Ocağın üstündeki su fokur fokur kaynamaya başladığında, sıçrar ve dokunduğu yeri yakar. İşte ligimiz aynen bu halde. Bu ateşi söndürmek lazım; bu gidişata dur demek lazım. Evet, hakemler formda değil belki ama, yöneticiler de çok formsuz. Beyanatlarda ipin ucu iyice kaçtı. Üslup ve seviye yerlerde sürünüyor. Ateşi körüklüyor, düşmanlıkları ön plana çıkartıyor ve camialar arasında uçurumlar yaratıyorlar. Ve MHK Başkanı bildirilerde direkt kendi adı geçmemesine rağmen kurumsal kimliğine sahip çıkıp, Hakem Derneği’nin görevini üstlenerek bildiriye cevap veriyor. Hukuki yollardan hak aramaktan bahsediyor.

Bazı kesimler Zekeriya Alp’i, “Sene başından beri birçok kulüp açıklama yaptı, ancak hiçbirine cevap vermedin. Şimdi neden buna cevap veriyorsun?” şeklinde eleştirdiler. O ana kadar yapılan açıklamalar genelde sahadaki kararlara yönelikti. Cumartesi günkü açıklama ise diğerlerine göre farklıydı. Kişilik haklarına saldırı vardı. O yüzden bu eleştirilere katılmıyorum. Bence Zekeriya Alp camianın arkasında durma, sahip çıkma bakımından önemli bir duruş sergilemiştir.

Ancak, cevap metninin, düşüncesizce, heyecan ve acele ile yazıldığını düşünüyorum. Kendisiyle birlikte bildiride adı geçen diğer hakemlerin de mahkeme kapılarına gideceğini söylemesi de iyi bir şey değil. Zekeriya Alp, Merkez Hakem Kurulu Başkanlığı’nın meraklısı değil... Bunu biliyoruz. Yarın, bırakır gider. Yarın mahkeme süreci başlarsa, zaten doğal olan da budur. Çünkü bir kulüp ve yöneticileriyle mahkemelik olan bir kişinin, MHK başkanlığı yapmasını kimse uygun görmez. Peki, Zekeriya Alp, tıpkı açıklamasında ifade ettiği gibi, adı geçen hakemleri de mahkeme kapısına götürürse ne olacak? Bu çocuklar, bir kulüple mahkemelik olmuşken nasıl hakemlik yapacaklar?

Bu nedenle, hakem yöneticilerinin ve futbolun tüm paydaşlarının sakin olması, bir kelime sarf etmeden önce on kez düşünmesi, eskilerin tabiriyle “dilini ısırması” son derece önemli.

HAKEM NE DERSE O

Kural hatası tartışmaları yine gündemde... Trabzonspor itirazında haklı görünüyor. Hesapladığımızda maçın 4 dakika eksik oynandığını görüyoruz. Kaybolan zamanın ilave edilmesi konusunda hakemlere açık talimatlar var. Kuralda açıkça yazıyor. VAR protokolünde de AVAR ve iki numaralı yardımcı hakemlerin görevleri ayrıca belirtilmiş. Ama müsabakanın resmi kronometresi hakemdir. Hakemler ve gözlemciler, kendilerinden istenecek ek raporda müsabaka eksik oynandı derler ise o zaman maçın baştan tekrarı ya da son 4 dakikanın yeniden oynanması gündeme gelebilir. Ancak, “hayır, maç normal zamanında bitmiştir” derler ise, o durumda hiç kimse “bu maçta kural hatası yapılmıştır” diyemez.

DERBİ KORKUTUYOR

Eskiden hakemlerin hedefi derbi maçı yönetmekti. Şimdi ise tam tersi oldu. Şu anda Süper Lig kadrosunda bulunan 43 hakemden hangisine sorsanız, bu hafta sonu oynanacak olan Galatasaray - Beşiktaş ve Trabzonspor - Başakşehir maçlarını yönetmek istemediğini söyleyecektir. Yöneticilerin baskıları, demeçleri ve hakemlik bitirme tehditleri, hakemleri maça çıkmaktan çekinir hale getirdi. Maça çıkacak kardeşlerimize Allah kolaylık versin diyorum.