Kemal Kılıçdaroğlu şehidi çok olan, milliyetçi damarı çok sağlam olan Kayseri’ye gidince çok değişik bir kimliğe bürünmüş ve maskesini takarak “Hiçbir teröristin cenaze törenine, asla ve asla hiçbir siyasi partinin yöneticisinin, milletvekilinin, il başkanının, ilçe başkanının katılmasını doğru bulmam. Doğru değil bu, doğru değil. Benim milliyetçilik anlayışım, vatanseverliktir. Bayrağımı seviyorum” konuşmasını yapmış…

          Daha dört-beş gün önce hendek- çukur-Kobani olaylarında 846 kişinin (793’ü şehit) azmettirici katili terörist Demirtaş’ın serbest bırakılması mücadelesini “Bu insani değildir demezsem kendi insanlığımı reddetmiş olurum” diye savun sonra Kayseri’ye git, bu cümlelerle hikâye anlat…

          “Serbest bırakılsın”, “Yattığı her süre kendisine şeref madalyası olacak”, “Demirtaş’ın suçu nedir ki hapiste tutuyorsunuz?” dediğin o terörist Demirtaş, HDP’li sözde milletvekillerine ne diyordu peki?:

          “Ben çok açık söyleyeyim; halkımızın acısına sahip çıkmayan milletvekiliyle ilgili kusura bakmasınlar ben soruşturma açtırırım, parti disiplini gereği. Sen oy almışsın o insandan, hassasiyetine dikkat edeceksin arkadaşım. PKK’lının cenazesine de gideceksin, taziyesine de.”

          Kemal Kılıçdaroğlu o sözleri, Türkiye Muhtarlar Derneği Kayseri İl Başkanı Yakup Er’in düzenlenen programda “Muhtar Dernek Başkanı olarak siyasi konuşma yapmak için buraya gelmedim. Ama sizlerin teşkilatında görev yapan bazı milletvekillerinin tutumunu eleştirmek istiyorum. Sezgin Tanrıkulu Güneydoğu’da PKK cenazelerine katıldığını, resim çektirdiğini görüyoruz.” şeklindeki tepkisi sonrası cevap niteliğinde söylemiş…

          Kemal Kılıçdaroğlu’nun cevabı bile buram buram yalan kokmaktadır. PKK’lı Aziz Güler’in cenazesine katılmasını “Sezgin Tanrıkulu’nun katıldığı o cenaze töreni Tahir Elçi’nindir.” diye yutturmaya çalışmış…

          Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu siyasi pişkinliği, yüzsüzlüğü adamı gerçekten çıldırtacak boyuttadır.

          CHP’yi terör örgütü PKK’nın siyasi kampına dönüştürdü, Kayseri’de yaptıklarının tam tersi nutuklar atıyor.

          Eren Bülbül’ü şehit eden “Zeynel” kod adlı Mehmet Yakışır isimli teröristin cenazesine kim gitmişti?

          HDP milletvekili Musa Farisoğulları… Hakkında yargı soruşturma başlatıp, Mecliste dokunulmazlığı kalktıktan sonra tutuklanınca Türkiye’de ilk ona sahip çıkan kimdi?

Elbette PKK’yı yoldaşı kabul eden Kemal Kılıçdaroğlu!

          Eren Bülbül’ü şehit eden teröristin cenazesine giden HDP milletvekili Musa Farisoğulları’na “Biz her yerde demokrasiyi savunduk. Milletvekillerinin üyeliklerin düşürülmesi millet iradesine yapılmış bir darbedir. O zaman bu millet neden sandığa gidiyor? Biz her yerde bu hakkı savunacağız” cümleleriyle sahip çıkan Kemal Kılıçdaroğlu için utanma, yüzü kızarma hatırlatması yapmayacağım çünkü inanın bu adamın bu konuda sinirleri alınmış bir hâli vardır.

          Kendisi HD(P)KK ile ilişkisini zaten izah edemez de, teröristin cenazesine giden siyasilerden bahseden Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’deki Genel Başkan Yardımcılarının, milletvekillerinin unutulduğunu mu sanıyor?

          Yahu onları geçtik, yıllardır aynı yastığa baş koyduğun eşin teröristin cenazesine katılmadı mı? O CHP’li milletvekillerini partiden atacak, eşinle boşanacak mısın?

          Suriye’de öldürülen PYD’li (PKK) terörist Aziz Güler’in cenazesini karşılamaya giden CHP milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu ve Gamze Akkuş İlgezdi değil miydi? Bu iki isim de CHP içinde Genel Başkan Yardımcılığı görevine kadar yükselmemiş miydi?

          Kaldı ki senin de, o teröristle Suriye’ye gitmeden önce TBMM’de görüşme yaptığını PKK’nın kapatılan kanalı IMC TV’de katıldığın bir programda öğrenmiştik.

          Gelelim eşiniz Selvi Kılıçdaroğlu’nun Sarıyer’deki terör operasyonu sırasında öldürülen Dilek Doğan’ın cenazesine katılması konusuna… Dilek Doğan, DHKP-C mensubu bir teröristti… Cenazesi “Katil devlet” sloganları ve DHKP-C ayinlerine uygun bir şekilde kaldırılmış, terörist Dilek Doğan’ı Sözcü gazetesi de “Operasyonda yaralanan Dilek canlı bombanın arkadaşı çıktı” başlığını kullanarak ve “İstanbul Armutlu’da terör örgütü DHKP-C’ye yönelik operasyonda çıkan arbedede yaralanan Dilek D.’nin çok sayıda sokak eylemine katıldığı ve 2012 yılında Gaziosmanpaşa’da karakola girerek kendini patlatan İbrahim Çuhadar’la eylem öncesi çekilmiş fotoğrafları ortaya çıktı” cümleleriyle haber yapmıştı. Böyle bir terör örgütü mensubunun cenazesinde eşiniz ne geziyordu Bay Kemal?

          Ne yaparsanız yapın, CHP’nin terör örgütleriyle olan ilişkisini ve teröristlere olan muhabbetini gizleyemezsiniz. Size yazıklar olsun ki Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Atatürk’ün kurduğu CHP’yi son beş yıldır Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmak isteyen teröristlerle, terör örgütleriyle eş değer bir hâle getirdiniz…

Her şey ortada iken bir de Türk milletini aldatacağınızı, kandıracağınızı sanıyorsunuz…

Vatanseverlik kim, bayrağı sevmek kim, siz kimsiniz?

          Olsa olsa özetiniz terörist sevmek, terör örgütleriyle sıcak ilişki kurmak olarak açıklanabilir. Gerisi hikâye, gerisi kocaman bir yalandır.