Kitlelerle hesaplaşacaklarını söylüyorlar…

CHP’li Müslim Sarı, katıldığı bir TV programında yanlış anlaşılma uyarısına rağmen üzerine basa basa kuruyor bu cümleyi; “Hesaplaşacağımız kitleler var…”

Sözlerinden anladığımız kadarıyla bu “kitleler” ne yöneticilerden ne de bir gruptan oluşuyor. Müslim Sarı’nın bahsettiği kitleler, AK Parti iktidarını 20 yıldır ayakta tutanlar. Yani seçenler, destek verenler, milli iradeyi temsil edenler…

Bu cümleyi kuranların ağızlarından düşmeyen demokrasi, adalet, hukuk, eşitlik, özgürlük, insan hakları gibi kavramların sadece laf kalabalığı yapmak için kullanıldığı bir kez daha görülüyor.  Eğer yönetime gelirlerse kin ve düşmanlık ile yöneteceklerini işaret ediyorlar. Milli iradenin tercihine bu kadar bilenmelerinin sebebinin üyesi oldukları partide bir koltuk kapmak ya da milletvekili adayı gösterilmekten ibaret olduğunu varsaymak istiyorum. Eğer mesele bundan daha ileri ve damarlarına kadar işleyen bir intikam hissi ise durum sanıldığından da vahim demektir. 

***

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AK Parti’ye oy veren çiftçi ve öğretmenleri aşağılamış, memur ve bürokratları da sayısız kere tehdit etmişti. Evinin mutfağına kurduğu mahkemesinde eline tutuşturulan sahte belgelerle hesap soracağını ifade etmiş, TBMM kürsüsünden yaptığı helalleşme çağrısı yerini “kavga etmeye geliyorum” sözlerine bırakmıştı. Bu his kısa zamanda CHP’nin kılcal damarlarına kadar işleyen bir kötülüğe dönüştü.

CHP Genel Başkan Yardımcıları da sürekli Erdoğan’ı yargılamaktan hatta TRT’den canlı yayın yapmaktan bahseder hâle geldi. FETÖ’nün yarım bıraktığı işi kimlerin üstlendiği de bu vesileyle ortaya çıkmış oldu.

***

Bir tarafta hesaplaşmak istedikleri bir kitle oluştururlarken diğer tarafta da korunup kollanması gereken bir kitle yaratıyorlar. Seçmenleri birbirine karşı kışkırtıp seçim sonrasına yatırım yapıyorlar. Reklam filmlerinde “Bahar” ve “Huzur” vadedenler, iç savaş yoluyla Türkiye’yi kara kışa sürüklemek istiyorlar.

Neyin intikamını almak istiyorlar? Neyle hesaplaşmak istiyorlar? Kimdir bu kitleler?

Terörle mücadele kapsamında sınır dışı operasyona giden Mehmetçik mi?

Savunma sanayiine milli ve yerli güç katan Baykar mı? Tusaş mı? Roketsan mı? Havelsan mı? Aselsan mı?

Yoksa Ayasofya’yı ibadete açanlar mı?

Ermenistan işgalindeki Karabağ’ı azatlığa kavuşturanlar mı?

Denizleri Mavi Vatan yapanlar mı?

Libya’daki kahramanlarımız mı?

Ege’de Yunan’ın tacizlerine şimşek gibi çakanlar mı?

Doğal gaz keşfini yapan mühendislerimiz mi?

Yerli otomobilimiz Togg’u yollarla buluşturan beş babayiğit mi?

Kovid-19 sürecinde gecesini gündüzüne katan sağlık çalışanlarımız mı?

Ekonomik darboğazı yerli üretimle kırmaya çalışan emekçiler mi?

Terörist Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala’yı tutuklayan yargı mensupları mı?

HDP’li belediyelerde kayyum olarak görev yapanlar mı?

Binlerce PKK’lı teröristi açtığı hendek ve çukurlara gömen kahraman polislerimiz mi?

Diyarbakır anneleri mi?

***

Seçim sonrası nasıl bir hesaplaşma hayal ediyorlar?

Kitlelerin derisini yüzmeyi mi yoksa gaz odalarında imha etmeyi mi düşünüyorlar?