Basketbol takım sporları içinde yardımlaşmanın takım olgusunun en üst düzeyde olduğu dal belki de. Herkesin katkı yapması, mücadele etmesi gerek. Ekstra örnekler dışında bir oyuncunun her seferinde maç kazandırması zor. Geçen yılın Türkiye ve eurolig şampiyonu Anadolu Efes’te bu tipte iki oyuncu var. Larkin ve Micic. İkisi de geçen sezon müthiş oynadı, şampiyonluklar geldi. MVP Micic’in gölgesinde kalan Larkin, bu sezon henüz gerçek ritmini bulamadı. Daha çok oyunu yönlendirmede faydalı oluyor. Micic ise kaldığı yerden devam ediyor. Birçok maçta hem takımı yönetme hem skor üretme hem de sorumluluk alma konularında hiç geri adım atmadı. BSL’deki Bursaspor, euroligdeki Kızılyıldız galibiyetlerindeki gibi.

Sertaç gibi bir uzunu kaybetmek Anadolu Efes’i sarstı belki. Ama Micic’in gittiğini düşünün bir an. Her şey çok farklı olurdu. Bu sezon şaşırtsa da iddiasını Micic sayesinde koruyor Anadolu Efes. Uzun arayışı sürüyor ama Pleiss de ekstra oynuyor bu sıralar. Bir de Larkin tam anlamıyla gaza basarsa sıkıntı kalmayacak gibi…

Fenerbahçe çift maç haftasının ardından Tofaş’a karşı zorlanır sandık, yanıldık. Sarı - lacivertliler, Bursa’da rahat kazanarak yola devam etti. Eksik Karşıyaka, Türk Telekom’a karşı özellikle ilk yarıda kötüydü. Başkent ekibi, yeni koçuyla deplasmanda çok önemli bir galibiyet aldı. Merkezefendi, Darüşşafaka’yı da Lukas ile geçti, nefes aldı. Gaziantep, Bahçeşehir önünde kötü yüzdeyle şut attı. Kaba, yine takımı sırtladı. Bahçeşehir iyi görünmese de maç sonuna damga vuran Smith ile kazandı.

Son haftalarda toparlanan ancak bir türlü kazanamayan Petkim, Yalova da patladı. Müthiş oyunla farklı kazandı, umutlandı. Beşiktaş, kilit oyuncularından yoksun Büyükçekmece’yi, Galatasaray da lige havlu atan Afyon Belediye’yi zorlanmadan mağlup ettiler.