Ekrem İmamoğlu’nu nasıl parlatırım, ona nasıl imaj oluştururum” diyerek seferberlik halinde olan gazetecilerin başında gelen Uğur Dündar, yine “Halk Arenası” programına Ekrem İmamoğlu’nu konuk olarak almış…

Ekrem İmamoğlu’nun muhterem annesi ve babası da programa seyirciler kısmında davet edilmiş…

Uğur Dündar sahneden inerek Ekrem İmamoğlu’nun anne ve babasının olduğu yere gitmiş ve onlara mikrofon tutmuş. Anne ve babasının konuşmasından etkilenen Ekrem İmamoğlu da ağlamış… Bana oldukça yapmacık gelen Ekrem İmamoğlu’nun ağlamasının da yapmacık olduğu inancındayım. Ama söz konusu anne ve baba olunca yine de bir evlat olarak etkilendiğine inanmak istiyorum.

Bu haberi görmeden önce “Ekrem İmamoğlu’nun yalan rüzgârını” yazacaktım. Neden bu kadar seri yalana bağladığını sorgulayacaktım.

Tam da bu programda Ekrem İmamoğlu’nun annesi Havva İmamoğlu oğlunu “Hiç yalan söylemez” diye tarif ettiğini gördüm.

Muhterem Havva Ana, öncelikle ellerinizden öper, saygılarımı sunarım. Oğlunuz Ekrem başka konularda nasıl bilmiyorum ama siyaset konusunda maalesef yalan rüzgârı estiriyor. Kazanmak adına söylemeyeceği yalan yok gibi…

Hem de son günlerde öyle bir halde ki, “konuştukları içinde doğru var mı acaba?” diye düşünüyoruz.

Bizim ilk gün fark ettiğimiz Ekrem İmamoğlu’ndaki yapmacık hali, CHP’ye yakınlığıyla bilinen Sonar Araştırma Şirketi Başkanı Hakan Bayrakçı bile Ekrem İmamoğlu’nu güç eline geçene kadar “Canını yiyeyim ağam” tarzında davrandığını ve çok değiştiğini söyleyerek geçtiğimiz günlerde bir televizyon programında şu sözlerle ifade etti:

-Seçimden önce herkese “teyzeciğim, canını yiyeyim” diye konuşan Ekrem İmamoğlu şimdi herkesi azarlıyor…

Ekrem İmamoğlu son günlerde ne söylerse hepsi yalan çıkmaktadır. Çok sinirli, çok agresif, çok telaşlı olması da çok net yansıyor.

31 Mart seçimleri öncesi herkese yapmacık ve sahte gülücükler dağıtan Ekrem İmamoğlu mazbatası elinden alındıktan sonra artık bu halinden bile eser kalmamıştır. İçinden adeta bir canavar çıkmıştır. Hali aynı Hakan Bayrakçı’nın ifade ettiği gibidir.

Ahmet Hakan’ın programında bu yönünü tüm Türkiye’ye gösterdi.

Programda Esenler Belediye Başkanı ve İBB Meclisi AKP Grup Başkanvekili Tevfik Göksu’nun Yunan medyasında çıkan haberleri hatırlatmasını “Trabzonlulara hakaret etti” noktasına getirmek için söylemediği yalanı bırakmaması son örneklerden birisidir. Ahmet Hakan ısrarla Ekrem İmamoğlu’nun dediği gibi bir konuşmasının olmadığını defalarca ifade etse de ısrarla yalan söylemeye devam etmişti.

O programdan sonra Ahmet Hakan “Programdan sonra birlikte izledik videoyu. Ve gördük ki: Ben haklıyım! Göksu’nun “Anladınız siz onu” diye bir cümlesi yoktu.” diyerek Ekrem İmamoğlu’nun yalanını ortaya çıkarmıştı.

Aynı programda kendisi hakkında “İstanbul’u fetheden Yunanlı” haberlerini yapan Yunan medyası için ‘’Uydurma bir yerel gazete, bana diyorlar ki niye cevap vermiyorsun? Niye cevap vereceğim? Onu yazanı da adam yerine koymadım.” diyordu. Meğerse uyduruk dediği gazeteye röportaj vermiş…

Kendisiyle röportaj yapan Yunan gazeteci Loanna Kleftogianni ise konuyla ilgili yaptığı açıklamada "Rusya'dan Venezuela'ya kadar geniş bir coğrafyada nerede sıcak bir gelişme varsa takip etmeye çalışan bir gazeteciyim. Türkiye'deki seçimleri de defalarca takip ettim. 31 Mart Belediye başkanlığı seçimlerini takip ederken Sn. İmamoğlu'yla bir gün geçirerek kampanyasını yakından izleme fırsatı buldum ve izlenimlerimi yazdım.” diyerek Ekrem İmamoğlu’nun bir yalanını daha ortaya çıkarmıştır.

Uydurma bir yerel gazete ama nasıl oluyorsa Yunanistan’dan gelip seni bulabiliyor.

