KORONAVİRÜS salgını bütün dünyada hayatın akışını etkiledi. Hiç kimse bu etkinin dışında değildir. Herkes kendi imkânları ölçüsünde tedbir alıyor. Türkiye’nin de kendi şartlarına göre davranması, Türk milletinin menfaatlerine göre tavır belirlemesi son derece doğaldır, yerindedir ve olması gerekendir.

TÜRK MİLLETİ RAĞBET GÖSTERDİ

Artık şunu çok iyi anladık ve öğrendik. Salgını önlemenin en belirleyici, en etkili yöntemi, evde kalmayı sağlamaktır. Bu durum beraberinde bazı yükümlülükler de getiriyor. Ekonomi yavaşladığı, iş ve çalışma şartlarının esnek bir hale geldiği bu ortamda, milli dayanışma göstermemiz çok önemlidir. Millet olarak bunu zaten yapıyoruz. Devletimiz de daha organize, daha etkili ve daha sonuç veren bir yöntem geliştirdi. Sayın Cumhurbaşkanı, “Biz Bize Yeteriz Türkiyem” diyerek bir kampanya başlattı. MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli de bu kampanyaya tam destek verdi. Benzer kampanyalar daha önce deprem felaketleri sırasında da yapıldı ve büyük başarı ve buna bağlı olarak çok önemli fayda sağladı. Şimdi de Türk milleti kampanyaya büyük rağbet gösterdi ve kısa zamanda önemli miktarlara ulaşıldı.

İBRETLE İZLİYORUZ

Son derece iyi niyetle, tamamen bir yardımlaşma ve ihtiyacı olanlara destek maksadıyla başlatılan bu kampanyanın, CHP ve yancılarını çok rahatsız ettiğini ibretle izliyoruz. Milletinin dayanışmasından rahatsızlık duyan bir anlayışın ülkeyi yönetmeye talip olmasının dünyada başka bir örneği herhalde yoktur. Öyle şeyler söylüyor, öyle şeyler paylaşıyorlar ki, şaşırıp kalıyoruz. Başka ülkelerde devlet vatandaşına yardım ediyormuş, bizde de vatandaşın devlete yardım etmesi isteniyormuş. Nasıl böyle bir alaka kurulur, nasıl böyle bir sonuca varılır, anlamak mümkün değil. Bu söyleyen insanlar hangi ülkede yaşıyor, ne yiyor, neyle besleniyor da bu hale geliyorlar, doğrusu çok merak ediyorum.

NEYE İTİRAZ EDİYORSUNUZ?

Her şeyden önce benzer kampanyalar dünyanın her yerinde, her ülkesinde düzenleniyor. İkincisi, devletin üzerine düşeni yapması, vatandaşına sahip çıkması, sosyal devlet ilkesi gereği ihtiyaç sahiplerini koruması, kollaması ve buna göre tedbirler geliştirmesi elbette gereklidir ve bu zaten yapılıyor. Ama çok daha iyisinin, çok daha fazlasının yapılabilmesi için başka kaynaklar oluşturulmasında ne sakınca var? Bu bir kampanya ve tamamen vatandaşın tercihine kalmış bir şey. Hiçbir zorlama yok. Tamamen imkânı olanların katılabileceği bir sosyal etkinlik. Herkes kendi isteğiyle, kendi gücü ölçüsünde katkıda bulunuyor ve birçoğu da bunu sosyal medya başta olmak üzere, çeşitli platformlarda paylaşıyor. Bunun nesinden rahatsız oluyor, nesine itiraz ediyorsunuz?

BELEDİYELER, AYRI BİR DEVLET GİBİ ÇALIŞAMAZ

Ankara ve İstanbul başta olmak üzere bazı CHP’li belediyelerin de benzer kampanyalar düzenlemek için harekete geçtiği anlaşılıyor. Bu da ayrı bir meseledir ve ne yazık ki, iyi niyetle izahı mümkün olmayan şeyler yaşanıyor. Bu tür kampanyaların düzenlenebilmesi için mutlaka ilgili ve yetkili makamlardan izin alınması gerekiyor. İçişleri Bakanlığının yaptığı açıklamalardan bu izinlerin alınmadığı ortaya çıkmıştır, bu durum çok ciddi bir sorundur.

Herkes aklına eseni yapar, keyfine göre kampanya düzenlerse, bu işin sonunun nereye varacağını düşünebiliyor musunuz? Nitekim, duruma müdahale edilmiştir. Belediyeler, ayrı bir devlet yapılanması gibi çalışamazlar. Eğer faydalı bir şey yapmak istiyorlarsa ve zerre kadar iyi niyetleri varsa, açılmış olan kampanyaya destek olurlar. Kaldı ki, Sayın Cumhurbaşkanının başlattığı kampanyayı yanlış bularak karşı çıkıp, belediye olarak benzer kampanyalar düzenlemek ayrı bir tutarsızlıktır.

SALGINI BİLE İSTİSMAR ETTİLER

Türk milleti olarak dayanışmanın, birlik ve beraberliğin en güzel örneklerini veriyoruz. Bu zor sürecin en kolay, en hızlı atlatılabilmesi için devletimiz de milletimiz de seferber olmuştur. Böyle bir ortamda bile küçük siyasi menfaatleri öne çıkaran, fitne ve fesat peşinde koşan, milletin zihnini bulandırmak, moralini bozmak için gayret gösteren bir zihniyetten bu ülkeye nasıl bir fayda gelebilir? CHP ve yancılarından hiç olmazsa bu salgın karşısında milli bir duruş ortaya koymalarını, yapıcı bir tavır takınmalarını bekledik. Ama boşa beklemişiz. Bu zihniyetin Türkiye’ye fayda getirecek, Türk milletinin hayrına olacak bir şey üretmesinin, bir şey söylemesinin, bir tavır göstermesinin hiçbir şekilde mümkün olamayacağını üzülerek ve ibretle bir defa daha görüyoruz.

Siyasetini, geleceğini ve iktidara ulaşma yolunu krizde, kaosta, yıkımda, felakette arayan, milli dayanışmadan bile rahatsız olup, her fırsatta bozgunculuğa soyunan bir anlayış var karşımızda. Terörle iş birliğinde, Türkiye düşmanları ile paslaşmada aradıklarını bulamayanların, ümitlerini koronavirüse bağlamış olmaları, kendileri adına da bir utançtır. Çok şükür ki, Türk milleti bunlara itibar etmiyor, ciddiye almıyor ve prim vermiyor.