Vatanın uğradığı istila tehlikesi, tam bağımsızlığın dokunulmazlığı ve milli hakların korunması gibi en önemli meselelerin formüle edilmesi pek kolay olmadı. Detaylara girildikçe türlü müşküllerle karşılaşılıyor, bazen konu dağılıyordu. Mustafa Kemal Paşa’nın hazırlamış olduğu kısa bir muhtıra, kararların oluşturulmasında heyete bir hayli yardımcı oldu.

MUSTAFA KEMAL PAŞA VE AMASYA TAMİMİ: MİLLİ İRADEYE DAYANMAK, MİLLETE GÜVENMEK (6)

“… İşte bu itibarla Amasya, İnkılâp ve Cumhuriyet Tarihi’nde daima ehemmiyetini muhafaza edecek bir mevki kazanmıştır.”

M. Kemal Atatürk (1924)

Ali Fuat Paşa ve Rauf (Orbay) Bey Amasya’da 12 Haziran 1919’da, Sungurlu- Çorum-Merzifon üzerinden Havza’da Mustafa Kemal Paşa ile buluşmak için Ankara’dan yola çıkan Ali Fuat (Cebesoy) Paşa, 18 Haziran’da hadisesiz olarak Havza’nın birkaç kilometre güneyindeki değirmenlere ulaşabilmişti. Ulaşmasına ulaşmıştı ama Mustafa Kemal Havza’da değildi. 12 Haziran’da Amasya’ya hareket etmişti. Ali Fuat Paşa’yı Amasya’da bekleyecekti. Ali Fuat Paşa’nın yanında daha Ankara’dan ayrılmadan Mustafa Kemal Paşa’ya şifre telgrafla sorduğu ve onun da “İstanbul’dan gelen arkadaşları da birlikte getiriniz” dediği ismini saklayan “gizemli” fakat Mustafa Kemal Paşanın “tanıdığı bir zat” da vardı. Bu şahıs, ismini şifreli telgrafta bile açıklamaktan çekinen Rauf (Orbay) Bey’di. Mustafa Kemal Paşa’nın Cafer Tayyar Bey’e yukarıda bahsettiğimiz önemli telgrafı göndermesinden bir gün sonra, 19 Haziran 1919’da Ali Fuat Paşa, Rauf Orbay ve beraberindekiler başta Mustafa Kemal Paşa olmak üzere Amasyalıların candan tezahüratı ile karşılandılar. Karşılamaya gelenler o kadar kalabalıktı ki, ziyaretleri hava kararıncaya kadar sürdü. İki Paşa’nın görüşmesi akşama kalmıştı.

ALBAY REFET BEY’İN DEĞERLENDİRİLMESİ ALINACAK

Yemekten sonra Mustafa Kemal Paşa, Ali Fuat Paşa ve Hüseyin Rauf (Orbay) Bey baş başa kaldılar. Müfettişlik Karargâhı Kurmay Başkanı Kurmay Albay Kazım (Dirik) yazı işlerini ve haberleşmeleri temin maksadıyla yanlarındaydı. Kurmay Binbaşı Hüsrev (Gerede) Bey de odaya girip çıkıyor, Mustafa Kemal Paşa’nın emirlerini süratle yerine getiriyordu. Söze “… İşte bu itibarla Amasya, İnkılâp ve Cumhuriyet Tarihi’nde daima ehemmiyetini muhafaza edecek bir mevki kazanmıştır.” M. Kemal Atatürk (1924) Mustafa Kemal Paşa başladı. O tarihe kadarki temaslarını anlattı. Batı Anadolu’yu dolaşarak gelen Rauf Bey seyahat intibalarını aktardı. Ali Fuat’a bazı sorular sordu. O da cevapladı. Esas görüşmeye geçmeden önce toplantıya katılamayan Kazım Karabekir Paşa’ya toplandıklarını haber verdiler.