Yunanistan eski Başbakanı ve Sosyalist Enternasyonal Başkanı Yorgo Papandreu bile Beylikdüzü’ne gelip seni buluyor. Çok ilginçtir “vefa ödülleri” için gelmişti. Neyin vefasıysa…

 

Gelelim diğer yalanlarına…

Ahmet Hakan’ın o programında “Oyların tekrar sayılmasından yana tavır koydum. Oyların tekrar sayımını destekledim.” dedi. Oysa 1 Nisan 2019 tarihinde  “Koca İstanbul’da her sandıkta geçersiz oylar tekrar sayılırsa; beyinler bulanır, vicdanlar bunu sorgular, dünya da bunu ayıplar.” Diyen de oydu. Kemal Kılıçdaroğlu da “Hangi gerekçe ile oylar yeniden sayılıyor?” diyerek itiraz etmişti. CHP de zaten itiraz dilekçesi vererek tekrar sayımı durdurmuştu.

FETÖ’yü görmedim, tanımam, bilmem” diyor. FETÖ’nün televizyon kanalı Samanyolu’nda spor programı yapan kendisiydi. FETÖ’nün belediyeler imamı Erkan Karaarslan’ı kendine danışman yapıp, “Gelecek planlaması yapıyoruz” diyerek onunla olan fotoğrafını sosyal medya hesabından paylaşan kendisiydi. Sürekli FETÖ’nün gazete ve televizyonlarında, okullarında, dershanelerinde pozlar veren kendisiydi.

Oruç tutmadığı halde “günde 60-70 iftar yapıyoruz” demesi de bir başka yalanıydı. Bu yalanını da Ramazan günü Halk Tv deşifre etmişti. Halk TV, Ekrem İmamoğlu ile Kemal Kılıçdaroğlu’nun 7 Mayıs Salı sabahı basına kapalı olan görüşmesinde çay içtiklerini canlı yayında açıklamıştı.

 Çıktığı televizyon programında “İBB sitesinden haberlerimi sildiler. İtfaiye eri şehit olmuş taziyeye gitmişim. Düşünebiliyor musunuz İsmail bey onu silmişler.” diyordu. “Silindi” dediği haberin sayfada durduğu ortaya çıktı.

AKBİL indirimini yaptım. Su indirimini yaptım.” diyordu. 6 ay önce su indirimine CHP’nin karşı çıktığı ortaya çıktı.

Muhterem Havva İmamoğlu’nun oğlu Ekrem İmamoğlu’nun o kadar yalanı var ki, inanın yazsak bu sayfalar almaz.

Mazbatası elinden alındıktan sonra onun yancılarının, onun adına propaganda yapanların yalanları da unutulmadı.

İBB binasından T.C levhasının söküldüğü yalanını yaydılar. Sonra bunun da yalan olduğu anlaşıldı.

Ekrem İmamoğlu’nun makam odasına astığı Atatürk portresinin mazbatası elinden alındıktan sonra İBB yetkilileri tarafından yerinden sökülüp, Ekrem İmamoğlu’na geri gönderildiği yalanını yaydılar. Sonra kendilerinin alıp götürdüğü ortaya çıktı.

CHP’nin, Ekrem İmamoğlu’nun ve yancılarının yalanları da Nasrettin Hoca’nın şu fıkrasındaki gibi…

Köylünün birisi, diğer bir köylüden “10 kilo buğday alacağı olduğunu” iddia ediyormuş. Aslında böyle bir alacağı yokmuş ama adam bir yalancı şahit bulup, mahkemeyi aldatıp, on kilo buğdayı almayı planlıyormuş. Yalancı şahit ararken Nasreddin Hoca “ben şahitlik yaparım” deyince adam pek sevinmiş. Öyle ya Hoca şahit olunca, Kadı efendi kolaylıkla karar verebilir.

Mahkemede Kadı efendi Hoca’ya sormuş:

- “Bu adamın şu adamdan on kilo buğday alacağı varmış. Ne diyorsun?”

Nasreddin Hoca ;

- “Evet Kadı efendi. Bu adamın bu adamdan on kilo arpa alacağı vardır” deyince adam atılmış;

- “On kilo buğday diyecekti, dili sürçtü herhalde” demiş.

- “Yalan olduktan sonra ha buğday, ha arpa. Ne fark eder?” demiş Hoca.

CHP ve Ekrem İmamoğlu için yalan olduktan sonra hiçbir şey fark etmiyor. Çeşit çeşit yalanı “halkı kandırmak” için silah gibi kullanıyorlar.

Ekrem İmamoğlu’nun muhterem annesi oğlunu “Hiç yalan söylemez” diye tanımış…

Ama Havva Ana oğlun inan bildiğin gibi değil…

Emin ol, oğlun “Az yalan söylenmez; yalan söyleyen her yalanı söyler.” sözüyle tarif edilecek bir haldedir.