İlk bağlama derslerini babası, yörenin usta Âşıklarından Âşık Gülistan Çobanlar’dan alan Murat Çobanoğlu'un şiirleri birçok kişi tarafından bilinmektedir. Televizyon ekranlarında atışmaları ile bilinen Murat Çobanoğlu'un eserleri pek çok kişi tarafından sorgulanıyor.

MURAT ÇOBANOĞLU KİMDİR?

Murat Çobanoğlu 1940'ta Kars'ın Kars’ın Kaleiçi, ( İstasyon) mahallesinde doğmuş olan âşık ve halk hikâyesi anlatıcısıdır. Nüfus kayıtlarına göre 1940 doğumludur. Fakat âşık 14 yaşındayken şiire başladığını on dört yaşındayken bade içtiğini ve 1951 yılında türküler söylemeye başladığını defalarca dile getirmiştir. Şu halde şairin doğum tarihi 1937 yılı olmalıdır. Büyük ihtimalle nüfusa üç yıl sonra geçirilmiş olduğundan nüfustaki doğumu 1940 gösterilmektedir.

MURAT ÇOBANOĞLU HAYATI

Kars merkezde doğan şair Kars merkezindeki Kaleiçi mahallesinde doğup İstasyon mahallesinde yaşamış olsa bile dedesinin mezarının bulunduğu Koç Köyü’nü kendi köyü olarak kabul etmektedir. 

Şairin aslı yörede Terekeme olarak adlandırılan Karapapak Türkleridir. Karapapaklar, Rus ihtilalından Kafkaslar ve Azerbaycan’dan Türkiye’ye gelen bir Türk topluluğudur. Murat Çobanoğlu‘nun baba tarafı Çobanlar denilen bir sülaledir.

Çobanoğlu’nun annesi Lala (La'li) hanımdır. Şairin babası ise Âşık Şenlik'in çıraklarından biri âşık olan ve yörenin tanınmış halk ozanlarından Âşık Gülistan'dır. Babası Âşık Gülistan’dır. Dedesi Arpaçay'ın Koçköyü’nden olup 1920'de Kars'a yerleşmiştir.

Çobanoğlu’nun âşık olmasında babası Âşık Gülistan’ın çok büyük bir rolü vardır. Babası Âşık Gülistan aynı zamanda onun akranı ve yakın arkadaşı olan Şeref Taşlıova ‘’nn da ustasıdır. Kars’ta ilkokulunu da bitirir.

İlk bağlama derslerini Çıldırlı Aşık Şenlik’in çırağı olan babası, yörenin usta Âşıklarından Âşık Gülistan Çobanlar’dan alır. Âşıklık geleneğini babasından öğrenmiş ve babasının çıraklığını yaparak Âşık Şenlik Âşıklık kolu dairesinde yetişen bir halk ozanı olmuştur. Babasının eli altında yetişen Murat Çobanoğlu 14 yaşlarında türkü söylemeye başlar. Çobanoğlu, kendi şiirlerinin yanı sıra usta malı eserleri de söyleyen Serencam adı verilen türkülü hikâyeler de anlatan, usta malı türküler de okuyan başarılı bir ozandır.

İlk eşinin erken ölümü dolayısıyla ilk eşinden olan oğlunu büyütüp yetiştirdi. İlkokul mezunu olan Âşık ikinci bir defa daha evlenmiş ikinci eşinden de dört çocuğu olmuştur.

Saz çalmaya ve şiir söylemeye 1951 'de gördüğü bir rüyada bade içtikten sonra başlamış olduğunu söylemektedir. Şair bu olayı şu şekilde anlatmıştır: "Göç mevsimi yaylaya göçerken susadım. Yol kenarında bulunan çeşmeye su içmeye gittim. Ben oyalanınca göçlerimiz dağı aştı. Akşamın alacakaranlığında uyuyakaldım. İşte o zaman nasibim olan âşıklık ilhamı bana verildi. Sabah, yaylada beni bulamayan babam düşer yollara, beni aramaya. Beni çeşmenin başında uyurken bulunca, âşık olacağımı söyledi. Saz aldı. Saz tutmasını öğretti. O zamandan bu yana saz çalmaya, şiir ve türküler söylemeye başladım."

