İletişim konusunda “Türkgün gazetemiz” bireysel çıkarların çok ilerisinde, gönülleri dolduran bir güçtür. Bütün bireyleri, “her şeyden önce Türkiye” anlayışına dönüştürecek toplumsal hareketin içerisindedir. “Önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben” anlayışımız “her şeyden önce Türkiye” inanmışlığının tezahürüdür. Bizler, inandığımız davanın sonucuna ulaşmada en önemli temel taşın “sevgi” olduğuna inanırız.


Düşüncelerinizi kabul ettirmeniz ya da ürününüzü satabilmeniz için müşterilerinizi ikna etmeniz gerekir. Düşüncelerinizin, projelerinizin ya da ürününüzün çok nitelikli olması satışınız için yeterli kriterler değildir. Ürününüz ya da projeleriniz ne kadar kaliteli olursa olsun, hedef kitleye ulaşamıyorsanız bunun anlamı olmayacaktır. Satışın gerçekleşmesi için hedef kitlenin de yakından tanınması ve ikna edilmesi gerekmektedir. Asgari ücretle çalışan birisine beş yıldızlı otel pazarlayamazsınız.

Dolayısıyla insanlar ikna olmak için görüntüye ve duygusal mesajlara çoğu zaman daha fazla önem verebiliyor. Hedef kitlenin etkilenmesi, ürün ya da hizmet için bir cazibenin yaratılması için merak uyandırmak, esrarengiz olgular yaratmak gerekir.


Seçim konuşmalarında yaygın kullanımı olmayan kelimeleri kullanmamak, argo kullanmadan kaçınmak ve negatif önermelere yer vermemek gerekir. Pozitif olmak, bardağın dolu tarafını görerek hitap etmek ama boş tarafını doldurma azmini de göstermek gerekir.

Asla belirsizliklere yer vermemeli, açık ve kesin konuşmak, dinleyici kitlesini çekici kılacaktır. Kısa, basit ve özlü konuşmak, kısa cümleler kurmak, karışıklığa yer vermemek her zaman üstünlük sağlar. Düzgün cümle kurmaya çalışmak, tane tane, akıcı konuşmak ve dinleyici kitlesinin zaman zaman onayını almak düşüncelerinize ortak olmalarını sağlayacaktır.

Günlük hayatımızda sıkça bir seçim yapmak durumunda kalırız. İhtiyaçlarımızı karşılarken temin edeceğimiz nesnelerin özelliklerini, işlevleri ve ihtiyaçlarımız arasında ilişkilendirerek bir seçim yaparız. Zaman zaman seçim için o derece kararsız kalırız ki, iyice düşünmek, enikonu tartmak amacıyla seçme işini ertelediğimiz olur.

Haftalık meyve ihtiyacımızı karşılarken, manavdan nitelikli meyvelerden vermesini talep ederiz. Eve götürdüğümüz meyvenin çürük olması hâlinde hâletiruhiyemizi düşünün! Verdiğimiz paraya mı yanalım, yükünü boşuna taşıdığımıza mı, yoksa aldatılmış olmamıza, gururumuzun incinmesine mi? Çok düşük ederi olan bir nesneyi bile alırken gösterdiğimiz özenden yoruluruz. Önemli sayıda insan, eş seçememekten yalnız yaşamaya devam etmektedirler. Kaldı ki bu seçim, sadece kendimizi/ailemizi ilgilendirir.

NİÇİN SEÇİYORUZ?
Adaylarda hangi özellikleri aramalıyız?
Elma alırken gösterdiğimiz ciddiyet ve dikkati aday seçiminde de gösterebilecek miyiz?
Seçim hürriyetimizi özgürce yapabilecek miyiz?
İstemesek de dış etkenlerin baskısı ile bir tercih yapmak zorunda mı kalacağız?
Seçim işi bilgi gerektirir; seçimin önemini kavrayarak gerekli bilgileri edinme amacıyla gerekli çabayı ve hassasiyeti gösterebilecek miyiz?
Aday olmak, temelde medeni bir cesaretin ölçüsüdür. Özelde, adayların hangi ölçüde gönüllü, hangi ölçüde kişisel çıkarlarına eğilim gösterdiklerini tartabilecek miyiz?
Kişisel çıkarlarından ne derece fedakârlık yapabilecekleri konusunda bizi somut olarak ikna edebilecekler mi?