Toplantı aralıksız olarak saatlerce sürdü. Vatanın uğradığı istila tehlikesi, tam bağımsızlığın dokunulmazlığı ve milli hakların korunması gibi en önemli meselelerin formüle edilmesi pek kolay olmadı. Detaylara girildikçe türlü müşküllerle karşılaşılıyor, bazen konu dağılıyordu. Mustafa Kemal Paşa’nın hazırlamış olduğu kısa bir muhtıra, kararların oluşturulmasında heyete bir hayli yardımcı oldu. Verdikleri kararları bir kâğıda not ettiler. Yarın veya öbür gün Amasya’ya gelmesini bekledikleri 3. Kolordu Kumandanı Albay Refet (Bele) Bey’e de okuyacak ve onun da değerlendirmesini alacaklardı. Ayrıca Konya’da 2. Ordu Müfettişi bulunan Mersinli Cemal Paşa ile Kâzım Karabekir Paşa’nın fikir ve değerlendirmelerini soracaklar, verdikleri karara iştirak edip etmediklerini öğreneceklerdi. Mersinli Cemal Paşa ile Ali Fuat Paşa, Kâzım Karabekir Paşa ile de Mustafa Kemal Paşa haberleşecek (konuşacak) ve bu suretle sürat temin olunacaktı. Müfettişlik Karargâhı Kurmay Başkanı Albay Kazım (Dirik) Bey de Mustafa Kemal Paşa’dan alacağı emir ve notlarla gerek kararları ve gerekse bu kararlardan haberdar edilecek olan komutanlarla bazı önemli kişilere yazılacak telgrafları ve mektupları ertesi akşama kadar hazırlamaya çalışacaktı.

21 Haziran 1919 akşamı Amasya’da son defa olarak toplandılar. Samsun Kaymakamı (Mutasarrıfı) Hamit Bey çok acil işleri olduğu gerekçesiyle toplantıya katılamadı. Albay Refet (Bele) Bey seyahatten dönerek onlara katılmıştı. Mustafa Kemal Paşa, Kurmay Başkanı Albay Kazım (Dirik) Bey’e bazı emirler yazdırıyordu. Bir taraftan da İstanbul’a yazılan mektuplar temize çekiliyordu. Bunları Ali Fuat Paşa ile beraber Ankara’dan gelen maliye müfettişi Arif Bey götürecek, Kara Vasıf Bey’e verecekti. Dağıtım onun vasıtasıyla yapılacaktı. Bu fikri Hüseyin Rauf Bey verdi. Kara Vasıf Bey ve arkadaşları İstanbul’da gizlice faaliyette bulunuyorlar, muhitlerini gittikçe genişletiyorlardı. Bu teşkilattan Mustafa Kemal Paşa’nın da haberi vardı. İstanbul’da bulunduğu sıralarda kendileri ile temas etmişti. Albay Refet Bey, onlara iştirak edebilmek için hazırlanmış olan yazıları ve kararları gözden geçiriyordu. Yazı işleri bitinceye kadar toplantı odasına girip çıkıyor, bu arada Ali Fuat Paşa diğer salonda bulunan Mustafa Kemal Paşa’nın maiyet erkânı ile konuşuyordu. Çoğu eskiden tanıdığı kimselerdi. Bunlar arasında Kurmay Yarbay Arif (Ayıcı), Doktor Binbaşı Refik (Başbakan Refik Saydam) Beyler de vardı. Az sonra yaverlerden biri salona geldi ve Ali Fuat Paşa’ya, “Paşa Hazretleri sizi rica ediyorlar” dedi. Ali Fuat Paşa toplantı odasına döndü. Hüseyin Rauf (Orbay) Bey de orada idi. Mustafa Kemal Paşa:

“Hamdolsun işlerimiz tamamlandı. Burada bulunmayıp da kararlarımıza iştirakini temin eylediğimiz arkadaşlarla da muhabere ederek fikr-i mutabakat hasıl olduğunu gördük. Öyle ise şimdi kararlarımızı imzalayabiliriz…” dedi. Hüseyin Rauf Bey ile Ali Fuat Paşa imzaladıktan sonra sıra Albay Refet Bey’e gelmişti. Refet Bey ufak bir tereddütten sonra Ali Fuat Paşa’ya döndü:

“Kongrenin icabında bir hükümet teşkil edeceği anlaşılıyor. Acaba siz de böyle mi anlıyorsunuz?” diye sordu.

FAALİYETE GEÇTİLER

Ali Fuat Paşa, “Evet, kongrenin her şeyi tetkik ve müzakere ettikten sonra milletin hürriyet ve istiklalini temin maksadıyla bir hükümet tesisi de lazım geliyorsa bunu yapabileceğini ben de anlıyorum.” cevabını verdi. Bunun üzerine itiraz etmedi. Mustafa Kemal Paşa’nın uzattığı genelgenin altına imzasını koydu. Ortaya dört (Orduları ilgilendiren iki ilave madde ile 6 maddelik) maddelik Amasya Tamimi / Genelgesi olarak bilinen ve Milli Mücadele’nin “yol haritası” olan metin çıkmıştı. Zaman, 21/22 Haziran 1919 gecesi, yer Amasya Saraydüzü Kışlası idi.

