Yoğun maç trafiği herkesi yoruyor. Üstüne bir de covid vakaları gelince teknik adamlar 11’lerini, Merkez Hakem Kurulu da maçlarda görev alacak hakemlerini tespit etmede oldukça zorlanıyor. MHK’nin son 3 hafta atamalarına baktığımız da, önemli maçlarda tecrübeli isimleri kullanırken, birkaç maç için de yeni isimlere fırsat vermeye devam ettiğini görüyoruz. Keşke sezonun başında da böyle yapıp gençleri yıpratmasalardı.

***

Erzurum Beşiktaş maçında Cenk Tosun’un elle oynaması, pazar akşamı tüm spor programlarını “Oyun Kuralları” dersine çevirdi. Tüm yorumcular eline kural kitabını, VAR protokolünü aldılar. Hem bazı yorumcuların kendileri de öğrendiler, hem de kamuoyunu bilgilendirdiler. Aslında Cenk’in elle oynaması orta sahada hakemlerin gözden kaçırdığı basit ve neticeye tesir etmeyen bir elle oynama. Ama yayıncı kuruluşun yönetmeni Beşiktaş’ın 3. golünün tekrarını gösterirken, araya bu elle oynamayı da katınca, ortalık yangın yerine döndü. Yönetmen kuralları bilseydi, pozisyon belki de hiç gündeme bile gelmeyecekti. Yönetmenlerin oyun kurallarına hakim olması da önemli bir özellik. Eski usta yönetmenler Musa Çözen, Nesim Tuğuşlu ve Uğur Yıldırım gibi isimlerin kulakları çınlasın. Bizzat kendileri oyun kurallarını araştırır, bizleri arayıp pozisyon sorarlardı. Günümüzde maçları seyrederken öyle anlar oluyor ki, pozisyonun tekrarını doğru açıdan görene kadar ekran başında “fıtık” oluyoruz. MHK yayıncı kuruluşun yönetmenlerine de kural dersi mi vermeli acaba?

***

Futbol yorumcularının bazılarının taraflı, ya da sürekli bir kulüp lehine yorumlarına hep şahit oluyoruz. Bunlara alıştık artık. Ama son günlerde bazı hakem yorumcularının da taraflı yorumlarına şahit olmaya başladık. Günahlarını almayalım, bir kulübü kollamıyorlar. Fakat bazı hakemlerin kararlarını yorumlarken ayrıcalıklı düşünüyorlar. Kamuoyunu yanıltarak başarılı olduklarını zannedebilirler. Ama şunu lütfen akıllarından çıkarmasınlar. Hakem camiası bir ailedir. Camia içinde kimin kime yakın olduğunu, kimin kiminle ilişkisi olduğunu herkes bilir.