“ Ben 1919 senesi Mayıs ayı içinde Samsun’a çıktığım gün elimde büyük Türk milletinin asaletinden doğan ve benim vicdanımı dolduran yüksek ve manevî bir kuvvet vardı. İşte ben bu ulusal kuvvete, bu Türk milletine güvenerek yola çıktım.” Mustafa Kemal Atatürk

Türk'ün varlığına eş olan milli refleksinin vatan topraklarında müdafaa simasıyla Türk milliyetçiliği olarak zuhur edişinin 100. yılı! Mücadeleden, ülküye yükselen bir serüvenin miladı…

Türk milletinin, varlık ve bütünlüğüne yönelen tehlikeye karşı milli bir refleks ile, Türk tarih sahnesine Türk milliyetçiliği çıkardığı ve mücadeleyi milli, zaferi Türkçe kıldığı düşün cenk meydanı bu günün bayramı…

19 Mayıs 1919! Türk tarihinin zafer rüştünü ispatlayan, Türk milletinin azim ve kararlılığını vurgulayan ve Türk Devleti’nin daim olduğunu cihana ilan eden kutlu tarih …

19 Mayıs 1919! Samsun’dan Türkiye Cumhuriyeti’ne atılan, bir asrı dolduran ama esasen tarihe sığmayan bir iradenin tarihi…

19 Mayıs 1919! Azmin, kararlılığın ve cesaretin Türk milletiyle beden buluşu..

Türk milletini yok etme arzusuyla vatan topraklarını bölüşme planları yapan Avrupa’ya, dünya tarihini yönetecek bir mücadelenin fitilini ateşleyerek, Türk’ün adını ezberleten adım, Samsun’dan Anadolu’ya çağrı, cihana korku salan bir adım atılmıştır. Bu adım geçmişten gelen milli mücade ile toprağı inleten ve bu gün ay yıldızı gökte huzurla dalgalandıran bir adımdır …

Bu adım Türk milliyetçiliğinin, milli refleks olarak doğuşu ve müdafaaya geçişidir, bu adım Türk’ün varlığını cihana perçinleyişidir. Bu adım, ülküleşen bir davanın tarihle beslenmiş ilk adımıdır…

Mücadelenin zaferleşerek bayram olduğu bu gün, memleketin asıl sahibi olan gençlere armağan edilmiş bir öğüttür, bu öğüt yükselen milliyetçiliğin bayrak devridir!

Erzurum Kongresi’nde Anadolu’ya yapılan çağrı, zaferin emin nidasıyla seslenmiş ve milli iradenin savunma mekanizması olarak doğan Türk milliyetçiliğinin hüküm sahibi olduğunu vurgulamıştır. İşte bu vurgu, Atatürk’ün gençliğin yüreğinde diri kılacağı emanetinin öğüdüdür;

“…Kutsal değerlerin korunması için ortaya çıkan milli akım, bütün vatanımızda artık bir elektrik şebekesi haline girmiş bulunuyor. İşte bu kararlılıkla meydana getirdiği kahramanlık ruhudur ki vatan ve milletin kutsal bildiklerini, kurtarma ve korumaya dayanan son sözü söyleyecek ve hükmünü uygulattıracaktır.”      

Ve bu günün zaferi, dünün mücadelesi olan 19 Mayıs, sadece bir tarih değil bir millettir. Türk Devleti'ni yok etmek, vatanı bölmek isteyenleri caydıran acı tecrübedir, yarınları koruyan tarihsel bir tılsımdır, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün de değimiyle 19 Mayıs;

 “19 Mayıs, sadece Türk milli kurtuluş hareketinin başlangıcı değil, yeni Türk Devleti'nin de çağdaş değerlerle, milletler ailesi içerisinde yerini almasının adıdır.”