Şu bir gerçek…

Abdullah hoca ile birlikte toplu hücum, toplu savunma anlayışı yerleşmiş. Düşünün hem Nwakaeme, hem de en uçtaki Afobe bile kendi sahasına gelip top çıkartıyor. Takımda ayağa top yapma çabası da artmış. Her şey iyi gidiyor da, iki sıkıntı var. İlki, Avcı’nın bel bağladığı ‘Abdülkadir’ler bir türlü beklentileri karşılayamıyor. Ne Ömür eskisi gibi, ne de Parmak. Bu ikiliye sakatlıktan döndükten sonra toparlanamayan Pereira ve Nwakaeme’yi de ekleyebiliriz.

Diğeri ise gol pozisyonu “fukarası” Trabzonspor’un sahada olması. Tamam, kendini sağlama alacaksın, tamam topa sahip olacaksın ama Trabzon taraftarı alışkın değil ki, böyle kısır pozisyonlu Trabzonspor’a. Karadenizli alışkın saldırmaya, sağlı sollu ataklara en azından oyunun ilk 20-25 dakikasında rakibi boğmaya.

Allah’tan Baker çıktı sahneye. Öyle bir gol attı ki, “Şapka” çıkartılır. Her halde sezonun en güzel gollerinden biri olur. İkinci yarıda skorun artması beklenirken, ne ligin dibine demir atmış, “hocasız” Ankaragücü varlık gösterebildi, ne de Trabzonspor pozisyon üretebildi.

Akıllarda kalan, hakem Öğretmenoğlu ve VAR’ın görmediği, ya da görmek istemediği Ekuban’ın penaltı pozisyonu o kadar.

Abdullah Avcı’nın daha çok işi var. En önemlisi de “pozisyon fukaralığı…” Ona çözüm bulamazsa, şehirde homurdanmalar başlar ki, bu da büyük sıkıntılar doğurur.

Bizden uyarması.