Ertesi gün derhal faaliyete geçtiler. Mersinli Cemal Paşa kararlara tamamen iştirak ettiğini bildirdi. Hatta İtalyanlardan yeterli miktarda silah ve cephane tedarik ederek halka dağıtabileceği vaadinde bulundu.

Kâzım Karabekir Paşa kararlara iştirak etmekle birlikte, Sivas Kongresi’nden önce Erzurum’da “vilâyat-ı şarkiye” kongresinin toplanmasını ve Mustafa Kemal Paşa ile Rauf Bey’in toplantıya katılmak için Erzurum’a gelmelerini rica etmişti. Karabekir Paşa’nın bu arzusunu kabul ettiler. Fakat bir ihtilaf ortaya çıkmıştı: “Memleketi şark ve garp diye ikiye ayırmak doğru değildir. Vatanı bir kül (bütün) olarak mütalaa etmeli. Kurtuluş için umumi çareler aramalıdır.” diyen Mustafa Kemal ile daha İstanbul’da iken “Erzurum’da bir mukavemet merkezi yaratarak, milli bir Türk hükümetinin esaslarını kurarak, buradan harekete geçilmesinin isabetinden bahseden” Karabekir Paşa karşı karşıya gelmiş oluyorlardı.

AMASYA TAMİMİ KARARLARI

Genelkurmay Başkanlığı ATASE Daire Başkanlığı Arşivi’nde bulunan özgün metnin sonunda, “Hüsrev (Gerede), Kâzım (Dirik), Ali Fuat (Cebesoy), Hüseyin Rauf (Orbay), Mustafa Kemal (Atatürk) şeklinde açık imzaları görülen ve Milli Mücadele’nin programı/yol haritası olan tamim/genelge günümüz Türkçesiyle şöyledir:

“1. Vatanın bütünlüğü, milletin bağımsızlığı tehlikededir. Hükümet- i merkeziyemiz (İstanbul Hükümeti) itilaf devletlerinin etkisi ve denetimi altında çevrilmiş bulunduğundan, üzerine aldığı sorumluluğun gereklerini yapamamaktadır. Bu durum milletimizi yok olmuş tanıttırıyor. Milletin istiklâlini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır. Milletin şimdiki durumunu göz önünde tutmak ve haklarının sesini dünyaya işittirmek için her türlü etki ve denetimden uzak bir milli kurulun varlığı zorunludur. Bunun için haberleşerek her yandan gelen öneri ve millî istek üzerine Anadolu’nun görünüşte en güvenli yeri olan Sivas’ta milli bir kongrenin ivedi toplanması kararlaştırılmıştır. Bunun için bütün Osmanlı illerinin her sancağından parti anlaşmazlıkları bir yana bırakılarak yetenekli ve milletin güvenini kazanmış üç kişinin en çabuk şekilde kongreye yetişmek üzere hemen yola çıkarılması gerekmektedir. Her olasılığa karşı bunun bir millî sır halinde tutularak gösterişe yer verilmemesi ve gerekli görülen yerlerde yolculuğun kendini tanıtmayarak yapılması gereklidir. 2. Doğu illerimiz adına 10 Temmuz’da Erzurum’da toplanması kararlaştırılan kongre için adı geçen illerin Müdafaa-i Hukuku Milliye ve Reddi İlhak Cemiyetlerinden seçilmiş üyeler zaten Erzurum’a doğru yola çıkarılmışlardı. O zamana kadar diğer illerimizin delegeleri de Sivas’a varmış olabileceklerinden Erzurum Kongresi’nin üyesi de uygun göreceği zamanda genel toplantıya katılmak üzere Sivas’a hareket edecektir. 3. Bu maddelere göre temsilcilerin Müdafaa-i Hukuku Milliye Cemiyetleri ve belediye başkanları ve diğer şekilde seçilmesiyle hareketleri hakkındaki delâlet ve vatanseverliklerini ve isimleri ile hareket zamanlarının telgrafla bildirilmesini rica ederim.

YARIN: AMASYA TOPLANTISI VE KARARLARI