AB üyesi ülkelerin büyükelçileriyle kapalı kapılar ardından basına kapalı toplantılar yapıp, söz alıp sözler veriyorlar.

ABD Büyükelçisi ile özel temas kurup, rutin ziyaretlerini eksik etmiyorlar. Kimisi aylık, kimisi ise haftalık toplantılarla bir araya geliyor.

Yabancı misyon şeflerine mektuplar yazarak Türkiye’yi jurnalliyorlar. Yargı sistemini ve hukukumuzu yerin dibine sokuyorlar.

6+1’li masanın ilk toplantısının bildirgesini yabancı bir büyükelçinin onayından sonra servis ediyorlar.

***

Alman ve İngiliz dergilerine röportajlar verip “Türkiye’de can ve mal güvenliğinin olmadığı” yönünde şikâyetlerde bulunuyorlar.

***

Adı sık sık 6’lı masanın ortak adayı olarak geçen bir belediye başkanı Fransa’da bir toplantıda kayyum atanan HDP’li başkanları savunup, Fransız dergilerine verdiği röportajda da ülkesini şikâyet ediyor.

Aynı belediye başkanı, İngiliz elçiyle lapa lapa yağan kar eşliğinde gözlerden uzak romantik balık masaları kuruyor.

***

ABD Başkan adayı iken yaptığı bir konuşmada Türkiye’deki muhalefeti destekleyip Erdoğan’ı devirmek istediğini söyleyen Joe Biden’ı seçimlerin hemen ardından tebrik etme yarışına giriyorlar.

***

ABD’den demokrasi ve barış dileniyor, “içerideki dostun ve müttefikin biziz” diyorlar.

***

Türkiye’ye zincir vurmak için yapılan art niyetli girişimlerin başında gelen ekonomi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’yi kara listeye almasından mutlu oluyor, kara para ve uyuşturucu ticareti yapıldığı yönündeki uluslararası raporları ağız dolusu cümlelerle köpürtüyorlar.

Türkiye’nin uyuşturucu ticareti yaparak cari açığı kapatmaya çalıştığı iftirasına sarılıyorlar.

***

Terör örgütü PKK’ya yardım ve yataklıktan dolayı görevden alınan HDP’li belediye başkanlarına “hakkınızı uluslararası mecralarda arayın” diyerek teröre kol kanat germeye çalışıyorlar.

***

Türkiye’nin dış politikasında bir kez olsun yanında yer alarak göğsümüzü kabartmıyorlar, kabartamıyorlar. Bünyeleri milli ve yerli olmayı kaldıramıyor. Irak’ta Türkiye’nin karşısında, Suriye’de PYD/YPG’nin yanında, Libya’da Hafter’in arkasında, Mısır’da Sisi’nin tarafında, Ege’de Miçotakis’in, Kıbrıs’ta Rum’un, Dedeağaç’ta ABD’nin, Karabağ’da Ermenistan’ın, terörle mücadelede ‘demokrasi’nin safında yer alıyorlar.

***

ABD’den bilim ve teknoloji ithal etmeye gidiyorlar ama 8 saatlik ortadan kayboluşlarını ne bilim ne de teknoloji ile açıklayamıyorlar.

İngiltere’ye temiz para bulmaya gittiklerini söylüyorlar. Türkiye’yi karaladıkları Londra sokaklarında kir ve çamura battıklarını göremiyorlar. Yine ortadan kaybolacakları ayyuka çıkınca da katıldıkları KRT yayınını apar topar terk ediyorlar.

***

Mazisi ithal olan 6’lı masanın gövdesi AB’nin, dizaynı ABD’nin, lisansı İngiltere’nin, yazılımı Almanya’nın, kodları Fransa’nın, enerjisi de HDP’nin…

***

Çıkmışlar, TOGG yerli değil diyorlar. Bunu diyen muhalefetin yüzde kaçı yerli?