Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı beka sorununun aşılabilmesi için yeni bir İstiklal Harbi veriyoruz. 7 düvele karşı milli menfaatlerimizin gereğini yapıyor, alayı ile birden bir tür örtülü savaş yürütüyoruz. Böyle bir durumda özel hesaplar yapmak, siyasi menfaatler gözetmek vicdan ve ahlak sahibi insanların yapabileceği bir şey değildir. Siyaset elbette kendi mecrasında yürüyecektir. Bu başka bir meseledir ve hatta olması gerekendir. Ama hiç kimse bize selden kütük kapmaya çalışılmasını, fitne ve fesat çıkarılmasını, vatan-millet düşmanları ile iş birliği yapmasını, bize siyaset diye yutturmaya kalkışmasın.

MHP SEYİRCİ KALAMAZDI

15 Temmuz gibi dünyada eşi benzeri görülmemiş bir kalleşliği yaşadık. Etrafımızda oluşan kan kuşatmasının boyutlarının nerelere kadar ulaşabileceğini acı şekilde bir defa daha Kudüs’te gördük. Suriye’de, Irak’ta, Akdeniz’de, Ege’de, Kıbrıs’ta yaşananların özünde doğrudan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin hedef alınması vardır ve bunu artık kimse inkâr etmiyor. Gözümüzün içine bakarak, Türkiye’nin varlığına ve birliğine saldırılması için terör örgütlerine tonlarca silah veriyorlar. PKK-PYD-DEAŞ-FETÖ gibi azılı terör örgütlerinin hepsiyle ve onların asıl sahipleriyle aynı anda mücadele etmek zorundayız. Milliyetçi Hareket Partisi ve Sayın Devlet Bahçeli gibi “önce ülkem” diyen, bunun kuru bir laf olmadığını defalarca ve ağır bedeller ödeyerek ispatlayan bir partinin ve liderin bu duruma seyirci kalması elbette düşünülemez. Zillet güruhunu ve bütün vatan-millet düşmanlarını rahatsız eden ve akla ziyan bahanelerle MHP’ye saldırmalarının sebebi tam da budur.

SİSTEM DEĞİŞİKLİĞİNİN SEBEBİ

Artık çok iyi biliyorlar ki, MHP ülkenin varlığının ve birliğinin teminatıdır. Cumhur İttifakı da bir siyasi hesaba bağlı olarak oluşmamıştır. Ülkenin varlığının ve geleceğinin karşı karşıya kaldığı tehditlerin bertaraf edilmesi için Türk milletinin onayı ile kurulmuştur. Hükümet sistemi değişikliğine, daha hızlı karar alınsın, daha etkili bir yürütme organı ortaya çıksın, birikimlerimiz, gücümüz ve enerjimiz kısır çekişmelerle heba edilmeyip ülkenin ağır sorunlarına harcansın diye gidilmiştir. Partilerin ittifak yapabilmelerinin önü, güçlü yönetimler ortaya çıksın diye açılmıştır. Yürütme, yasama ve yargı erkleri kesin çizgilerle birbirinden ayrılmış ve güçlenmiştir. Yürütme erkinin tamamen ülke yönetimine odaklanmasına, bürokrasinin kalın ve keskin duvarlarını aşabilmesine imkân sağlanmıştır. Cumhur İttifakı siyasete seviye ve ilke kazandırmıştır. Ancak varlıklarını ve devamlarını kargaşada, kavgada, kaosta ve hatta bölünme görenler, durumdan çok rahatsız olmuşlardır. Yeni hükümet sistemini bir türlü içlerine sindirememiş, kriz çıkarmak ve ülkeyi çıkmaza sürüklemek için olağanüstü çaba göstermişlerdir. Şeytanın aklına gelmeyecek şeylerle saldırıya geçmiş, yalanın, iftiranın, fitnenin zirvelerinde dolaşmışlardır.

MHP’Yİ İYİ TANIYIN

Bu kesin gerçekler aynı zamanda başta HDP gibi bir terör odağı olmak üzere, bütün ihanet şebekeleri ile iş birliği yapıp ittifak oluşturanların neden MHP’yi ve Sayın Devlet Bahçeli’yi hedef almalarının izahını da kolaylaştırıyor. SP’li Lütfi Yalman bu fitne ve yıkım güruhunun son elemanı, iftira kampanyasının son versiyonudur. Bu zavallılar herkesi kendileri gibi zannediyor. Israrlı ve samimi tavsiyemiz, Sayın Devlet Bahçeli’yi ve MHP’yi iyi tanımalarıdır. MHP küçük hesapların içinde olmaz. Söylediğini yapar, yaptığının da arkasında sonuna kadar durur. Yeni hükümet sisteminde yetki tamamen Sayın Cumhurbaşkanı’ndadır. Sayın Bahçeli, hükümetten hiçbir talepleri olmadığını ve olmayacağını defalarca açıklamıştır. Bunun aksini iddia edenler, söylediklerini ispat etmek zorundadırlar, aksi hâlde en hafif şekliyle müfteri olurlar. Diğer taraftan MHP’nin daha önce söylediklerini inkâr ettiğini duyan, gören olmuş mudur? Ancak, 15 Temmuz bu ülkenin tarihinde bir dönüm noktasıdır ve devletin varlığına, milletin bölünmez bütünlüğüne sahip çıkmak her şeyin önüne geçmiştir. Aksini düşünenler sadece yanlış yapmakla kalmıyorlar, bu ihanete ortak oluyorlar.

SÖYLENEN VE YAPILANLAR ÜLKEYİ RAHATLATTI

Herkes elini vicdanına koysun ve şu soruya cevap versin. Tabii vicdanı ve zerre kadar Allah korkusu varsa: “Şimdiye kadar Sayın Bahçeli’nin hangi söylediği, hangi yaptığı, hangi tespiti, hangi teklifi yanlış çıkmıştır?” Bütün Türk milleti şahittir ki, söylenen ve yapılanların istisnasız tamamı ülkeyi rahatlatmış, devleti yüceltmiş, vatanı yükseltmiştir. Bu kadar açık ve net olmasına rağmen, hâlâ çıkıp zihin bulandıracağınızı mı zannediyorsunuz? Siz, kime ve neye hizmet ediyorsunuz? MHP'nin duruşu bu kadar net, siyaseti bu kadar berrak, yaptıkları bu kadar açık ve kesin olmasına rağmen, neyin peşindesiniz? Siyasetinizi, ümitlerinizi, geleceğinizi PKK’ya, FETÖ’ye, Brüksel’e, Washington’a teslim edeceksiniz, sonra da çıkıp MHP’ye söz söyleyeceksiniz. Bunun akıl, vicdan, ahlak ve imanla izahı mümkün değildir. FETÖ karalamalarına, PKK hedeflerine hizmet etmek size yakışıyor olsa da, biz bunları ne anlarız, ne dinleriz, ne de kabul ederiz.