Türk milletinin CHP’nin ne olduğunu, neye hizmet ettiğini, eline fırsat geçmesi durumunda ne yapacağını hiçbir zaman unutmaması gerekir. Bilmeyenler de öğrenmeli ve ona göre hareket etmelidir. Zira, AK Parti’nin uzun iktidar döneminin CHP’nin ne olduğunun unutulması gibi bir sonuç doğurduğu anlaşılıyor. Neyse ki, hiç kimseye gerek kalmadan kendilerini ele vermekte ve gerçek yüzlerini göstermekte fazla geç kalmıyorlar.

GENLERİNDE BU VAR

CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu’nun sosyal medya hesabı üzerinden Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan için yaptığı, “tek muradının bir gün sizin yargılanabileceğiniz tek suç olan vatana ihanet suçuyla yargılanmanız” paylaşımı bunun en son ve en çarpıcı örneğidir. Biz her zaman, “Bu CHP’nin eline imkân geçsin, ne demokrasi tanır, ne hukuku hatırlar, ne de milli iradeye saygı gösterir. Kendilerinden olmayan, kendileri gibi düşünmeyen, kendilerini onaylamayan hiç kimseye bırakın tahammül etmeyi, ellerinden gelse hayat hakkı bile tanımazlar” demiyor muyuz? İşte ispatı. Hiç kimse yanılmasın ve başka sonuçlar çıkarmaya uğraşmasın. CHP’nin kodları her zaman aynıdır, genlerinde bu vardır, asla ve kata değişmez. Ve bu CHP’den vatana, millete, ülkeye, devlete, bayrağa hayırlı, faydalı bir şey beklemek beyhudedir.

KAFTANCIOĞLU, CHP’NİN GERÇEK YÜZÜ

Kendileri de bunun farkındalar. Onun için her zaman duruma göre vaziyet alıyor, gerçek yüzünü gizleyip devşirilen adaylarla, değişim ve dönüşüm görüntüsü vermeye çabalıyorlar. Özellikle Kılıçdaroğlu dönemi bunun zirvesidir. İthal adaylarla partiyi sağa çektikleri ve marjinallikten kurtuldukları izlenimi veriyorlar, diğer taraftan PKK uzantıları ile iş birliği yapakla kalmıyor, bir de nerede bir vatan-millet düşmanı varsa onu bulup en üst görevlere getiriyorlar. Bunun en somut örneği, İstanbul İl Başkanı’dır. Kimse kimseyi kandırmaya uğraşmasın. CHP’nin gerçek yüzü, Canan Kaftancıoğlu’dur. Diğerleri Türk milletinin gazabından korktukları için partiye monte edilmişlerdir ve sadece vitrin süsü olmaktan ileri bir işlevleri yoktur. Kaldı ki, bu bizim iddiamız da değildir. Milletvekili ve parti teşkilatı mensubu oldukları hâlde, tam bizim söylediklerimiz çerçevesinde gördükleri ve yaşadıklarına tahammül edemeyip istifa edenlerin söyledikleridir.

TÜRK DÜŞMANLARI İLE BİRLİKTELER

CHP hiçbir zaman Türk milletine inanmamış ve güvenmemiştir. Dolayısı ile milli irade diye bir arayışı da, bir beklentisi de yoktur. İktidarı ve gücü Türk milletinde değil, olağanüstülüklerde, krizde ve kaosta aramak vazgeçilmez siyaset yöntemleridir. Onun için hep Türkiye düşmanları ile birliktedirler ve onların en büyük ümidini oluştururlar. Provokasyonlarıyla sokağa oynar, Türkiye’nin Irak’a, Suriye’ye, Libya’ya, Şili’ye, Etiyopya’ya dönmesi için ellerini ovuştururlar. Pandemi şartlarının olumsuzluklarına bu kadar sarılmaları bu yüzdendir. Biden’a, PKK’ya, FETÖ’ye, ASALA’ya sessiz kalır, yol verirler ama sıra Türk milletinin hür iradesi ile seçilmiş Cumhurbaşkanı’na gelince, hem de vatana ihanet suçundan yargılanmasını ister ve bunun planlarını yaparlar.

YANCILARI DA GERİ KALMIYOR

Ne acıdır ki, yancıları da CHP’den geri kalmazlar. İP’i kopuklara, AK Parti’nin eskilerinin de eklendiğini ibretle izliyoruz. Yanlışlarını, yalanlarını, istismarlarını, hatta ihanetlerini sıralamaya kalksak ne sayfalarımız yeter, ne zamanımız el verir. Türkiye’nin faydasına olan, yücelmesini ve yükselmesini sağlayacak her ne varsa, hepsinin karşısına dikilir, olmayacak bahanelerle karalar ve yok etmeye çalışırlar. Ama nerede bir musibet varsa orada olur, yanında durur ve destek verirler. PKK’yı terör örgütü saymaz, FETÖ’ye sahip çıkıp, yaptığı kalleşliği, “kontrollü darbe” diyerek, sulandırmaya uğraşırlar. Kandilli katillerden gelen talimatı emir sayar ve siyasi uzantısı HDP ile ittifak kurarlar. Gizli gizli buluşur, PKK’nın talep ve beklentilerini karşılayacak anayasa hazırlarlar. Şehit analarına hakaret yağdırır teröristlere af çağrısı yaparlar. Terör örgütüne yardım ve yataklık yaptıkları için gözaltına alınan hainleri ziyaret eder, kravatlı teröristler için ağıt yakar, serbest bırakılmasını isterler. Türk mahkemelerine hakaret yağdırır, evladı dağa kaçırılmış annelerin feryadına kulak tıkarlar. Türkiye’nin sınırlarının dibinde bir terör devleti kurulmasını engellemek için kahraman güvenlik güçlerimizin yaptığı operasyonlara en sert tepkiyi verir, Akdeniz’deki hak ve çıkarlarımızı korumak için başka devletlerle ittifak oluşturmamıza, “Ne işimiz var Libya’da?” diyerek karşı çıkarlar. Biden’a daha seçilmeden selam çakıp, Türk milletinden alamadıkları iktidarı okyanus ötesinden beklerler.

MİLLİ GÜVENLİK SORUNU OLDULAR

Bir defa daha ve altını çizerek hatırlatmak zorundayım: Sadece CHP değil, zilletin tamamı bu milletin sırtında artık taşınamayacak çok ağır bir yük olmaya başlamıştır. HDP’nin güdümüne girmiş, Biden’a ümit bağlamışlardır. Bu hâliyle ağır ve ciddi milli güvenlik sorunu oluşturuyorlar ve böyle devam edilmesi imkânsızdır.