Milliyetçi Hareket Partisi MYK Üyesi ve Afyonkarahisar Milletvekili Mehmet Taytak, 2024 Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi üzerine MHP Grubu adına söz aldı. Taytak'ın konuşmasında, “Eğitim bilgidir, eğitim ahlaktır, eğitim kültürdür. Eğitim, berrak zihinlerin parlak fikirlerle beslenmesidir. Milli eğitim ise; gelecek nesilleri milli, manevi duygularla işlemek, bireylere kişilik kazandırmak, Türk çocuğuna iyi bir bilgi, beceri ve davranış alışkanlıkları öğretmektir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ifade ettiği gibi, "Eğitim bir milleti ya özgür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da esaret ve sefalete terk eder. Geleceğin güvencesi eğitime, eğitim ise öğretmene dayalıdır. Öğretmen, anne babadan sonra çocuğun tanıştığı ve güvendiği ilk kişidir. Hz. Ali'nin "Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum" sözünü kültürüne yerleştirmiş olan milletimiz, tarih boyunca öğretmenlerimizi baş tacı etmiştir." ifadelerini kullandı.

“ATANAMAYAN HİÇBİR ÖĞRETMENİMİZ KALMAMALI”

Milliyetçi Hareket Partisi olarak eğitime, öğretmenlerimize yönelik alınacak her doğru kararı desteklemeye devam edeceklerini belirten Milletvekili Taytak, “Günümüzde dünyayla rekabet edebilecek düzeyde verimli bir eğitim hizmeti için önceliğimiz öğretmenlerimizin huzurlu bir çalışma ortamında, ihtiyaçlarının giderilmesi ve beklentilerinin karşılanmasıdır. Milliyetçi Hareket Partisi olarak eğitime, öğretmenlerimize yönelik alınacak her doğru kararı desteklemeye devam edeceğiz. Ülkemizde öğretmen ihtiyacı her zaman vardır. Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli Beyefendi’nin ifade ettiği gibi; atanamayan hiçbir öğretmenimiz kalmamalı, ücretli, sözleşmeli öğretmen tanımı kalkmalı ve tüm öğretmenlerimizin kadroya geçişi sağlanmalıdır. Öğretmen alımlarında; sözlü mülakatların kalkması ve KPSS puanı ile hızlı bir şekilde atamaların yapılması önem arz etmektedir”

“İSTİHDAMDA MESLEK LİSELERİ ÇOK ÖNEMLİ BİR ROL OYNAMAKTADIR”

Taytak, “İstihdam sorununda işsizliğin nedenlerinden biri, mesleki eğitimden çok üniversite mezunu olmaya dayalı eğitimin ağırlıkta olmasıdır. Gençlerimiz; kendi yeteneğini ortaya çıkaracak bir meslek sahibi olmaktan çok, masa başı devlet memuru olmayı hayal etmektedir. Üniversitelerimizdeki yığılmaların önüne geçmeliyiz. Bunun önüne geçmek için de meslek liseleri çok önemli bir rol oynamaktadır. Ülkemizde ustalık ve zanaatkarlık eksikliği vardır. Berber veya çiftçi olmayı hayal eden bir yavrumuz, önce ailesi tarafından memur, doktor veya mühendis olmaya zorlanıyor. Özellikle pandemi ve savaş sonrası ortaya çıkan tahıl krizi, dünyanın en önemli meselesinin gıdayı ulaşmak olduğunu bizlere göstermiştir. Gıdanın temeli tarımdır. Nesilleri tarıma yönelmeyen bir millet dışa bağımlı olmaya mahkumdur. Gençlerimizi tarıma yönlendirecek projeler geliştirilmeli, meslek liselerine ya tarım bölümleri eklenmeli ya da her ilimize tarım liseleri açılmalıdır. Bizim de Afyonkarahisar’da yıllardır takip ettiğimiz ve gerçekleşmesini talep ettiğimiz tarım lisesi ve çiftçi eğitim merkezi projelerimiz bulunmaktadır. Üreten Türkiye’nin, üreten çalışanlara, fabrikalarımızın, sanayimizin nitelikli insan gücüne ihtiyacı vardır. Bu nedenle ilköğretimden yükseköğretime kadar çocuklarımızı yetenekleriyle ilgili alanlara yönlendirmek, mesleki eğitime teşvik etmek ve ailelerimizin meslek liselerine olan bakış açısını değiştirmek, milli bir meseledir. Herkes üniversite okumak zorunda değildir. Herkes KPSS ile atanmak zorunda değildir”

 “AKRAN ZORBALIĞINA YÖNELİK; AİLELER BİLİNÇLENDİRİLMELİ”

