Ocak, Türk’ün bulunduğu her yerdir. Evi, mahallesi, köyü, kasabası, şehridir; kutsal bulduğu, sıcak baktığı, göğsünde ateş taşıdığı yerdir. İlim, irfan, kültür yuvasıdır.

1984 yılında Sovyetler’de Andropov’un ölümünden sonraki süreç düşünülürken, Çernenko nasıl yönetici olacak ve hangi reformlar yapacak gibi sorulara kafa yorulurken, SSCB’nin esareti altında olan Azerbaycan’ın Şeki şehrinde bir grup insan Ocak Cemiyeti’ni kuruyorlar. O dönem Bakü ve Azerbaycan’ın birçok yerlerinde gizli dernek ve cemiyetlerin arttığı da malumdur. Bu dernek, teşkilat ve cemiyetlerin sayesinde milli uyanış ve bilinçlenme hızla yayılmaya başlar. Ocak Cemiyeti de toplantılarını evlerde yapmaktaydı. Nizamname ve programlarını hazırladıktan sonra geniş çapta faaliyete başlamaya karar verdiler. Ocak Cemiyeti’nin 4 maddelik programlarında ise şunlar yazılmaktaydı:

1. Ocak, kültür ve yaratıcılık birliğidir.

2. Ana görev; öğrenmek, öğretmek, vatanseverlik. Maddi – manevi karşılık beklememek esas prensiptir.

3. Ocak her bir üyesinin nüfus, itibar ve becerisinden faydalanmalıdır.

4. Görev borcuna, cemiyete, insanlığa, vatana ve millete hizmet ve fedakârlığa göre övgüler yasaktır.

Ocak’ın faaliyetlerine baktığımızda, kültür ve edebiyat cemiyeti olduğundan ağırlığın bu alanlara verildiğini görmekteyiz. Faaliyetlere kısaca bakacak olursak: Bolşevikler tarafından katledilen Azerbaycan âşık sanatının isimlerinden olan Molla Cuma’nın doğumunun 135. yılına özel anma töreni yapılmış ve Molla Cuma -135 anıtı dikilmiştir. Edebiyat toplantıları ve faaliyetleriyle tanınan Ocak Cemiyeti toplumsal faaliyetlerle de uğraşmıştır. 1988 yılında Şeki’de miting zamanı katledilen Şehid Akif için anma programları düzenlemişler, mezar anıtını dikmişler. Hem Molla Cuma’nıın heykeltıraşı (Asger Kerimov) hem de Şehid Akif’in büstünün heykeltıraşı ( Teyyuf Bey) Ocak’tan para almamışlar.

Ocak’ın sloganı ise çok manidar – “Teklifin yoksa, tenkit etme! Ocak’ın fahri üyeleri arasında ise Türkiye’de de çok bilinen şairlerimizden Bahtiyar Vahabzade ve 2. Dünya Savaşı sırasında Fransa Mukavemet Harekâtında kahramanlık sergileyen ve Fransa’nın en yüksek askeri nişanı olan Légion d’honneur nişanı ile ödüllendirilen Ahmediye Cebrayılov da var. Ocak’ın kurucularından olan ilk Başkanı ise Nesib Muhtarov olmuştur. Aydın kişiliği yanında cesareti de Nesib Muhtarov’un karakter özelliklerindendi. Arkeolog olması sebebinden, Şeki ve civar illerin Arkeoloji ve Etnografya Enstitüsü’nde çalışmış ve 25’e yakın arkeoloji kazısının yapılmasında öncülük etmiştir.

Tarihimize sahip çıkılmasını ve onun halkımıza sevdirilmesini amaçlayan N. Muhtarov, çalışmalarını ömrünün sonuna kadar devam ettirmiştir. Ömrü vefa etseydi daha çok işlere imza atacaktı. Bütün bu işleri kendi çabasıyla yapan, karşılık beklemeden çalışan bu güzel yurtseverin yarım kalmış işlerine sahip çıkılması ve devam ettirilmesi geleceğimiz açısından da önemlidir. Sağlığında bazen resmi dairelerin umursamazlığıyla da karşılaşmış olsa da asla yılmayan ve inandığı değerler uğruna mücadele veren bir değerli bilim insanı ve siyasi aktivist Nesib Muhtarov, 25 Ocak 2019 yılında Hakk’ın rahmetine kavuştu. Ardında birçok önemli işler bırakan bu yılmaz Türk bilim adamını tanımaya ve tanıtmaya borçluyuz. Umarım bu aydınımızın kitap ve çalışmaları Türkiye Türkçesine de çevrilir ve mirasına hakkıyla sahip çıkmış oluruz.