Kaliteli muhalefet iktidarın yanlışına yanlış, doğrusuna doğru diyebilmektir. Bu ölçüyü Türkiye’deki muhalefet bir türlü öğrenemedi. Bu duruşlarını da gizlemeden ayan beyan uyguluyorlar.

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ne demişti: “Bu hükümet dünyanın en doğru işini bile yapsa bizim bu hükümeti alkışlayacak hâlimiz yok. Milletin bize verdiği görev bu.”

Bu söz dünyadaki tüm muhalefet partilerinin üzerinde tartışacağı ve hatta kalitesiz, çapsız, vizyonsuz muhalefet olmamak için ibret alacağı bir malzeme içermektedir. Bu söz aslında, “Biz seçimlerde muhalefetten iktidara geçiş sağlarsak ve iktidarımızda hangi doğruyu yaparsak yapalım kesinlikle destek vermeyin” demektir. Bu duruş aslında tam bir Türkiye düşmanlığıdır.

Türkiye’nin muhalefeti gerçekten ibretliktir. Yol yaparsın karşı çıkar, tünel yaparsın karşı çıkar, hastane yaparsın karşı çıkar, köprü yaparsın karşı çıkar, İHA-SİHA yaparsın karşı çıkar, terörle mücadele yaparsın karşı çıkar, soydaşının işgal edilmiş toprağını kurtarırsın karşı çıkar, PKK’lı, FETÖ’cü, DHKP-C’li teröristleri cezalandırırsın karşı çıkar… Karşı çıkar da çıkar. Dünyanın başka yerinde böyle bir muhalefet olsa inanın deli gömleğini giydirirler. İdam cezası olan ülkelerde de vatana ihanetten yargılanırlar. Ama bizdeki düşman başına diyeceğimiz muhalefet geniş geniş konuşmaya devam ediyor.

13.5 milyon insanın etkilendiği, 45 bin insanımızın hayatını kaybettiği, on binlerce evin yıkıldığı deprem için “Olayı büyütmeyin, asrın felaketi değil” diyen muhalefet Türkiye’de ana muhalefet gerisini siz düşünün!

Türkiye’nin imtihanı aynı zamanda bu tür zeka ve karakter problemi olan muhalefet demek ki…

Ama bazen bizi şaşırtan ve şok eden durumlarda oluyor.

“Bu hükümet dünyanın en doğru işini bile yapsa bizim bu hükümeti alkışlayacak hâlimiz yok” diye duruş sergileyen CHP’nin bir milletvekili çıktı ve hükümetin yaptığı TOKİ’yi övdü. CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol tekrar aday yapılmasını zora sokacak şu açıklamayı yaptı:

“Bu deprem 11 ilde oldu. Elazığ’ı da etkiledi. Ama 2020 yılındaki deprem Elazığ için müthiş bir şans oldu. 3 bina yıkıldı 37 can kaybı oldu. Ama arkasından TOKİ 25 bin konut yaptı. Eğer TOKİ o 25 bin konutu yapmamış olsaydı, ağır hasarlı ve orta hasarlı binalar yıkılmamış olsaydı, bugün bizim de daha çok can kaybımız olabilirdi. Ama TOKİ’nin yaptığı konutlarda mühendislik olarak bir başarı var. İşin planlanması, ihale süreçleri, kabulleri bir süreç var.”

Bu sözleri Kemal Kılıçdaroğlu’nun yahut diğerlerinin kafasına silah dayasan söyletemezsin. CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol bu sözleri kullandığı için de zaten onu şu an linç ediyorlar. TOKİ evlerinin yapılmasına CHP en başından karşı, bir de bu büyük deprem felaketinden başarılı çıktı ki, şu an CHP zihniyet olarak cinnet geçiriyordur. Zaten bir tane TOKİ binası yıkılsa CHP ve kuyrukları oraya kamp kurardı. Özellikle 2019 yılından itibaren ekranlarda adeta CHP tetikçiliği yapan kamuoyu araştırmacısı Murat Gezici de "Şu bir gerçek son dönemde depremle ilgili duygusal manipülasyonu Türkiye'de yoğun bir şekilde yaşadık. İktidar karşıtlığı bir düşmanlığın önüne geçerek Türk devleti düşmanlığına döndü. Yani devlet yok algısı kurularak ayrı bir yapı oluşturmak istendi. Depremin 8. saatinde mikrofonu alıp vatandaşa tutarak 'çadırınız geldi mi yemek geldi mi' sorusunun çok doğru iyi niyetli bir soru olmadığını öngörüyorum" açıklamalarını yaparak deprem acısı üzerinden siyasi rant peşinde CHP ve ortaklarına darbe vurmuştur. CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol’dan sonra şimdi de Murat Gezici’yi adeta linç ediyorlar. Çünkü bunlarda hükümet hangi doğruyu yaparsa yapsın destek vermeme, alkışlamama refleksi olduğu için, bu reflekslerine çomak sokan herkesi “Satılıklar” diye taşlıyorlar.

Makul ve mantıklı bir iktidar eleştirin varsa elbette muhalefet olarak yapacaksın. Ama adını en baştan “Dünyanın en doğru işini yapsanız da alkışlamam” diye koyarsanız ya deli ya da bu ülkede emperyalistlerin ajanı sıfatını alırsın. Hele ki felaket günlerinde siyaset olmaz, “Felaketin acılarını nasıl seçim rantına dönüştürürüz” düşüncesi olmaz. Ama maalesef olmaz dediğimiz ne varsa Türkiye’deki muhalefet yapmaktadır.

Gözlerini siyasi menfaat hırsı bürüdüğü için hep bozan, dağıtan, engelleyen ve problem çıkaran olmaktadırlar. Bu durum ciddi bir zihinsel hastalık halidir.

Türk milletinin yararında olan bir konuda birleşememek, milletçe yaşadığımız felaketler karşısında tek yürek olamamak gerçekten tedavisi gereken bu hastalık yüzündendir. MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin, ‘45 bin insanımızın hayatını kaybettiği bir atmosferde tribünleri siyasallaştırıp bölmeyin, ayrışmaları tetiklemeyin, depremzedelere moral ziyareti yapılan bir yerde acılara saygı duyun, bağırıp çağırmayın, nümayiş yapmayın’ içerikli uyarıları, bu zihinsel hastalıkları yüzünden bir türlü anlayamıyorlar. 45 bin insanımızın hayatını kaybettiği büyük deprem felaketini “Olayı büyütmeyin, asrın felaketi değil” şeklinde gören Kemal Kılıçdaroğlu’nun izinden giden maneviyatı zayıf adamlar için bu şekilde davranmak gayet normaldir.

Türkiye’nin özlemi kaliteli muhalefettir. Yanlışı da, doğruyu da iktidara yerinde ve zamanında hissettirecek muhalefet ile Türkiye’nin yönetimi daha kaliteli hale gelecektir. Bunun için en başta CHP’nin temiz ellere ve zihinlere kavuşturulması gerekmektedir. Aksi halde “dünyanın en doğru işini yapan hükümetler” hep takozla karşılaşacaktır.

YILDIRAY ÇİÇEK