BİZ NE İSTİYORUZ?
Cevabını verebilmiş miyiz? Kişisel beklentilerimizin karşılanmasını mı, yoksa toplumsal kalkınmayı mı kendimize hedef tayin ettik?
Toplumsal çıkarları bireysel çıkarlarımızın neresine koyuyoruz?
Sektörümüzün, ülkemizin ihtiyaçlarını biliyor muyuz?
Öncelikli ve olmazsa olmaz diyebileceğimiz ihtiyaçlarımızı tanımlayabiliyor muyuz?
Hangi projeler üretilip uygulanırsa toplumsal kalkınmada önemli katkılar sağlayacaktır?
Bu projelerin uygulanabilirlikleri hakkında kendi bilgi ve deneyimlerimiz değerlendirme için yeterli midir?
Adayların proje üretmeleri, kaynaklarını temin etmeleri ve uygulamaları konusundaki yeterliliklerini yeterli buluyor muyuz?

 

SEÇİM BEYANNAMENİZDE NELER VAR?

Seçim beyannameleri, partilerin/kişilerin misyon ve vizyonunu açıkça ortaya koyan, seçildiklerinde yapacakları icraatları, ortaya koydukları hedefleri açıklayan ve geniş bir etki alanını kapsayacak biçimde hazırlanmış yazılı belgelerdir.

Bir ziraat mühendisi, bir tarım yazarı ve bir çiftçi çocuğu olarak: Tip Onay Belgesi alınmış, deney ilke ve metotlarının, tarım tekniğine uygunluk detaylarını ülkemizin yazacağı, Tarım Alet ve Makine Test Merkezi Müdürlüğü (TAMTEST) OECD Kod 2 Deney Raporuna sahip, prototipi yapılmış, seri üretime hazır olan “elektrikli traktörün cumhurbaşkanı adaylarının seçim beyannamelerinin içinde olmasını çok isterdim.” T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Sayın Mustafa Varank Bey ve diğer bakanlık temsilcilerinin ülkemizin ilk elektrikli otomobili “Togg”la seçim meydanlarında olmaları çok güzel bir hareket. Ama üretimi destekleyen çiftçilerimizin hayali olan daha çok güzel bir hareket ise “elektrikli traktör ”dür. Başta T.C. Tarım ve Orman Bakanımız Sayın Vahit Kirişci Bey olmak üzere, T.C. Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Nureddin Nebati Bey ve T.C. Ticaret Bakanımız Sayın Mehmet Muş Bey’in seçim meydanlarına elektrikli traktörlerle giriş yapmaları ve elektrikli traktör teknolojisi (malzeme ve yazılım) son birkaç yıldır biz Türklerin meselesi olmuştur. Bu konuda bizden daha fazla çalışan ve söz sahibi olan kimse yok söylemlerinde bulunmalarını çok arzu ederdim. 

 

Son söz: Seçime sayılı günler kala 9. Cumhurbaşkanımız rahmetli Süleyman Demirel’den bir anekdot:

Bir seçim öncesi Demirel’e,
“Sandıktan hangi parti çıkar?” diye sormuşlar,
Demirel de,
“Sandığa ne atarsanız o çıkar” diye cevaplamış.

Seçimden sonraki insan ilişkilerinin, seçim öncesinden daha hoş olacağını umuyor ve inanıyorum. Gönül, pazartesi günü bütün yüzlerin gülüşünü izlemek istiyor.