Artık 7 yıldır ki Kırım işgal altındadır. Kırım Tatarlarının tabiriyle 7 yılı aşkın bir sürede Kırım açık cezaevi halindedir. İnsan hakları ihlali, kaçırmalar, evlere baskınlar, hapisler ve Kırım Tatarların ölü bulunmaları anlaşılan dünyanın dikkatini çekmemektedir. Rusya ile şimdiki durumda karşı karşıya gelmemek adına Kırım’da yaşanan insan hakları ihlali ve etnik ayrımcılık ise adeta gündelik sıradan uygulamalar haline gelmiş durumdadır. Dünyanın dikkati farklı yerlere yönelmiş olsa da Kırım Tatarlarının mücadeleden vazgeçme niyetleri yok. Hatta bu yılın başlarında Kırım Tatar Milli Meclisinin önerileriyle Ukrayna devleti, uluslararası bir platformu hayata geçireceğini duyurmuş ve ‘Kırım Platformu’ adında karar kılınmıştır. Kırım Platformu, Kırım’daki Rus işgaline son vermek ve bu yasadışı ilhaka karşı uluslararası çabaları birleştirmeyi amaçlamıştır. İşin ilginç tarafı bu Platforma Rusya da davet edilmiştir. Ancak Kiev’in bu ironik davetiyesini Moskova yönetimi geri çevirmiş ve bu daveti ‘etkisiz ve provokasyon girişimi’ olarak nitelendirmiştir.

Rusya’nın kendi rızasıyla Kırım’dan çıkması söz konusu olmadığı aşikardır. Çünkü Rusya’nın bu konuda tavrı ve Kırım’ı terk etmesinin tartışmalara kapalı olduğunu söylemesi aynı zamanda dünya ülkelerine bir mesaj gibi de algılanabilir. Rusya’nın Kırım Platformundan rahatsız olması sır değildir. Bu konuda hassas olan Rusya zaman zaman saldırgan ve tehditvari yaklaşımlarda da bulunmaktan vazgeçmedi. 23 Ağustos 2021 tarihinde Ukrayna’nın başkenti Kiev’de gerçekleştirilecek olan Kırım Platformu’nu şimdiden rahatsızlıkla bekleyen Rusya, bu amaçla itibarsızlaştırma politikası yürütmüş olsa da, Platforma katılımı da dikkatinden kaçırmayacaktır.

Peki Rusya neden bu platformdan rahatsız? Kırım Platformu’nun önceki hedefi Rusya’ya uluslararası yaptırımları değerlendirmek ve güçlendirmek olacaktır. Bu konuda Ukrayna tarafı Kırım Tatarlarının desteğiyle ciddi bir diplomatik mücadele vermektedir. 23 Ağustos’un aynı zamanda Ukrayna’nın bağımsızlık günü olması sebebiyle seçilmesi zirveye katılımın yüksek seviyede olacağı düşünülmektedir. Düzenlenecek olan zirvede ortak kararlar alınacağı ve deklarasyon yapılacağı da belirlenmiştir. Aylar önce Ukrayna Cumhurbaşkanı sözcüsünün belirttiği gibi zirveye 10’dan fazla ülkenin katılacağını da düşünürsek Rusya’nın rahatsızlığını net bir şekilde görmüş oluruz. Devlet başkanı ve üst düzey yöneticiler seviyesinde katılacak olan ülkeler listesi ise şimdilik Türkiye, ABD, Letonya, Litvanya, Estonya, Polonya, Çekya, Birleşik Krallık olarak bilinmektedir. Bunların yanı sıra Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ve AB Konseyi Başkanı Charles Michel de katılacağını açıklamıştır.

Geçtimiz günlerde Japonya’nın Kiev Büyükelçisi ile bir araya gelen Kırım Tatar halkının milli lideri ve Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Büyükelçi Takashi Kurai ile bir görüş gerçekleştirmiştir.

Görüş zamanı Büyükelçi Kurai Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü desteklediklerini vurgulamıştır. Kırım Platformu’nun açılış zirvesi’ne üst düzey seviyede katılım gerçekleştirmeyeceklerini, fakat zirvenin neticesini kabul edeceklerini, ortak deklarasyonu imzalamak için kendisinin de görevlendirildiğini Kırımoğlu’na açıklamıştır.

Platform, işgal sonucu ortaya çıkan siyasi,ekonomik, jeopolitik sorunlara karşı uluslararası müdahaleyi güçlendirmek, Rusya üzerinde uluslararası baskıyı artırmak, yaşanan insan hakları ihlalleri önlemek ve Kırım’da işgale son vermek adına düzenlenmiş olacaktır.

Bu konuda mücadele veren Kırım Tatarları ve Ukrayna devleti yalnız bırakılsa da zirveye katılacak olan uluslararası aktörlerin tutumu ileriki zamanlarda daha da önemli olacaktır. Acaba bu Platformun sonucu Kırım Tatarlarını yine oyalayacak mı yoksa gündemi sarsan diğer bölgelerde yaşanan gelişmelerin gölgesinde kalacak mı? Bu sorunun yanıtını Rusya’nın yarımadadaki tutumunu da etkileyecektir.