Bade içme anının konu edinen bir şiirinin son dörtlüğü şu şekilde biter.

Murat Çobanoğlu sır oldu beyan,
Üç beş ayetinden okuttu Kur’an,
Aşk badesi verdi bilmedim o an,
Uyanır uyanmaz cihanı gördüm

Bu rüya üzerine badeli âşıklar kervanına katılan Murat Çobanoğlu ilk ergenlik dönemi ile âşıklık deryasına dalmış olur. Murat Çobanoğlu 1966 yılından başlayarak sürekli olarak Konya Âşıklar Bayramına katılmaya başlar. 1967 yılından sonra bu bayrama sürekli olarak yakın arkadaşı olan Şeref Taşlıova ile birlikte katılacak ve her yıl bu bayramda olacaklardır. Konya âşıklar bayramında her ikisi ve Aşık Reyhani ile birlikte de sahneye çıkacaklar atışmalar okuyacaklar ve serencamlar sunacaklardır.

 Bu bayramlara katıldıktan sonra şöhret kazanmaya başlar. 1970 yılına kadar şöhreti Almanya’ya kadar ulaşmış, Kiziroğlu Mustafa Bey türküsü ve serencamı ile şöhret bulmuştur. Avrupa’daki vatandaşlarımızın da ilgisi ile 1970 yılından başlayarak yurt dışında birçok ülkede programlar yapmaya başlamıştır.

1971 yılında resmi görevlendirilme ile devlet sanat elçisi olarak Almanya ‘ya gider. Dönüşte 1971 yılında Çobanoğlu âşıklar kahvehanesini işletmeye açar. Bu kahvehanenin İşletmesini üstlenir ve gibi bu kahvehane Kars Âşıklık geleneği için çok uzun zaman hizmet veren bir âşıklık okulu vazifesi yapacaktır. Bu kahvehane çoğu geceler ve Ramazan aylarında âşıkların toplandığı saz çaldığı programlar, atışmalar düzenledikleri âşıklık okulu haline gelecektir.


Artık yurt içinde ve yurt dışında yapılan her tür âşıklık programların katılması için davetler alıyor, pek çoğunda arkadaşı Şeref Taşlıova ile birlikte katılıyordu. Artvin, Konya, Erzurum ve Mut'ta yapılan yarışmalarda dereceler almış, özellikle atışma ve serencam dalında başarı göstermiştir. Radyolarda ve televizyonlarda -değişik konularda- söyleşi ve programların müdavimi haline gelmiştir.

1972 yılında müzik-sen vakfı tarafından yılın ozanı seçildi. Aşılık dalında gösterdiği başarı sonucunda iki kez altın plak kazanmıştır.

Japon NHK Televizyonunun hazırladığı İpek Yolu ve Tarihin Altın İzleri belgeselinde Şeref Taşlıova ile birlikte görev alır..

Almanya’da ZDF, ATT ve kanal Avrupa televizyonlarında ve WDR radyosunda; İngiltere’de BBC Radyosundaki programlara arkadaşı Şeref Taşlıova ile birlikte katılır. 

Yurt içinde ve dışında düzenlenen pek çok şenliklere dâhil olur. Âşıklık Geleneğinin bir parçası olan Türkülü hikâyeler anlatma konusunda da başarılı örnekler veren Çobanoğlu, kendi türkülerinin yanı sıra usta malı Türküleri de söylemiştir.

Türkiye’nin her yerinde tanınan bir âşık haline gelen Çobanoğlu, yıllarca radyo programları yapmıştır. Âşık Edebiyatı ve Âşıklık Geleneği üzerine çeşitli seminerler vermiş, şiirleri çeşitli dergilerde yayımlanmıştır. Türkiye dışında, Avrupa’dan İran’a dek birçok ülkede konserler vermiş, yarışmalara katılmıştır. Azeri âşıklardan Aşık Elesker ve Gaşem’le karşılaşır. 1971 yılında Kars’ta açtığı, özellikle usta-çırak ilişkinden her alanda âşıklık geleneğinin sürdürülmesinde hususunda bir okul niteliğinde olan “Çobanoğlu Halk Ozanları Kahvesini” yörenin âşıklar merkezine dönüştürmüştür.

