2 gün sonra perde açılıyor. Yeni sezonumuz hayırlı olsun, kazasız, belasız, bulaşsız, ciddi sakatlık olmadan, can sıkıcı durumlar yaşanmadan, ikinci yarıdan itibaren de seyircili olarak tamamlansın inşallah. Bu dilekleri sıralarken, herkes bir de “hakem hatalarının az konuşulduğu bir lig olsun” diyor. Tamam, dilek güzel de. Bu da lafta kalmaz inşallah. İnsan unsurunun olduğu her yerde hata olacağı gibi, hakemlerin de hata yapması kaçınılmazdır. Yapılan hatalardan mağdur olanların şikayetçi olması da son derece normaldir. Ancak şikayet edilirken, sınırların aşılması, şikayet hedeflerinin şaşırılması gibi durumlar olunca işler karışıyor.

Bu tür sıkıntılı maçlardan sonra hakemlerden dik durmaları bekleniyor, doğal olarak. Hakemlerin dik durabilmesi için önce MHK’nın dik durması gerekir. Eğer Merkez Hakem Kurulları, kulüp yöneticilerinin şikayetleri ve gelen baskılar karşısında dik durup, adaletli ve düzgün atamalar yaparlarsa, hakemler de buradan mesaj alarak sahada dik dururlar.

Önceki gün yapılan seminerde TFF Başkanı Nihat Özdemir ve yeni MHK Başkanı Serdar Tatlı bu konuda iç açıcı mesajlar verdiler. Sezon öncesi maçlar başlamadan böyle konuşmalar yapmak çok zor değil. Ligin 3. ya da 5. haftasından sonra bu konuşmalarının arkasında durabilirlerse, hakem performanslarında iyiye doğru hızla yükseliş görünecektir. Ama bu umut verici söylemlerinin altında kalırlarsa, kimsenin hakemlerden adaletli ve cesaretli yönetimler beklemeye hakkı olmaz.

Bunun canlı örneğini geçen sene yaşadık. Zekeriya Alp’in kurmaylarının yaptıkları hatalar, hakemlerin sürekli gündemin en üst sırasında yer almasına neden oldu. Serdar Tatlı, Metin Tokat, Erol Ersoy üçlüsünün yapacağı atamalara, şahsım olarak ümitle ve iyi şeyler yapacakları beklentisiyle bakıyorum. Ne derece haklı olduğumu zaman gösterecek. Umarım yanılmam da, Türk hakemliği için güzel bir sezon olur.

Sezon başı kondisyon testleri neticesinde hakemler başarılı oldular. Pandemi koşullarına rağmen belli düzeyde hazırlanmış oldukları ortaya çıktı. Başarısız olan 20 civarında yardımcı hakem ise, limitleri geçemediklerinden dolayı değil, testi tamamlayamayıp yarım bıraktıklarından dolayı bir sonraki teste kadar maç alamayacaklar. Buradan da kondisyon ekibinin, hakemlerin antrenmanlarını takip konusunda iyi çalışmadığı ortaya çıkıyor. Bu durum Merkez Hakem Kurulu’nun da dikkatinden kaçmamalıdır.