gerçekleştirilen etkinlik için davet edilmiştik ama o gün başka bir program vardı, saat olarak yetişemeyince bunu telafi etmek istedik. Derneğinize kayıtlı 62 gazeteci arkadaşımız varmış, yaklaşık bunun 40 küsuru burada. Yalnızca gazetecileri değil, radyocuları, televizyoncuları da çağıralım istedik, bunu yaparken de il başkanımız, merkez ilçe başkanımız, ocak başkanımız, belediye başkan yardımcımız, il encümenimiz, kamu sen başkanımız, il başkan yardımcılarımız, disiplin kolu başkanımız ile birlikte küçük bir çekirdek aile olarak sizin karşınızdayız.” diye konuştu.


“KÜTAHYA EKSPRES GAZETESİ 1956 YILINDAN BERİ HİÇ ARA VERMEMİŞ”

Milletvekili Erbaş, basın mensuplarına yönelik yaptığı konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Boyalı basının veya bu kadar çok televizyonun olmadığı yerlerde siz yıllarca Türkiye’nin tek sesi oldunuz. Kütahya Ekspres Gazetesi yayımlanmaya 1956 yılında başlamış. 1956 yılından beri gazete hiç ara vermemiş. Kütahya’da 50 yıllık şirketlere ödül verildiği zaman bunun içine mutlaka bir de gazete giriyormuş. Bu çok güzel bir şey, çok güzel bir duygu. İnsanların haber alma hürriyetine; haber alma zevkine siz en önemli katkıyı sağlayan değerli kardeşlerimizsiniz.

Sizlerle ilgili, özellikle ekonomik durumlarınızla ilgili Sarı basın kartlarınızla ilgili, çalışanlarınızın SSK’sıyla ilgili, hatta ve hatta radyocu arkadaşlarımla ilgili mecliste konuşmuştum. Birçok sıkıntılarınız var. Biz dilimiz döndüğü kadar yardımcı olmaya çalışıyoruz.”

“VATANDAŞ BİZLERİ BİR YERE GÖREVLENDİRDİYSE BİZ SON GÜNE, SON SANİYESİNE KADAR BUNUN HAKKINI VERMEK ZORUNDAYIZ”

Herkesin kendisine göre bir siyaset anlayışı veya yürüme şekli olduğunu vurgulayan Erbaş, “Benim ve bizlerin amacı şu; sandık bir tarafta, orada 4 yılda, 5 yılda vatandaşın önüne konuyor o vatandaşın kendi şahsi kararı ama eğer bu vatandaş bizleri bir yere görevlendirdiyse, oylarıyla bir yere seçtiyse biz son güne, son saniyesine kadar bunun hakkını vermek zorundayız ve bunun mücadelesini yapmak zorundayız. Şimdiye kadar siyaseten, iş adamı, STK’lar, özel kamu kuruluşları olarak ve siz basın mensupları olarak Kütahya’ya taş üstüne taş koyanlara hepsinden Allah razı olsun.

“KÜTAHYA’YA MORAL OLMAK İÇİN 25 MİLYON KİŞİYE ULAŞTIK”

Her şey güllük gülistanlık veya her şey çok kötü demek istemiyorum, iyi olanları iyi şekilde paylaşalım, eğer eksik varsa bunu söyleyelim. Derdimiz şu; maalesef biz içimize atmayı ve bazen de halının altına süpürmeyi seviyoruz ama o yığınlar büyüyor büyüyor karşımıza başka şekilde çıkıyorlar. Benim gördüğüm; moralimiz yok. Kütahya olarak bir piyar moralimiz yok. Geçen sene için söylediğimiz “Kütahya Seni Bekliyor” kampanyasıyla gerçekten bir ivme kazandık. Yaklaşık 25 milyon insana ulaştığımızı söylemiştim.