1987 yılında Almanya Meral Belediye Başkanlığı tarafından davet Almanya’ya davet edilir. UNESCO ‘nun düzenlendiği programlarda görevler almıştır. 1989 yılında İngiltere de düzenlenen uluslar arası hikâye anlatma festivaline katılır. 15 Aralık 1990 yılında Kültür Bakanlığı Sivas Devlet Türk halk müziği korosu sanatçısı olarak göreve başlar.

1996 yılında İngiltere de düzenlenen uluslar arası hikâye anlatma festivaline, 1996 yılında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde ki programlara; 1996 yılında Singapur da Nasreddin Hoca sempozyumuna katılır.

1998 yılında Erzurum Atatürk üniversitesi öğretim üyesi Ali Kafkasyalı, Âşık Murat Çobanoğlu’nun Hayatı – Sanatı ve Eserleri isimli kitabını yayımlayarak onun hayatı ve sanatı hakkında değerli bir çalışma hazırlamıştır. 2000 yılında Türk dünyası yazarlar ve sanatçılar vakfı tarafından Türk Dünyası hizmet ödülü aldı. 

Radyo ve televizyonlarda, âşıklık geleneğiyle ilgili programlar sunan ozanımızın yurt içinde ve yurt dışında çıkmış olan kırkın üstünde kaseti olmuştur. Katıldığı programlara ait teşekkür, takdir ve onur belgeleri r madalya, plaket, şilt sayısı iki yüz civarındadır. [10] Kısa adı MESAM olan Türkiye Musiki Eserleri Meslek Birliği’nin iki dönem Denetleme Kurulu Üyeliği görevine seçilmiş; Şeref Taşlıova ile birlikte bu kurumda yıllarca bu görevde kalmış üstelik yakın dostu Şeref Taşlıova’nın bu kuruma başkan seçilmesinde aktif rol almıştır. Murat Çobanoğlu hakkında yapılmış lisans ve yüksek lisans tezleri mevcuttur.

Akciğer rahatsızlığı teşhisiyle tedavi gördüğü Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde, 26 Mart 2005 tarihinde vefat etmiş ama cenazesi memleketi Kars’a getirilerek Kars’ta toprağa verilmiştir. Ölümünden birkaç ay sonra Kars’a heykelleri dikilmiştir. Kars Belediyesi onun anısına her yıl 6-7-8 Mayıs tarihlerinde anısına Murat Çobanoğlu Âşıklar Bayramı düzenlemektedir.

 EDEBİ KİŞİLİĞİ

Murat Çobanoğlu, Âşık Şenlik âşıklık ekolüne mensuptur ve âşıklık kolu ve geleneği içinde yetişmiştir. Babası ve ustası olan Âşık Gülistan, Âşık Şenlik’in çırağı olmaktadır. Bu bakımdan Âşık Şenlik’in âşıklık kolundan gelmiş ve Âşık Şenlik’i üstat kabul etmiş ve Şenlik’in ekolünü sürdüren bir ozandır. Murat Çobanoğlu, Âşık Şenlik’in de dâhil olduğu Terekeme kültür dairesi içinde yetiştiği için türkülü hikâye anlatma geleneğinde ustalaşmış bir ozandır. Kendisi türkülü hikâye anlatma geleneğinin canlı kaldığı bir ortamda yetişmiş pek çok halk hikâyesi dinleyerek büyümüştür. Bu bakımdan Murat Çobanoğlu yöre de “serencam” adı verilen Türkülü kısa hikâyeler anlatma konusunda oldukça ustalaşan bir âşık olmuştur.

Edebiyatımızda en son halk hikâye anlatıcısı ozanların yetiştiği, hikâye tasnif etme özelliğinin çok yoğun olduğu bu yörede ve kültür şubesinde yetişen ozanımız hikâyecilik alanında, Saraç İbrahim, Hamit Han ile Melek Sultan, Ahmet ile Mehmet, Cünun ile Dertli Sultan gibi 12 hikâye tasnif etmiştir.

