Türkçe Düşün
İstanbul
HAFİF YAĞMUR
27°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ödül törenindeki vurdumduymazlık

Ödül törenindeki vurdumduymazlık

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

İsrail’in şiddetli saldırılarıyla Gazze şehri neredeyse haritadan silinerek dokusunu, doğasını yitirdi.

Gazze diye bir yer artık kalmadı.

Bari çocukları ve masum insanları kaybetmeyelim düşüncesi de ateşkese burun kıvıran insan azmanlarına takıldı.

“Dünyada en kısa sürede en fazla çocuğun öldürüldüğü yer” olarak kayıtlara giren Gazze’de yürekleri dağlayan bir manzara var.

Kan revan hastaneye yetiştirilen, yetiştirildiği yerde yetersiz ekipman ve elektrik sıkıntısı nedeniyle hayatını kaybeden, ana babası öldürüldüğü için ortalıkta ağlayarak dolaşan çocuklara bakmamak, görmemek, görüp de hiçbir şey yokmuşçasına kayıtsız davranmak insanı insanlığından edecek bir vurdumduymazlıktır.

Henüz durdurmaya kimsenin muktedir olmadığı seri ölümler karşısındaki avuntulardan birisi, Gazze’nin acılarının sadece Gazzeliler değil bütün insanlık için bir eleme dönüşmesidir.

Ucuz numaralarla pazarlanmaya çalışılan İsrail’in masumluğu, dünya genelinde artık alıcısı olmayan bir üründür.

Öyle ki Batı’nın yöneticileri, medya organları İsrail’in pisliklerini halının altına süpürmeye çalışırken Avrupa’da ve ABD’de sivil toplumun çoğunluğu Gazzeli masumların yanındadır.

Hollywood sinemasının birçok yıldızı, Avrupa’nın birçok ünlü ismi, sanatçısı, sporcusu Yahudi sermayesinin yıldırıcı gücüne aldırış etmeden, bundan sonraki kariyerlerini tehlikeye atma pahasına Gazze’den yükselen haykırışa tercümandır.

Türkiye’de de kamuoyunun çok geniş bir bölümü ABD ve İsrail’e öfkeli, Gazze halkının acılarına ortakken toplumsal duyarlılığı bulandıran kimi örnekler yok değil.

Üç gün önce düzenlenen Altın Kelebek Ödül Töreni’nde sahneye çıkan Ecem Erkek isimli oyuncunun evdeki köpeğinden bahsetmesi bu bağlamda sosyal medyada büyük tepkilere neden oldu.

Gazze’deki bebek ve çocukların yürek yakıcı manzarasına sosyal medyada her gün şahit olan insanların böyle bir haberi okuduktan sonra sinirlerinin hoplaması son derece doğal.

Ecem Erkek’in konuşmasını izleyince aynı duygulara kapılmamak imkânsız.

Fakat ödül töreninin tamamına bakılırsa, birkaç konuşma dışında neredeyse kimsenin Gazze'ye yönelik bir duyarlılık taşımadığı görülüyor.

Üstelik törende Gazze’deki ölümlere ilk dikkat çeken kişi, haberlere yansıdığı gibi sunucu Cem Davran da değil.

“Bu ödülü çocukların ölmediği bir dünyada almak isterdim” diyerek Gazze’deki insanlık ayıbına ilk vurgu yapan kişi, “En İyi Çocuk Oyuncu” ödülüne layık görülen Ada Erma isimli dünya tatlısı bir kız çocuğu.

Cem Davran’ın takdir toplayan Gazze hatırlatması, 7 yaşındaki Ada’nın geceye katılan herkesi utandırması gereken duyarlılığı sonrasında gerçekleşiyor.

Başta kendi köpeği olmak üzere tüm köpekler üzerinden “zamansız” bir farkındalık uyandırarak toplumsal tepkiyi paratoner gibi üzerine çeken Ecem Erkek ise küçük Ada’dan çok önce sahneye çıkanlardan.

Dolayısıyla konu, Ecem Erkek’in Gazze halkı yerine köpeklere yolladığı selamdan çok, “sanatçılarımızın” genel duyarsızlığı.

Toplumun sırtından geçinen meslek sahiplerinin toplumsal duyarlılığın alarm düzeyinde işlediği bir konuda, üstelik binlerce bebek ve çocuğun öldürülmesini içeren bir konuda tek cümle etmemesi herkesi düşündürmeli.

Üstelik sanatçının misyonunda “toplumun acılarının ve sorunlarının sesi olmak” tanımı yüklüyken yanı başımızda öldürülen 7 bini çocuk, 15 binden fazla insanı bir cümle anmamak; gerçekten bunu yüreğinde hissetmiyorsa bile toplumun duyumsadığı acıya “rol yaparak” saygı göstermek, kazancını rol yoluyla edinen insanlar için bu kadar da mı zordu?

Elbette değildi ama onlar sanat camiasından başka kimseyi ilgilendirmeyen kariyer konuşmaları yapmayı tercih ettiler.

Gazzelilerle ne dini, ne kültürel, ne coğrafi beraberliği olan ve İsrail’i eleştirerek kariyerlerini riske atan yabancı sanatçılar karşısında ise bu gecede aldıkları ödüller gerçek birer ödül değil adeta utanç madalyası oldu.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *