"Cumhur İttifakı et ve tırnak gibi, ama biz bir projeyiz.” diyen itirafçı ablanın histeri nöbetleri bazen kendini daha çok deşifre ediyor. MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli, HD(P)KK’nın terör odağı olmasının bedelini yargı önünde ödetme peşinde ama bu duruma karşı HDP’den önce ses Meral Akşener’den geliyor. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından HDP’nin kapatılma istemiyle hazırlanıp Anayasa Mahkemesine sunulan iddianame usul eksikleri gerekçe gösterilerek Başsavcılığa iade edildi.

          MHP Lideri Devlet Bahçeli de bu duruma karşı “Bahsi ileri sürülen eksikler veya usulü etkileyen açmazlar şühedaya nasıl anlatılacak, milli beka ve milli güvenlik mülahazalarıyla nasıl bağdaşacaktır? Anayasa Mahkemesi hukukun üstünlüğünden mi yanadır, yoksa bölücülüğün mü şakşakçısıdır? Dağda elde edilen başarıların TBMM’de kaybına tahammülümüz asla olamayacaktır.” tepkisini gösterdi. MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin, HDP’nin kapatılması konusundaki kararlılığı Meral Akşener’i nasıl incitiyorsa aynen şunları söyledi:

          “Bunu bir kenara koyar isek, bu tür çok üst perdeden ve racon kesen davranış biçimlerinin hukuka, demokrasiye ve insan haklarına, hiçbir şeye, 150 yıllık demokrasi tarihimize, eksik gedik de olsa, demokrasi tarihimize uymadığını söyleyebilirim. Son hadiselere baktığımız zaman ben kendisinin bir yakın arkadaşının kız kardeşi olarak, kendisini evine dönmeye davet ediyorum. Çünkü yorgun olduğunu anladım. Dolayısıyla evine dönmeye ve biraz tefekküre ve evinde dinlenmeye davet ediyorum”

          MHP Lideri Devlet Bahçeli, HDP’nin kuyruğuna basıyor, ses Heval Meral, Biji Akşener’den geliyor. Şu fıkra yine aklıma geldi:

Adamın biri, sokakta dalgın dalgın yürürken; farkında olmadan, yolun ortasında yatan bir köpeğin “kuyruğuna” basmış!.. Ve tabii, can havliyle havlamış köpek!..

Adam şaşırmış...

“Hayret” demiş;

“Ben köpeğin kuyruğuna bastım!.. Ama ses, ağzından çıktı!”

Şöyle bir düşünüp, “teşhis”i koymuş:

“Kuyruğuna bastığım hâlde ağzından ses çıktığına göre, demek ki; kuyruk ile baş arasında bir bağlantı var!”

***

          “HDP’nin kapatılması konusunu bırak Kandil konuşsun, bırak Pervin Buldan konuşsun, bırak Kemal Kılıçdaroğlu konuşsun, bırak terörist Demirtaş konuşsun” diyeceğiz ama Meral Akşener de elbette yerel seçimlerdeki ittifak ve siyasi proje ortağına sahip çıkmak konusunda kendisini sorumlu hissediyor.

          Her ne kadar partisi İP’i CHP güdümünde kursa da, milliyetçi-muhafazakâr alanda kandırılabilecek potansiyel yaratabilmek için yola ilk çıktığında “İYİ Parti’yi CHP ve HDP ile yan yana getirme çabasını çirkin, saygısız ve çok ayıp buluyorum.” demişti… Sonrası ise malum… CHP’siz, HDP’siz nefes bile alamadı.

          CHP ve HDP’ye nasıl bir esirlik içindeyse, HDP’nin kapatılması konusunda Anayasa Mahkemesine tepki gösteren MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’ye çağrıda bulunuyor.

          Asker, polis, masum vatandaşlarımızın katilleriyle rahat iş tutabilmek, terörist Demirtaş ile rahat kahvaltı yapabilmek adına MHP Lideri Devlet Bahçeli’yi “evinde dinlenmeye davet eden” Heval Akşener’in siyasi aklı ve ruh hâli gerçekten acınacak bir hâldedir.

          HDP’nin kapatılmasını istemek, HDP’nin kapatılması konusunda ayaklarını sürüyen yargıya tepki göstermek “yorgunluk” ise, HDP’nin safından MHP Lideri Devlet Bahçeli’ye çağrılarda bulunmak pespayeliktir.

          MHP Lideri Devlet Bahçeli evi olan MHP’de Türkiye’yi bölmeye çalışanlarla, askerlerimizi, polislerimizi şehit edenlerle milli tefekkür içinde mücadele ediyor da sen CHP ve HD(P) KK yanında neyin mücadelesini veriyorsun, bunu Türk milletine her yönüyle bir açıklasan… HD(P)KK’yı MHP’ye tercih eden böyle bir kadının peşinde gidip hâlâ “milliyetçiyim- Ülkücüyüm” diyenlerin utanması gereken bir durum var ama onlar için milletvekili seçilmek, İP’te koltuk sahibi olmak susmaları için yeterli neden olmaktadır.

          PKK ile mücadele edenler evine gidecek, PKK ile düşüp kalkanlar için meydan boş kalacak… Meral Akşener’in, CHP-HDP evindeki tefekkürü aynen budur.

          “Proje Abla” sürekli faka basıyor ama ona sufle veren akıl hocası kimse onu sürekli rezil etmeye devam ediyor.

          Kendini en son milletvekili adayı yaptığı 7 Haziran 2015 seçimleri öncesi “Devlet Bey tam bir Adanalıdır. Adanalıların sohbetleri muhteşemdir. Devlet Bey de çok hoşsohbettir. Fevkalade mizahi bir tarafı vardır. Gençleri çok sever. Samimi ve inanmış bir demokrattır. Son derece yardımseverdir ama yardımlarını gizli yapar. Çok iyi de bir stratejik akla sahiptir. Satranç oyuncusudur, hep 5 hamle sonrasını görür. Bazı şeyleri göze alır ama demokrasinin yanında durur.

Partiye zarar getirecek bir şey Türkiye’ye faydalıysa, onu yapar.

          Rastgele konuşmaz. Çok edeplidir. Çocuğu yaşında birini de ceketini ilikleyerek karşılar. Devlet Bey’i kamuoyuna doğru düzgün anlatamamamız bizim eksikliğimizdir. Devlet Bey ile daha rahat ve sükûnet içinde çalışılıyor. Fikirlerimizi çok rahat ifade edebildiğimiz biri.“ (3 May 2015/Haber Türk) cümleleriyle öve öve bitiremeyen Meral Akşener’in şimdi Kemal Kılıçdaroğlu’nu yoldaş, terörist Demirtaş’ı kahvaltı arkadaşı edinmesini elbette kamuoyunun takdirine bırakıyorum. Evinde binlerce kişinin azmettirici katili olan terörist Demirtaş’ı kahvaltı masasında ağırlayacağını dünyaya duyurmuş “Proje Abla” hadi işine bak sen…