Şiirlerinde Terekeme ağzının özellikleri bulunmaktadır. Daha ziyade usta malı söyleyen buna rağmen kendi şiirleri ve deyişleri de olan bir şairdir. Şiirlerinde, sosyal eleştiri, toplumsal hiciv, nasihat, doğa, sosyal konular, vatan sevgisi, taşlama, mertlik ve doğruluk önemli öğeler olarak karşımıza çıkar. Kiziroğlu türküsünü tüm Türkiye’ye tanıtmış olan sanatçı televizyon programlarında Karapapak ağzıyla söylediği türküleri ve türkülü hikâyeleri ile tanınmıştır.

Murat Çobanoğlu ilk yıllarda farklı mahlaslar kullanmıştır.1965'e kadar Devrani, 1967'ye kadar Yanani, ondan sonra da Çobanoğlu takma adını kullanmaya başlamış ve bunda karar kılmıştır. En verimli dönemi olan 1968-1987 yılları arasındadır. Bu yıllar arasında yirmiye yakın plak ve kaset çıkarmıştır. Ödül olarak aldığı iki tane de altın plağı bulunmaktadır.

Murat Çobanoğlu’nun şiirleri ; Çağrı, Karseli, Türk Kültürü, Türk Edebiyatı, Türk Folklor Araştırmaları, Çoruh gibi dergilerde yayımlanmış, bu türküleri Ali Kafkasyalı tarafından tespit edilerek adı geçen eserinde toplanmıştır.

Sevdiğim yar bana göndermiş name
Rüzgar dokunmamış dal ister benden
Bir lezzet olmasın onun tadında
Hiç arı görmemiş bal ister benden

Çobanoğlu'yum ben iz bulabilmem
Kışın çok ararım yaz bulabilmem
İnsanlarda doğru söz bulabilmem
Yalan söylemeyen dil ister benden

ALBÜMLERİ

1 - Ahmet İle Mehmet'In Öyküsü - 1.Kısım (2000)
2 - Ahmet İle Mehmet'İn Öyküsü - 2.Kısım (2000)
3 - Aşık Reyhani Atışması (2000)
4 - Aşık Reyhani Atışması - 2 (2000)
5 - Bağışla Beni (2002)
6 - Biri Ana Biri Baba (2000)
7 - Bu Can Yaralı 82000)
8 - Cunun İle Dertli Sultan Hikayesi 1 (2002)
9 - Cunun İle Dertli Sultan Hikayesi 2 (2002)
10 - Erir Gider (2002)
11 - İlhami Demir Atışması (2001)
12 - Kiziroğlu Mustafa Bey (2000)
13 - Nuri Çırağı Atışması (2000)
14 - Rüstem Alyansoğlu Atışması (2001)
15 - Saraç İbrahim İle Lale Sultan Hikayesi 1 (2002)
16 - Saraç İbrahim İle Lale Sultan Hikayesi 2 (2002)
17 - Saraç İbrahim İle Lale Sultan Hikayesi 3 (2002)
18 - Saraç İbrahim İle Lale Sultan Hikayesi 4 (2002)
19 - Şeref Taşlıova Atışması - 1 (2001)
20 - Şeref Taşlıova Atışması - 2 (2001)
21 - Şeref Taşlıova Atışması - 3 (2000)
22 - Yollar Kocalır (2000)

Şiirleri

Ab-ı Çeşmin (Hasta Hasan Divanı)
Akşamdı Ezan Vahdı
Boyun Eğer (İnsan Dedikleri)
Cumhuriyet Destanı
Dertli Bülbül (Kerem Güzellemesi)
Gör
Gözlerin (Havam Ey Karanlık)
İster Benden (Sevdiğim Yar Bana)
Kimde Var (Divan)
Mümkün Değil (Feleği Sakı)
Nasihat (Yar Oynamasın)
Neyine Güvenem Yalan Dünyanın
Türkiye'm Cennet Gibidir
Yakar Mı Yakar
Yan Canım (Bir Bağa Ki)
Yaradan (Bir Dua Edim)
Yirminci Asırın Sonuna (Bilmiyor)
Öğretmen
Güvenmem
Mevla'm Emreylese Gökte Güneşe
İster Benden
OĞUL

Editör: Haber Merkezi