Geçen hafta içinde dünya ve Türkiye kamuoyunda pek kimsenin ilgisini çekmeyen bir olay meydana geldi. Türkiye Cumhuriyeti’nin Paris Büyükelçisi Refik Ali Onaner, Fransa’da katıldığı bir programda uluslararası gündeme ilişkin önemli açıklamalar yaptı. Özellikle, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ve Türkiye’nin arabuluculuk rolü öne çıkan konular hakkındaydı. Programda Büyükelçi Onaner’in dikkat çektiği bir diğer konu da Türkiye’ye yönelik güya Kafkasya’yı istikrarsızlaştırma suçlamalarıydı.

Türk Büyükelçi, Ermenistan’ın işgali altındaki topraklarını kurtarmak amacıyla Azerbaycan’ın 2020 yılında başlattığı harekat hakkında da açıklama yaptı. Türkiye’nin, açık bir şekilde Ermeni işgalindeki Karabağ topraklarını kurtarması için Azerbaycan’a olan desteğini ifade etti. Bu açıklama birilerini rahatsız edecek ki, Ermeni bir sözde aktivist özde tetikçi şahıs, Twitter üzerinde Türkiye’nin Paris Büyükelçisine alenen tehditler savurdu ve “Nemesis’i unutma” sözlerini sarf etti.

Peki, Nemesis ne demekti ve Ermeni terörü ile bağlantısı neydi?

Nemesis kelimesinin kökleri Eski Yunan’a dayanıyor. Eski Yunan’da “intikam” anlamına gelen bu kelime, sonraki devirlerde “cezasını verme, Tanrı’nın gazabı” gibi manalara da gelmişti.

Ermenilerin en kanlı suikast operasyonlarına adını verdi Nemesis. Nemesis Operasyonu, ilk olarak Ermeni terör grubu Hınçak ve Taşnaklar tarafından Osmanlı Devleti’nde siyasi ve askeri figürlere yönelik çok sayıda suikast girişimiyle başladı. İlki ve belki de en önemlisi son devir Osmanlısı’nın ünlü siması Talat Paşa’nın Mart 1921’de suikast sonucu şehit edilmesidir. Talat Paşa’yı şehit eden Soğomon Tehliryan isimli Ermeni terörist, Ermenistan’da milli kahraman ilan edilmişti. Ermenistan’da resmi devlet töreniyle yapılan heykelde, Talat Paşa’nın kesik başı resmedilmişti.

Talat Paşa suikastiyle aynı dönemde Azerbaycan’da milli şahsiyetlere çok sayıda gizli operasyon ile suikast girişimleri tertip edildi. Bu gizli tertibatın sorumluları, Şahan Natali ve Karekin Pastırmacıyan gibi Ermeni komitacı ve teröristlerdi. Talat Paşa gibi Cemal Paşa, Said Halim Paşa, Fetali Han Hoyski, Hasan Bey Agayev, Behbud Han Cevanşir, Bahattin Şakir ve Cemal Azmi Bey de Nemesis suikastı ile katledilmiştir. Şüphesiz, Nemesis Operasyonu, faaliyetlerinin genişliği ve profesyonelliği göz önüne alındığında Ermenilerin tek başına yapabileceği bir operasyon değildi. Bu operasyonda, Rusya dahil birçok devletin istihbarat servislerinin Türkiye ve Azerbaycan aleyhine çalıştığı açıktır.

Nemesis Operasyonu’nun ardından Ermeni terör grupları boş durmamış ve Ermeni teröristler ASALA gibi örgüt eliyle Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı bir intikam operasyonlarına girişmiştir. Diplomasi tarihinde belki de bu yüzden en çok canı yanan devlet Türkiye Cumhuriyeti’dir. Tarihler, 1975 ve 1994 yılları arasında, Türkiye dahil 16 farklı ülkede Türk diplomatları alçakça silahlı eylemler ile şehit etmişlerdir.

Günümüzde Türkiye’nin Fransa Büyükelçisine karşı getirilen bu açık suikast tehdidinin aktörü olan Şant Zadourian isimli sözde aktivist özde Ermeni terörü Nemesis ve ASALA’nın destekçisidir. Ermeni diasporasının dünyada en güçlü olduğu ülkelerden birisi de şüphesiz Fransa’dır. Zadourian, Fransa’da yaşayan Ermeni diasporası arasında tanınan bilinen bir isimdir ve eskiden LCI isimli bir gazetede çalışmaktadır. Ermeni provokatörün Türk Büyükelçiye karşı alçak tehdidini herkes görmelidir.

Şant Zadourian, Türkiye Cumhuriyeti Paris Büyükelçiliğinin sokağından bahsederek, “Unutuyordum, l’Amballe caddesine kolayca erişilebilir, Nemesis Operasyonu’nu hiçbir zaman unutma” şeklinde tehditkar ifadeler kullandı. Zadourian paylaşımının ardından hesabını korumaya aldı.

Türkiye Cumhuriyeti’nin Fransa’daki Büyükelçisine karşı bu derece açıktan tehdit edebilen Ermeni lobisinin bu gücü nasıl bulduğu, Fransa gibi Avrupa ülkelerinde nasıl bu derece rahat politika yürüttükleri de ayrıca merak konusudur.