“Okunuz çıktı” dedik, lakin dinlettiremedik. Hala diretiyor CHP’li arkadaşlar.

Yok bizim okumuz çıkmadı, yok bizim okumuz yerinde duruyor” diye terane okuyorlar.

Oysa kendi parti sözcüleri dahi “okun çıktığı” kanaatinde… İzmirli hemşehrimiz Deniz Yücel Bey daha PM üyesi adayıyken eşantiyon kabilinden yaptırdığı çakmaklar üzerine altı ok yerine beş oklu CHP amblemini bastırmış. Bırakın bastırmayı bir de dağıtmış.

Dağıtmasa iyi imiş ama dağıtmış işte…

Hiç kimsenin itiraz etmediği bu çakmaklara da bol bol gaz doldurulmuş olmalı ki alan hiç kimseden ses çıkmamış…

Öyle demokratlar yani!

Geçmişte de söylemiştim; “CHP’nin Oku Çıktı” diye… O zaman da dinlettirememiş, kendilerine getirememiştik.

Şimdi de öyle…

Okları çıkınca, umde veya ilkelerinden ayrılınca şirazeden de çıktılar tabii. Her kafadan ses çıkan bir “kakofoni” grubu oldular…

Çok sesliliği de çok severler ya hani bayıldılar bu kakofoniğe.

Bunların içinde “Terörist Başına özgürlük” isteyen de var, selam gönderenler de… Türkiye Cumhuriyeti’ni 3. Sınıf demir perde ülkelerine çevirmek isteyen de var, ABD Başkanını Türkiye’ye müdahaleye çağıran da…

Hatta öyleleri var ki bazıları kendini Güney Amerika Gerillası sanıp silahlı devrim yapmaya bile kalkıyor… “durun arkadaşlar, durun yahu, şaşırmayın lütfen! CHP alt tarafı bir müteahhit ve kapitalist partisidir. İçinde bürokrat eskisi bile kalmamıştır” diyoruz ama anlamıyorlar…

Eyaletçileri, etnik bölücüleri, libarelleri, sosyalistleri ve dahi komanistleri  bir söylem bolluğu içinde gelip gidiyorlar… Hala CHP’yi Atatürk’ün partisi sanan zavallılar bile var aralarında…

Veyl bize!

***

Merhum Selahattin Duman’ın CHP için kısaca “Altı Kazık Partisi” diye yazdıkları geldi aklıma… Altı Kazık!

Ucuz yırtmış bence CHP Sözcüsü...

Serigrafçı arkadaş çakmaklara ok yerine ya “beş kazık” bassaydı, ne yapacaktı acaba Deniz Bey? Hepten aykırı gidecekti. Şükretsin bence…

Bir düşünün lütfen,  çakmağın üzerinde basılmış beş kazık resmini bir de Deniz Yücel Beyin ismini… Ooo May Gat!

***

Mademki CHP sayfasını açtık, devam edelim…

Halk Partili matbuat esnafı için seçim dönemleri bir nimet gibidir. Yazarlar da yazarlar.

İmamoğlu şunu dedi, Özgür Özel şuraya gitti, Mansur Bey şuradan seğirtti derken sayfaları tıka basa doldururlar.

Eh bu aralar Sözcü’sü başka, Fox’çusu başka; KRT’cisi ve HalkTv’cisi başka başka fraksiyondan ses veriyorlar ama olsun. Hepsi de sahibinin sesi yayınları yapacak.  (CNN, FOX News, BBC, The İndipendent ve DW… gibi kanalları takip edin siz de nasıl bir eşgüdüm içinde olduklarını göreceksiniz).

Neticede ne olacak? Yine kazanamayacaklar.

Belediye alırlar mı? Belbette alırlar ama işte o kadar.

Zira CHP katıldığı hiçbir demokratik seçimi tek başına iktidar olarak kazanamamıştır. Hele Rahmetli İnönü… Ama kırk altı seçimlerini kazandı derseniz anlınızı karışlarım.

Jandarma ve polit-büro eşliğinde  “Açık oy gizli tasnif” yoluyla gerçekleştirilen kırk altı seçimleri tam bir “Tek Adam Despotizmi” göstergesidir.

Zaten Atatürk’ün “Halk İsmet’i sevemedi” dediği de tarihi bir gerçektir.

Atamız 1930 ve 1931 yıllarında gerçekleştirdiği yurt gezilerinde bunu çok daha iyi gördü fakat ne çare… Kadro sıkıntısı, imkânsızlıklar ve yokluk köklü değişiklikler yapmaya engeldi.

Ancak kabine içi değişikliklerle ve program değişiklikleriyle yetinildi. Gazi Paşamız kendini daha fazla hissettirmek zorunda kaldı.

***

Bu arkadaşlar tarihten de ibret almıyorlar.

Ellerinde gizli bir ajanda mı var, nedendir bilinmez… Bir türlü PKK, DEM, Selo, Kavala gibi hazır tiratlardan vazgeçemiyorlar.

Netice de “oku çıkıyor tabii”…  Sonrasında mı? Çakmaklara gaz, çakmaklara gaz!