“Akran zorbalığı son zamanlarda, okullarımızda oldukça yaygınlaşmıştır” diyen Taytak, “ Akran zorbalığına maruz kalan öğrencilerimiz, olumsuz etkilenmekte ve toplumun ileride sahip olacağı nitelikli insan gücüne zarar vermektedir. Unutulmamalıdır ki, yeryüzünde hiçbir çocuğu “senden adam olmaz” diyerek adam edemezsiniz. Her çocuk ailesinin yansımasıdır. Bu nedenle akran zorbalığına yönelik; aileler bilinçlendirilmeli, okullarda seminerler düzenlenmeli, şiddet eğilimli öğrenciler sosyal aktivitelere yönlendirilmeli, cezai yaptırımlar artırılmalı, yerel ve ulusal TV kanallarında kamu spotu oluşturulmalıdır. Hafta başında milli eğitim bakanlığımız tarafından, hayata karşı duyarlı olmaları ve nezaketin önemini fark etmeleri için okullarda "adabımuaşeret" dersi müfredat kapsamına alınmıştır. Bu girişimden dolayı emeği geçen herkese teşekkür ederim”

“KIŞ SAATİ UYGULAMASINDA MAĞDURİYETLER ÇÖZÜLMELİDİR”

Ülkemizde 2016 yılında enerji tasarrufu sağlamak amacıyla kış saati uygulaması kalkmıştı. Yavrularımızın karanlıkta okula gidip gelmeleri güvenlik yönünden risk taşımakta ve derslerindeki verimliliğini düşürmektedir. Bu mağduriyetler çözülmelidir. Dijital çağda çocukların ekran başından uzaklaştırılması çok da mümkün değildir. Çocukların neredeyse büyük bir çoğunluğu cep telefonu, bilgisayar ve tablet kullanmaktadır. Çocuklarımız buralarda; çevrimiçi oyunlar oynamakta, tiktok, instagram, youtube gibi herhangi bir sosyal medya uygulaması kullanmaktadır. Bu uygulamaları kullanırken yaşlarına ve gelişim düzeylerine uygun olmayan ve şiddet içeren içeriklere maruz kalmaktadırlar. Demokrasi ve insan hakları adı altında; toplumu zehirleyen, milli iradeyi lekeleyen, sapkın fikirleri aşılayan, örflerimize-adetlerimize ve milli töremize saldıran bir güruh başta sosyal medyada, sanat/sepet tayfada ve günlük hayatımızda yer bulmaktadır”

TAYTAK, TÜRK GENÇLİĞİNE SESLENDİ

Türk gençliğine de meclis kürsüsünden seslenen Taytak, “Ulu önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü istismar ederek, Atatürk’ün fikir ve icraatları ile uzaktan/yakından alakası olmayan, ancak her köşeye sıkıştığında Atatürk’ün şemsiyesi altına girmeye çalışanlara karşı Türk gençliğinin uyanık olması gerekmektedir. Bir diğer taraftan da, Atatürk düşmanlığından nemalanan ve yine gençlerimizi devletimizin kurucu değerlerine kurucu kahramanlarına karşı zehirlemeye çalışan bir yapı vardır. Bu iki istismar grubunun da ne yaptığını, neyi amaçladığını görüyoruz. Toplumun ve Türk gençliğinin üzerinde oynanan oyunları Milliyetçi Hareket Partisi olarak mutlaka bozacağız ve gençlerimize sahip çıkacağız. Milletimizi, değerlerimiz ile ilgili ayrıştırmak istiyorlar. Ahlaksızlık ve teşhircilik normalleştirilmekte, takipçi ve beğeni sayısını artırmak için yapılan rezillikler makul görülmekte, mahrem duygusu, öz benlik, öz saygı kavramları ince ince yok edilmektedir. Görgüsüzlük pirim yapmakta, para ve ün uğruna milli, manevi ve dini değerlerimize saygısızlık hoş karşılanmaktadır. Kara para aklayan fenomen çetesi daha düne kadar Türk gençliği için bir hayal, bir örnek, bir idoldü. Gençlerimiz, emeksiz kazanılan zenginliğe şahit olanlar, kendisi ve ailesini yetersiz görüyor, yaşadığı hayatını beğenmiyor, problemli, bağımlı insan haline geliyor. Ne yazık ki sosyalleşmesi sanallaşan gençlerimiz, hayatı dijital bir kavram görüyor”

“TÜRK GENÇLİĞİ BİZİM HAS BAHÇEMİZ, İSTİKBAL GÜVENCEMİZDİR”

Taytak, “Eğitim ailede başlar. Ailelerimiz, kim olduğumuzu, kişiliğimizi, nereden gelip nereye gideceğimizi, hayata ve olaylara bakış açımızı etkiler. Ailelerimiz; mahalle kültürü öğreterek, atasını, anasını, babasını, büyüklerini sayan, küçüklerini seven, çehresiyle ışık saçan, bir gençlik yetiştirmelidir. Konuşmama, Genel Başkanımız Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli Beyefendi’nin sözleriyle son vermek istiyorum. “Türk gençliği bizim has bahçemiz, istikbal güvencemizdir. Onlar Türk milletinin yüz akları, yıkılmaz akıl ve ahlak kaleleridir. 2024 yılı bütçemizin, Türk ve Türkiye yüzyılı vizyonu doğrultusunda ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olmasını diliyorum”

Editör: Bilge Güler