“Siyasi tırtıkçılar” olarak lügatimize giren ve muhalefet ekseninde pazarlık payı oluşturarak tüccarlık yapan partilerin teraziye çıkmasına 4 gün kaldı.

14 Mayıs 2023 seçimleri öncesi kurdukları 6+1’li masa sayesinde CHP listelerinden 39 milletvekili koparan DEVA, Saadet ve Gelecek Partisinin, Cumhur ittifakında olduğu için doğal olarak baraja takılmayarak 4 milletvekili çıkaran Yeniden Refah Partisinin ve kendisini seçimlerin kilit parti olarak tanımlayan ancak anahtarı dışarı olan Zafer Partisinin tartıdaki gerçek değeri yakın zamanda ortaya çıkacak.

Kuruluş amacı itibariyle seçimleri kazanmak değil, kaybettirmek olan bu partilerin tek derdinin siyasi kapkaç olduğu 14 Mayıs seçim sonuçlarıyla ispatlandı. İlkesi olmayan, milli bir hedefi bulunmayan ve düdüğünü başkalarının öttürdüğü bu partiler Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi içinde “tırtıklama” amacı gütseler de günün sonunda esasen sistemin dışladığı oluşumlar haline geldiler.

14 ve 28 Mayıs seçimleri bu partileri un ufak etti. Çıkar gruplarını ve kurdukları masa millet eliyle dağıltıldı. Dolayısıyla sistem bu partileri dışarı attı ve yönetme yetkisi vermedi. Çünkü millet güvenmedi, “içinde bulunduğumuz sorunları siz çözemezsiniz” dedi, “ben ülkemi HDP ile ortaklaşanlara teslim etmem” dedi.

Muhalefet, 31 Mart 2024 seçimleri için 6+1’li masa stratejisini uygulamasa da ilkesizlik bağlamında bir değişiklikleri olmadı. Aynı tutarsızlıklarını bu sefer birlikte değil, ayrı ayrı devam ettirmeye karar verdiler.

14 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ı Cumhurbaşkanı adayı olarak görmek isteyenler 31 Mart 2024 seçimleri için “belediye başkanlığı yapamaz” diyerek bu isimlere karşı aday çıkardılar.

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Mansur Yavaş’ın Cumhurbaşkanı adayı olması halinde destek vereceklerini ilan etmişti. 31 Mart 2024 seçimlerinde ise “Ankara Büyükşehir Belediyesini yönetemez” diyerek ayrı aday çıkardı.

Aynı Ümit Özdağ HDP ile ortak hareket ettiği ve ortak anayasa çalışmalarında bulunduğu için İYİ Partiden istifa etmişti. Ancak 14 Mayıs’ta HDP ile bir olup Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığını destekledi. Hem de 3 bakanlık ve birkaç müdürlük karşılığında… Milliyetçiliğinin koltuğu görene kadar olduğunu deklare etti.

DEVA Partisi, Saadet ve Gelecek Partisiyle aynı masayı paylaşmasına rağmen TBMM’de grup kurmak için aynı masaya oturmadı. İlkeler değil, sandalye sayısında yarış vermeyi tercih etti. Bu üç parti listelerinden seçime girip 39 milletvekili kaptığı ve ülkeyi yönetme idealiyle etrafında toplandıkları CHP’nin karşısına ayrı adaylarla çıktı. Yani ülkeyi yönetmesini istedikleri partinin ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı olmaya layık gördükleri isimlerin belediye bile yönetemeyeceğini ilan ettiler.

Yeniden Refah Partisi de farklı değil…

14 Mayıs seçimlerinde Cumhur ittifakının ilkelerini kabul ederek bu ittifaka dâhil olmasına rağmen 31 Mart 2024 seçimlerinde bu duruşunu koltuk pazarlığı haline getirdi. Ayasofya’yı ibadete açan duruşun yanından “Ayasofya’nın ibadete açılması gereksiz” diyen anlayışın safına geçti. Daha önce hiç kazanmadığı ve yüzde 3 oyu olmasına rağmen 2 Büyükşehir, 100 ilçe ve onlarca il belediyesi pazarlığına soyundu. Dolayısıyla milli iradenin vermediğini şantaj yoluyla gasp etmeye çalıştığı için sistem doğal olarak onu da dışarı attı. YRP, CHP’li İmamoğlu ve Yavaş’ın kanatları altında kampanya süreci yürüttü.

Kazanmak için değil, kaybettirmek için pazarlık masasına oturan siyasi tırtıkçılar için hesap günü kapıya dayandı.

Bakalım, millet iradesini kapalı kapılar ardında çalmaya çalışanların hangisi yüzde 7 barajını aşabilecek?

CHP’nin yanına TİP’i de alarak koyulduğu DEM’lenme siyasetine teşne olan siyasi tırtıkçıların hangisi 31 Mart’tan sonra siyasi varlığını sürdürebilecek?

CHP’nin 1 Nisan’daki kurultay gümbürtüsünden önce yaşadığı son DEM’lerine hangi siyasi tırtıkçılar da ortak olacak?