Geçen hafta yine bu kampanya sayesinde Almanya Stuttgart’taki fuara davet edildik. Daha çok doğayı sevenlerin gittiği, karavancıların, çadırcıların gittiği bir fuar. Orada asli şehir olarak Bursa ve Yalova’yı seçmişler. Üçüncü şehir olarak Kütahya’yı eklettik. Resmi olarak da olarak bir konuşma yaptım, oradaki arkadaşların hepsini Kütahya’ya davet ettim. Bu hep birlikte yapılacak bir şey. Benim, Ahmet’in, Ferhan’ın veya bir başkasının işi değil.



“GEÇEN YIL İLİMİZE 54 BİN ASKER GELİP GİTMİŞ”

Bu memleket hepimizin memleketi. Geçen yıl ilimize 54 bin asker gelmiş gitmiş, bunun anlamı şudur, buraya yaklaşık olarak 54 bin aile gelmiştir. Yine 50 bine yakın öğrencimiz var. Güzel şeyler oluyor mu? Oluyor tabiki, bunlara hak veriyor ve kabul ediyoruz ama eksik gördüğümüz ve ivedilikle yapılmasını istediğimiz bazı işler var.

“SINDIRGI FAY HATTI EĞER GERÇEKTEN AKTİF HALE GELDİYSE, BUNUN BİRİNCİ DERECEDE ETKİLEYECEĞİ VİLAYET KÜTAHYA; AMA HALA BİR HASTANEMİZ YOK”

Son bir hafta önce Elazığ ve Malatya’da yaşanan o acı olaydan, depremden sonra rahmetli olanlara Allah’tan rahmet diliyorum, yaralılara da acil şifalar. Bizim buradaki evlerimizin ve özellikle kamu kurum ve kuruluşların ve hastanelerin önemi bir ke daha ortaya çıktı. Bütün yer bilimcileri şu anda Sındırgı fay hattının aktif hale geldiğini söylüyor. Sındırgı dediğiniz Van’da değil, Edirne’de değil, hemen yanımız. Bu fay hatta eğer gerçekten aktif hale geldiyse, bunun birinci derecede etkileyeceği vilayet Kütahya. Ama hala bir hastanemiz yok. Şu anda 3 hastanemizin de 6.8 gibi Allah göstermesin bir depreme dayanıklı olup olmadığı konusunda şüphelerimiz var, herkesin şüphesi var, kamuoyunun şüphesi var.

“MUTLAKA HASTANE İÇİN TEKRAR TEKRAR BİR KAMPANYA YAPMAMIZ LAZIM”

Bizim sağ, sol, hangi düşünce de olursak olalım ivedilikle mutlaka hastane için tekrar tekrar bir kampanya yapmamız lazım. Elazığ’da bir deprem oldu, Allah vermesin ama Elazığ’ın o konuda içinin rahat olduğu tek bir şey vardı, bin yataklı şehir hastaneleri var. Hiçbir sıkıntı çekmediler, hiçbir problem yaşamadılar. Dün Sedat arkadaşım kendi çocuğu ile ilgili bir şey anlattı, küçük çocuk rahatsızlanıyor, 3 hastane dolaşıyor, 4. Hastane de bir buçuk saat sonra sıra geliyor acillerimizde. Doktor eksikleri biraz giderildi, biraz doktor geldi ama bizim mutlaka fiziken bir hastaneye ihtiyacımız var.

“ŞEHİR HASTANESİNİN BU ŞEKİLDE BİTME İHTİMALİ YOK”

Ben aday olduğum günden beri söylediğim bir cümlenin hala arkasındayım, şehir hastanesinin bu şekilde bitme ihtimali yok, bunun bir şekilde firmayla oturup ne yapılacaksa karar verilip ve eğer tekrar ele alınacaksa orayı devlet veya TOKİ aracılığıyla yapmak lazım.

