“Kerbela şehitleri hepimizin şehidi,

davaları hepimizin davasıdır.”

Lider Devlet BAHÇELİ

“Alevi.” Kimine göre sıfat, kimine göre de ekol veya mezhep. Şii değil, Alevi! Fakat sadece bizde bir manası var mefhumun... Kavram Türk. Muhteva Türk!

Kelimeyi açtığın zaman “Ali’nin evi” anlaşılıyor. Kimler var Hz. Ali’nin evinde? Ehl-i Beyt var; başta Peygamber’in amcazadesi yani kendisi…  Ağuş-ı nebi’de büyümüş, “Pervane-i Muhammed” Hazreti Ali. Sonra Hatem’ül Enbiya’nın “Benim ruhumdur” diyerek taçlandırdığı kızı Fatıma’tül Zehra, yani zevcesi. Peygamber torunları Hasan ve Hüseyin…

Dahası… “Ali bendendir, ben de Ali’den”, “Ben ilimsem Ali de onun kapısıdır. Kim ilmi dilerse kapısına gelsin” diyor yüce Peygamber.

Hicret günü, hiç tereddüt etmeden Efendimizin yatağına yattı. Sanırsın ki yattığı ölüm döşeği. Ama öldürmeyen Allah öldürür mü? Hz. Ali hicretin tamamlayıcı parçası!

Salih soyun temsilcisi Hz. Ali. O bir Kutup Yıldızı. Ali dini mübinin zağlı kılıcı, Zülfikar ona emanet, “Allah’ın Arslanı”, hayattayken cennet müjdesi...

Nasıl anlatacak şimdi onu satırlar?

Henüz beş yaşında Hane-i Saadet’le tanışıyor, bir daha hiç ayrılmıyor, putlara tapmıyor Hazreti Ali... Hazreti Fatma ile evlilikleri başka mevzu… İşte aşk! İşte hürmet!

Hazreti Ali, ilk Müslümanlardan, Peygamber’in ardında namaza duran ilk erkek… İşte sıfatları; Mürteza: Allah’ın razı olduğu manasında. Ne büyük onur! Hayber’i fetheden orduda sancaktar.(1) Esedullahi’l Galip: Savaş düellolarında hiç yenilmemiş, savaşların galibi.  Ebu Türap: Peygamberin taktığı sıfat; toprağın babası… En çok bu sıfatı seviyor Hz. Ali. Ve en güzel sıfatı yine efendimiz veriyor, kardeşlik: “Sen dünya ve ahrette benim kardeşimsin”. (2)

İmanda kavi Hazreti Ali... Peygamberin sırlarla dolu sohbetleri ancak onun kalbinde çözülüyor. Bağlılık ve muhabbette en yüksek mertebede… Hüküm çıkarıyor, içtihat yapıyor… O muttakilerin numunesi, marifettullah sırrına erenlerin delili, tevhidi hakikatlerin vücut bulduğu, fıkıh ilminin kurucusu.

Eshab-ı suffa’dan, vahi kâtibi aynı zamanda, hafız-ı kelam Hz. Ali... Efendimizin ölümünden altı ay sonra nüzul sırasına göre Kur’an-ı Kerim’ i tertip etti. (3)

Durmayalım: Cesaret, şecaat, ilim, ahlak... Mütevazı, cömert, hakşinas, temiz, mütevekkil, yol gösterici, yardım sever, zarif, ehl-i takva, kadınların en hayırlısının kocası, gösterişten uzak ve bütün konuştukları hikmet... Eksik kaldı. Efendimizin övdüğünü biz nasıl anlatabiliriz ki!

Bize ancak yüceltmek kalır. Yolundan gitmek, kapısına yüz sürmek... Öyle de yapmışız. İslam olduğumuz yıllar, Ehl-i Beyt için acı yıllar. Kalp dayanmaz. Türk fıtratının icabı mazlumun yanında… Alevi’yiz işte! Ali’nin evindeniz, evine sahip çıkmışız.  Hz. Ali için, Hasan ve Hüseyin efendilerimize, hatıralarına yani efendimizin emanetlerine bağlıyız.

Başka hiçbir İslam coğrafyasında böyle bir hürmet göremezsiniz. Bu bize has… Biz, Efendimizle Şah-ı Merdan Ali’nin hususi konuşmalarının bile Türkçe olduğuna inanırız. (4) Asya steplerinden Balkan yaylalarına kadar.

Değil mi ki, Efendimizin soyu kesik değildir! (5) Efendimizin zürriyeti Ehl-i Beyt’inden yani Hazreti Ali ve Hazreti Fatma annemizden devam etmektedir. Hazreti Hasan ve Hüseyin’in sulbü. Öyle ise Seyyitler ve şerifler baş tacımızdır.

Bizde her Sünni esasında Alevi gibi yaşar. Ama Türkistan kokar Aleviliğimiz. Bütün uygulamalarıyla Türk… Hangi Sünni Türk aşureye itiraz edebilir ki? İşte çok küçük bir örnek… Ya da hangimiz Ehl-i Beyt’i sevmeyiz?

Öyle ise niçin ayrıyız?

Düşünsenize, kaç parça bu gâvur denilen millet? Yahudi’si var, Ortodoks’u, Katolik’i, Protestan’ı başka bilmem ne belası… İngiliz’i, Fransız’ı, İtalyan’ı, Yunan’ı, Bulgar’ı, Slav’ı, Hırvat’ı, Ermeni’si ve Rum’u; başka hangi yamyamı! Sayın sayabilirseniz!

Ama hedeflerinde biz olunca birlik oluyorlar! Hepsi bize saldırabiliyor, topraklarımızı işgal ediyorlar…

Öyle ise biz niye kan kardeşlerimizle, din kardeşlerimizle ayrıyız?  

Dipnotlar:

1. Hayber Kalesi: Medine’ye 70 mil uzaklıkta. Yahudiler kuvvetlerini burada topladılar. Günlerce süren muhasara bir türlü netice vermiyor. Ve Resul’ü Ekrem geceden müjdeliyor: “Yarın sancağı öyle birine vereceğim ki, Allah ve Resulü onu sever, o da Allah ve Resulünü sever.” Kimdir sancaktar ve muzaffer Hazreti Ali’den başka.  Ve Hayber’in fethi.

2. Tirmizi, Menakıp, 21

3. Cümle ilim ehli biliyor. Hakeza 23 yıl Efendimizin nübüvvet hayatı boyunca yanından hiç ayrılmadı. “Ben Kur’an’da yer alan ayetleri nerede, ne zaman ve kimin hakkında nazil olduğunu bilirim” diyor Hz. Ali.

4. M. Şerif Fırat, “Doğu İlleri ve Varto Tarihi” 1945’te neşredilen bu eser, geçtiğimiz yıllarda yeniden yayımlandı.

5. Kevser suresinin ne manaya geldiği burada önemli.