Harika bir basketbol sezonunu geride bıraktık. Hem Basketbol Süper Ligi’nde çekişmeli, kaliteli maçlar izledik hem de Avrupa Kupalarında tarihimizde görmediğimiz kadar başarıyı bir sezonda yaşadık. Anadolu Efes, Bursaspor, Bahçeşehir Koleji ve Fenerbahçe Safiport ile dört kupada dört final, iki şampiyonluk. Elbette finaller, kupalarla sevindik. Asıl heyecanlandıran ligdeki rekabetle birlikte takımlarımızın Avrupa’da sergilediği mücadele oldu.

Anadolu Efes’e alışıktık ama Bahçeşehir Koleji’nin hele hele Bursaspor’un masalımsı performansı gönüllerde taht kurdu. İşler biraz daha yolunda gitse şans yanlarında olsa Tofaş, Darüşşafaka ve Karşıyaka da finale gidebilirdi. Sadece vitrine çıkanlar değil onlar da hedefe yaklaşmıştı. Son 10 yıla baktığımızda takımlarımızın başarılarının süreklilik kazandığını görüyoruz ki sevindirici olan da bu.

Ligimizdeki çekişme bir ara öyle bir hal aldı ki. Sonuncu lideri yendi. Kim play off oynayacak, kim düşecek son maçlarda belli olabildi. Takımlar bir maçla play off potasından küme düşme hattına girdi, çıktı. Erkenden hedefsiz kalan Türk Telekom dışında herkes bir şeyi kovaladı. Petkim Burak Gören’le ligde kalarak büyük iş yaptı. Galatasaray Pitsiolis’le neredeyse finale çıkıyordu. Tofaş’ın play off dışı kalması. Bursaspor’un girmesi. Çok hikaye vardı bu sezon. Böyle bir sezonda final serisinin de çok daha rekabetçi geçmesi beklenirdi. Ama takım olarak çok daha iyi oynayan, savaşan, seriye zinde giren Fenerbahçe ve Djordjevic buna izin vermedi. Geldiğimiz noktayı düşünün. Fenerbahçe Rus takımlarının hikayesi olmasa belki f4 oynayacak belki de şampiyon olacaktı. Bilinmez. Ama sonuçta son iki eurolig şampiyonunu rahat geçerek kupayı aldılar. Daha keyifli ne olabilir? Şampiyonluk bir tek koç Djordjevic’e yaramıyor herhalde. Virtius Bologna’yla İtalya şampiyonu oldu. Eurocup’ta elenmek başını yedi.

Burada da euroligde dışarda kaldı, ligde şampiyon oldu. Fatura yine ona çıktı. Bazen şampiyonluklar da yetmiyor. Djordjeviç yaşadıklarına, üstüne kuma getirir gibi sezon devam ederken İtouidis’le anlaşılmasına karşın takımını müthiş idare etti, maksimum verimi aldı. Dik durdu. Fenerbahçe’den başı dik ayrıldı. Şimdi gündemimizde milli takım var. Kadro 22’ye indi. Ergin Ataman liderliğinde ilk maça çıkacağız. Ataman çıtayı baştan yukarı koydu. Avrupa Şampiyonluğu. İddialı olmak onun doğasında var. Elimizdeki oyuncu grubuna baktığımız da hiç de fena kadro değil. Bakalım Ataman’ın değneği bu kısa sürede milli takımı nerelere getirecek?