Ersoy, “Yaşadığımız yüzyıl, gelişen teknolojik imkanlar, gelinen sosyal durumlar, en çok insana ve âile kurumuna zarar verir hale gelmiştir.” dedi.

MHP’li Ersoy, “Dünyada, özgürlük, demokrasi vb. pozitif değerler setleri kullanılarak, “cinsel yönelim” adıyla, “Onur Yürüyüşü” gibi etkinliklerle ahlaksızlığı normalleştirme ve meşrulaştırma mücadelesi verilmektedir.” ifadelerini kullandı.

MHP’li Ersoy şunları söyledi; 

"Hiç kuşkusuz âile kurumu, bir toplumun, bir milletin en temel, en önemli kurumudur. 

Tarihin ilk çağlarından itibaren Türk milleti, bu kurumun sağlıklı ve sağlam yapısının da etkisi ve gücüyle tarihin her döneminde "Devlet ve medeniyet" sahasında hep en önde var olmuştur.

Diğer taraftan, bu temel taşı olarak gördüğümüz kurumu zayıf olan veya olmayan milletler, gerek medeniyet, gerekse insanlık açısından daima sınıfta kalmışlardır. 

Bugün geldiğimiz noktada, âile kurumunun korunması ve güçlendirilmesi büyük önem atfetmektedir.

Zîra, yaşadığımız yüzyıl, gelişen teknolojik imkanlar, gelinen sosyal durumlar, en çok insana ve âile kurumuna zarar verir hale gelmiştir.

Devleti yöneten ve yönetmeye talip olan siyasi organizasyonlarda mutlak surette bu konuya eğilmeli, gerekli düzenlemeleri yapmalıdırlar.

Bu bağlamda ülkemizde, TBMM'de başlayan ve bugün de devam eden süreç ibretlik olduğu kadar, milletimizin dikkatinden de kaçmamalıdır. 

Bu önemli konunun yakın dönemde başlayan ve bugün de devam eden TBMM sürecine ilişkin yaşananları aziz milletimizin dikkatine sunuyoruz.

CHP, İYİ Parti ve HDP’nin, TBMM Anayasa Komisyonu’nda görüşülen anayasa değişikliği teklifinin birinci maddesinin değiştirilmesi için verdiği ortak önerge, AKP ve MHP milletvekillerinin oyları reddedilmiş, CHP, İYİ Parti ve HDP milletvekilleri komisyonu terk etmiştir.

Başörtüsüne anayasal güvence getiren ve 2. madde olarak da evlilik birliğini tanımlayan "Anayasa Değişikliği Teklifi"; AK Parti ve MHP’nin oyları ile TBMM Anayasa Komisyonunda kabul edilmiştir.

Komisyonda kabul edilen 2.maddenin yani Anayasa'nın 41'inci maddesinin, "Ailenin Korunması ve Çocuk Hakları" şeklindeki birinci kenar başlığı, "Ailenin Korunması, Evlilik Birliği ve Çocuk Hakları" olarak değiştirilmektedir.

Ailenin, toplumun temeli olduğunu düzenleyen maddeye, evlilik birliği şartı da eklenmektedir.

Teklif, evlilik birliğini, "Ancak kadın ile erkeğin evlenmesi ile kurulabilir" şeklinde yeniden tanımlıyor.

Komisyonda kabul edilen anayasa değişikliği TBMM Genel Kurulu gündemine geldiğinde ise; CHP ve İYİ Parti'nin, Genel Kurul’daki oylamalarda anayasa değişikliğine destek vermeyeceklerini belirttikleri görülmüştür.

Bilindiği üzere evlilik birliğini, "Ancak kadın ile erkeğin evlenmesi ile kurulabilir" ibaresinin muhalefet tarafında karşılık bulmamasının, hatta muhalefeti rahatsız etme sebebinin CHP ve İYİ Parti içerisindeki LGBT savunucuları ve lobileri olduğunu akıllara getirmiştir.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 10 Nisan 2021 tarihinde Haber Global ekranlarında katıldığı canlı yayında ‘’LGBT, Türk aile yapısını bozuyor mu?’’ sorusuna karşılık cevaben: ‘‘Hangi aile yapısına zarar veriyor? Hayır, ilgisi yok. Niye aile yapısını bozsun.’’ demiştir

Öte yandan, 2019 ve 2020 yıllarında CHP’li belediyeler eşcinsellerin "Onur Haftası" adı altındaki etkinliklerini kutlama yarışına girmişler; İzmir, Mersin, Eskişehir, Çanakkale, Edirne ve İstanbul’un da aralarında olduğu 33 belediye resmî hesaplarından LGBT’yi desteklemişlerdi.

Aynı dönemde CHP’lilerin, aile mefhûmunu kökünden sarsacak LGBT konusundaki tutumlarına karşı AK Parti ve MHP’li belediyeler “AilemizHerŞeyimiz” etiketiyle tepki göstermişlerdir.

Dünyada, özgürlük, demokrasi vb. pozitif değerler setleri kullanılarak, “cinsel yönelim” adıyla, “Onur Yürüyüşü” gibi etkinliklerle ahlaksızlığı normalleştirme ve meşrulaştırma mücadelesi verilmektedir.

Batı bugün kendi içerisinde bir medeniyet krizi yaşarken, LGBT evlilikleri, üçüncü cinsiyet/cinsiyetsizleştirme, insan üretim çiftlikleri ve gayrı meşru evliliklerden doğan çocuklar gibi medeniyet sorunları yaşamaktadır.

Batıdaki bu medeniyet krizini ülkemizin sınırlarına sokmadan, anayasal güvence ile tedbir almak, Milletin toplumsal yapısını bozacak değerlerin dışına çıkmadan, toplumun temeli olan aile yapımızı korumak ve milli/manevî değerlerle donatılmış nesiller inşâ etmek zorundayız.

Nasıl ki savunma sanayimiz millîleşince emperyalist güçlerin küresel projelerini yırtıp attıysak, millî ve mânevî değerlerle yetişmiş bir nesil, aynı işlevi görecek, tıpkı bir silah gibi millî aklıyla üzerimizde hesabı olanların hesaplarını alt üst edecektir."