“AK PARTİ MİLLETVEKİLLERİMİZ, ŞUBAT AYINA KADAR HASTANE KARARININ ALINACAĞINI BELİRTMİŞLERDİ”

Bir fotoğraf görmüştünüz, sayın milletvekili arkadaşlarımızla beraber mecliste beşimiz bir aradaydık. Yemek sofrasında bir fotoğraf çektirmiştik, güzel bir şey. Orada biz, AK Parti’deki üç arkadaşımıza da aynı şeyi söyledik, Milletvekilimiz Fazıl beyle benim düşüncelerim, mutlaka ve mutlaka bir B planınız olsun. Eğer yalnızca bu hastanenin bu şekilde bitirileceği ile ilgili bir düşüncemiz, başka da bir planımız yok ise bu hastane öyle duruyor, o hastanede hareketin olabilmesi için tekrar bir daha seçi kararının alınması lazım, biz ancak kule vinçleri o zaman görüyoruz. Onların da bize söylediği, Şubat ayına kadar firmanın ya da görüşmelerin netleşeceğini, ondan sonra bir karar alınacağını belirtmişlerdi.

“HERHANGİ BİR GEREKÇENİN ARKASINA SIĞINACAK DURUM VE ZAMANIMIZ YOK”
1999 yılında sağlık bakanlığına girdim, şu anda içinizde bu bakanlık merkezini en iyi bilen arkadaşlarınızdan biriyim, çünkü ben orada çalıştım. Oradaki işleyişi, oradaki yapıyı, bu şehir hastanesini falan biliyorum ve ivedilikle diyorum ki, alan firmayı da tenzih ederim, mutlaka ekonomik gerekçeleri vardır, şu vardır, bu vardır, bu değil ama bizim herhangi bir gerekçenin arkasına sığınacak durum ve zamanımız yok.

Mutlaka bu işi hızlandırmamız lazım. Ben sayın sağlık bakanına bir şey söyledim, Yoncalı bizim için çok önemli, turizm açısından çok önemli, biz oranın kalkınmasını istiyoruz, Yoncalı’ya yatırım yapacak herkes, mutlaka otelini, pansiyonunu veya motelini pazarlarken, yanımda bir fizik tedavi hastanesi var diyor. İnsanlar kaplıcaya fizik tedavi ile ilgili sıkıntıları olduğu için geliyor. Şimdi bizdeki fizik tedavi hastanesinin 225 yatak yerine 100 yatak yapıyoruz. 225 yataklı hastanede 6 ay sıra veriyoruz, peki bunu 100 yatak olarak yaparsak nasıl olacak dedim. Hemen bakan yardımcısına dönerek böyle bir şey olur mu? Bu karar nasıl yapılmış dedi.

Benim bildiğim yine tırnak içinde söylüyorum, diğer hastanenin de çürük raporu var. Şimdiye kadar niye güçlendirilmedi onu anlamıyorum. Normalde bu hastane yapıldığı zaman o hastane yıkılacaktı, çünkü ilk çıkış şekli, düşünce yapısı bu, sonradan dendi ki bu hastane yıkılmayacak, yıkılmasın. Eğer yıkılmasına gerek yoksa yıkılmasın tabiki. Ama güçlendirilmesi gerekiyorsa mutlaka güçlendirilsin, şehir içindeki hastanenin sıkıntısı var. Eski SSK hastanesi dediğimiz, şu anda kullandığımız Çelebi hastanesi de 2007 yılında yapılmış, gören de zanneder ki 50 yıllık hastane.” ifadelerine yer verdi.

Kütahya Kent Ormanı Te’Peras Restoran’da gerçekleştirilen toplantıya; Milliyetçi Hareket Partisi (MHP)Kütahya Milletvekili Ahmet Erbaş, Belediye Başkan Yardımcısı Salih Özden, MHP Kütahya İl Başkanı Ferhan Yıldırım, MHP Merkez İlçe Başkanı İsmail Küçük, Kütahya Ülkü Ocakları Başkanı Serdar Akkoç, il encümeni, kamu sen başkanı, il başkan yardımcıları ve basın mensupları katıldı.

Editör: Haber Merkezi