Türkçe Düşün
İstanbul
HAFİF YAĞMUR
27°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Orta Doğu’da etkili diplomasi

Orta Doğu’da etkili diplomasi

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Türkiye, İsrail’in 7 Ekim 2023 tarihinden beri Gazze’de sürdürdüğü soykırıma karşı hem Orta Doğu’da hem de dünya genelinde en aktif siyaseti yürütmektedir. Son dönemde gündeme gelen Hamas-İsrail arasında ateşkesin sağlanması planında da garantör ülke olarak Türkiye’nin zikredilmesi tüm çevrelerce müspet karşılanacak ve Orta Doğu’daki akan kanın durması için önemli bir adım olma potansiyelini taşımaktadır.

İsrail soykırımına karşı Türkiye’nin etkili diplomasisinin sürdüğü ve somut sonuçların alınmaya başlandığı bir süreç içerisinde özellikle de sınır ötesinde yer alan terör örgütlerinin Türkiye’ye yönelik saldırılarının artması dikkatlerden kaçmamıştır.

Bilindiği üzere Hindistan’da gerçekleştirilen G20 zirvesinde ABD’nin öncülüğünde IMEC (Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoru) projesi duyurulmuştu. ABD öncülüğünde duyurulan ve Türkiye’yi bypass eden projenin reaksiyonel bir yaklaşımla altı boş şekilde ortaya atıldığını malum projenin hayata geçebilmesi adına diğer ticari koridor girişimlerinin güvenlik gerekçesiyle önemini yitirmesi diğer yandan da Orta Doğu’nun istikrarsız ve müdahaleye açık hale getirilmesinin ABD ve İsrail ortaklığının perde arkasındaki önemli gerçekliklerden birisi olduğunu daha önce de ifade etmiştik. Bu kapsamda sınır ötesinden Türkiye’ye yönelik terör örgütlerinin faaliyetlerinin artmasının geri planında sadece İsrail soykırımına karşı olan tutum değil, Irak ve Türkiye arasında mutabakata varılan Kalkınma Yolu Projesinin hayata geçirilmesinin somut zeminin hazırlanmaya başlaması da vardır.

Türkiye, terör saldırılarının hemen ardından bu kapsamda Irak’a üst düzey ziyaretler gerçekleştirmiştir. MİT Başkanı İbrahim Kalın Ocak ayında iki kez Irak’ı ziyaret etmiş, önemli temaslarda bulunmuş ve bu temaslarında da Türkiye’nin terörle mücadeledeki kararlılığını muhataplarına açık şekilde vurgulamıştır. Diğer yandan Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak Irak’a gitmiş, Irak Cumhurbaşkanı Abdullatif Muhammed Cemal Reşid, Irak Başbakanı Muhemmed Şiya Es Sudani, Irak Savunma Bakanı Sabit Muhammed Said Rıza Al Abbasi, Irak İçişleri Bakanı Abdülemir Kamil Şammari, IKBY Başkanı Neçirvan Barzani ve IKBY Başbakanı Mesrur Barzani ile temaslarda bulunarak bölgesel savunma ve güvenlik konularında görüş alışverişinde bulunarak terörle mücadeledeki kararlılığımızı vurgulamıştır.

Bölgedeki terör varlığının son bulması, Orta Doğu’da arzu edilen huzur ikliminin sağlanması adına en önemli gelişme olacağı gibi hem bölgesel yeni imkanların oluşması hem de bölge dışı aktörlerin Orta Doğu’daki suni gerekçelerinin ortadan kalkmasına zemin hazırlayabilecektir.

Bugün nasıl ki Avrupa’nın huzuru Balkanlar’dan geçiyorsa dünyanın huzuru da Orta Doğu’nun huzur ve istikrarına bağlıdır.

Türkiye’nin gerek Avrupa gerek Orta Doğu gerek Kafkaslar gerekse de dünya genelinde izlediği politikaların temelinde insanlığın huzuru vardır. 21. Yüzyılda küresel ve bölgesel krizlerinin tamamının çözümünde, barış ve huzurun merkezinde Türkiye vardır.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *