CHP, İP ve bunların yancılarının hem işbirliği yapıp, sonra köşeye sıkışınca “HDP’yi kapatın o zaman kardeşim” numaraları da kimseyi aldatmamalıdır. HDP kapanınca yine ağıt yakan bunlar olacaktır. HDP’li belediyelere kayyum atanınca bunlar ağlamadı mı? Terörist Demirtaş’ın kaldığı cezaevini bunlar adeta yolgeçen hanına döndürmediler mi? Ama ne olursa olsun HDP cezasız kalmamalı ve terör örgütü PKK’ya yardım ve yataklığının bedelini ödemelidir.

          Geçtiğimiz hafta sonu PKK’nın siyasi uzantısı HDP’nin kongresi vardı. Kongre demekten ziyade terör örgütü PKK’nın toplantısı gibiydi. HDP’nin tescillenmiş terör uzantısı olması bu son toplantısında da gözler önüne serilmiştir. Talimatı teröristbaşlarının yuvalandığı Kandil’den alan HDP’nin Eş Genel Başkanı Pervin Buldan konuşmasında “HDP fikriyatının büyük emektarı büyük Abdullah Öcalan’a selam ve saygı gönderiyorum” ifadelerini kullanarak, Türkiye’de bölücü virüs olmaya devam edeceklerini bir kez daha göstermiştir. Bunlara ne yaparsanız yapın, hangi nasihatleri verirseniz verin, bölücülere hizmetten vazgeçmeyeceklerini her fırsatta göstermektedirler. Son sözde kongreleri ile Türkiye’de herkes bu durumun farkına varmıştır sanırım.

          Ama sadece CHP yönetimi bu konuda farkına varmamış gibi davranıyor. Çünkü HDP’nin PKK’ya yardım ve yataklığı karşısında sesini çıkarmadan HDP ile işbirliğine devam etmektedir. Hem HDP ile işbirliği yapıyor, hem de HDP’nin bölücülüğü karşısında üç maymunu oynuyor. CHP tepkilerden sıkışınca da “HDP Anayasal çerçevede kurulmuş, 6 milyon oy almış yasal parti” savunması yapıyor. Anayasa çerçevesinde kurulunca, yasal olunca, 6 milyon oy alınca terör örgütüne yardım ve yataklığı meşru mu oluyor?

          CHP, PKK’nın hiçbir eyleminden rahatsız değil ki, siyasi uzantısı HDP’nin yaptıklarından rahatsız olsun?

          CHP, terör örgütü PKK’ya hizmet eden her unsurun avukatlığını yapmakta ve destek olmaktadır. PKK’nın gazetesi kapanıyor, koşuyorlar, televizyonu kapanıyor, koşuyorlar, siyasileri, yazarları tutuklanıyor, koşuyorlar, belediyelerine kayyum atanıyor, koşuyorlar, teröristin cenazesi geliyor, karşılamaya gidiyorlar… CHP’lilerin ömrü PKK’nın peşinde koşmakla geçiyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu CHP’yi PKK’nın siyasi kampına dönüştürmüştür ve bundan da asla rahatsız değildir. Aslında CHP gibi bir parti varken, HDP’ye ihtiyaç yoktur. HDP bu son kongresinde “Yaptığımız ittifakı gizlemeden aşkımızı yaşayalım” demek yerine, CHP ile bütünleşme kararı alsaydı inanın daha mantıklı olurdu. En azından biz CHP’nin bölücülüğüyle, HDP’nin bölücülüğüyle ayrı ayrı uğraşmak yerine tek merkezle uğraşarak zaman ve enerjiden kazanmış olurduk.

             CHP, son beş yıldır zaten terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı HDP ile her konuda ittifak ve işbirliği yapıyor. Artık tam bir aile hücresi haline gelmişlerdir. Hiçbir konuda birbirlerine karşı yabancılık çekmeyecek hale gelmişlerdir. Baksanıza diğer ortakları İP’in Genel Başkanı Meral Akşener’i bile “HDP Kürt siyasi hareketinin temsilcisi” deme noktasına getirdiler. Yerel seçimlerde HDP ile yaptıkları ittifak hiçbirinde rahatsızlık yaratmadı. Özellikle İstanbul ve İzmir’in Belediye Başkanlarının HDP-PKK-Demirtaş sevdasına ortaklaşa alkış tuttular.

            HDP bundan önce kurulup bölücülüğe yardım ve yataklıktan kapatılan diğer partilerin uzantısıdır. Yarın HDP kapansa zaten yedek partileri de mevcuttur. Kapatmak çözüm olarak gözükmüyor ama yönetim kadrosunun bölücülüğe hizmeti cezasız kalmamalıdır. Pervin Buldan HDP kongresinde bölücülüğe selam duruyorsa siyaseten bitirilmeli ve hukuken gereken cezayı almalıdır. Onun gibi kim varsa tabi… Zaten savcılık 15 kişi hakkında soruşturma başlatmış ve 14 kişi hakkında gözaltı kararı vermiştir. Ama HDP kongresinde yaşanan bölücü manzaradan HDP’nin tüm Genel Merkez yöneticileri sorumludur. HDP Eşbaşkanı teröristbaşı Öcalan’a selam yolluyorsa, orada görsellerden de teknik servis değil, onlar sorumludur.

           HDP artık nefessiz bırakılmalıdır. Bu hem hukuki cezalar, hem de hazine yardımından kesintilerle başlamalıdır. Geçmişte başka partilere nasıl hazine yardım kesintisi uygulandıysa, HDP’ye de uygulanmalıdır. Yoksa arabalarında devletin parasından aldıkları benzinle terörist taşımalarının önüne geçilecek gibi gözükmemektedir.

          MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin “Bunlardan bırakınız iktidar olmayı, ne köy olur ne de kasaba. Cumhuriyet savcıları HDP’nin bölücü kongresi hakkında mutlaka cezai takibata başlamalı, gecikmeksizin soruşturma açmalıdır. Türkiye muz cumhuriyeti değildir, çadır devleti değildir, etnik koalisyonun mecmuu değildir” ifadelerinden sonra HDP’ye yönelik başlayan soruşturma çok geniş tutulmalı ve artık HDP’nin bölücülüğe hizmet alanı bitirilmelidir. Türk Devleti terörle mücadele konusunda kararlıdır, tavizsizdir ve HDP konusunda da elbette gereken yapılacaktır.

           CHP, İP ve bunların yancılarının hem işbirliği yapıp, sonra köşeye sıkışınca “HDP’yi kapatın o zaman kardeşim” numaraları da kimseyi aldatmamalıdır. HDP kapanınca yine ağıt yakan bunlar olacaktır. HDP’li belediyelere kayyum atanınca bunlar ağlamadı mı? Terörist Demirtaş’ın kaldığı cezaevini bunlar adeta yolgeçen hanına döndürmediler mi? O yüzden bunlar yine zırlayacak, bunlar yine ağlayacaktır. Ama ne olursa olsun HDP cezasız kalmamalı ve terör örgütü PKK’ya yardım ve yataklığının bedelini ödemelidir.

          CHP, HDP, İP ve yancılarının aşkı bozulursa bozulsun… Yeter ki devletimiz olması gerekeni yapsın…