1 KASIM 2015 seçimlerinden sonra milletvekili adayı yapılmayanların başını çektiği ekip MHP’de intikam operasyonuna başlamıştı. Bunların intikam hırsını ve öfke ateşini gören MHP düşmanı unsurlar da MHP’deki “ele geçirme” operasyonun başarılı olması için her türlü desteği vermişlerdi. Bu desteği en çok verenlerin başında FETÖ gelmekteydi. FETÖ’nün bunlara destek olmadığı hiçbir alan kalmamıştı. Keza CHP de tüm unsurlarıyla MHP içinde operasyon yapmaya kalkanlara destek olmuştu. CHP bir de MHP’ye 7 Haziran seçimleri sonrası Kemal Kılıçdaroğlu’nun önerdiği “CHP-MHP-HDP koalisyon teklifine” yanaşmadığı ve MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin bu teklife çok sert cevap vermesinden dolayı öfkeliydi. Siyasi intikam ve proje peşinde koşanların tamamı ortak hedef olarak o günlerde MHP’yi seçmişlerdi.

          7 Haziran 2015 seçimlerinde milletvekili adayı yapıldığında MHP Lideri Devlet Bahçeli’yi “Devlet Bey tam bir Adanalıdır. Adanalıların sohbetleri muhteşemdir. Devlet Bey de çok hoşsohbettir. Fevkalade mizahi bir tarafı vardır. Gençleri çok sever. Samimi ve inanmış bir demokrattır. Son derece yardımseverdir ama yardımlarını gizli yapar. Çok iyi de bir stratejik akla sahiptir. Satranç oyuncusudur, hep 5 hamle sonrasını görür. Bazı şeyleri göze alır, ama demokrasinin yanında durur. Partiye zarar getirecek bir şey Türkiye’ye faydalıysa, onu yapar. Rastgele konuşmaz. Çok edeplidir. Çocuğu yaşında birini de ceketini ilikleyerek karşılar. Devlet Bey’i kamuoyuna doğru düzgün anlatamamamız bizim eksikliğimizdir. Devlet Bey ile daha rahat ve sükûnet içinde çalışılıyor. Fikirlerimizi çok rahat ifade edebildiğimiz biri” (3 May 2015/Haber Türk) şeklinde öven Meral Akşener, 1 Kasım 2015 seçimlerinde milletvekili adayı yapılmadığı için de MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin yönetim tarzını eleştirmeye başlamıştı. Zaten daha sonraki açıklamalarında “milletvekili adayı yapılsaydı, böyle bir hareket başlatmayacağını” bizzat kendisi ifade etmişti. Yani dünyaya bakışını şekillendiren makamı ve sıfatı olduğu kadarmış… Beş parti kapı görmesi de bu yüzdendir. Bir de yakınlığı yüksek derecede olan Fethullah Gülen’den MHP mesajı alınca onun için akan sular durmuştu. Fethullah Gülen’in FETÖ mensuplarına “Meral Akşener’e sahip çıkın” mesajını vermesi de boşuna değildi.

          Milletvekili adayı yapılmayan, yapılıp seçimlerde kazanamayanların ortak noktası tamamen kendi koltuk kaygıları olmuştu. Hepsi bir ağızdan “MHP’nin iktidar kaygısı yok” suçlaması yapıyordu. MHP’nin Türkiye’nin geleceği ve varlığı adına aldığı ve hepsinde haklı çıktığı kararlar bunların umurunda bile değildi. Hepsi nefsi arzuları için her türlü projeye açık hale gelmişti. CHPHDP ile koalisyon kurulmadığı için kızgınlıklarını, öfkelerini kusan sözde Ülkücüler ve MHP’liler vardı. İşte bunların tamamı gitti yeni parti kurdular ve şimdi CHP ve HDP ile MHP’de iken arzuladıkları ama yapamadıkları ittifakı yaptılar. Referandumda HDP ile “Hayır” kampanyaları yaptılar, Afrin operasyonuna karşı çıkmada birleştiler, yerel seçimlerde CHP-HDP-İP ittifakı yaptılar, HDP ile ortak kavramlarda buluştular. Teröristbaşı Öcalan’ın serbest bırakılmasını isteyenleri, HDP ve Demirtaş’a seçim müziği yapan müzik gruplarında çalgıcılık yapanları, terörist Demirtaş’ı övenleri genel başkan yardımcısı yaptılar. Bu ve buna benzer birçok sicili işlemek onları doyurmamış olmalı ki Türkiye’nin Anayasa’sını değiştirmek için HDP ile yanyana gelmişler.

          Biz zaten bunların hepsini biliyorduk. Yıllardır en ince ayrıntısına kadar yazmaya gayret ettik. Şu an izlediğimiz manzara ise güç kavgasından birbirine düşenlerin birbirini deşifre etmesidir. İhraç edilen Ümit Özdağ, istifa eden İsmail Koncuk bunları bilmiyor muydu? Hepsini A’dan Z’ye biliyorlardı. Ümit Özdağ İstanbul’da HD(P)KK sevdalısı Ekrem İmamoğlu’nu desteklemek için her türlü terör örgütüne yakınlık duyan Canan Kaftancıoğlu ile omuz omuza seçim çalışmaları yapmadı mı? İsmail Koncuk Adana’da HDP ile birlikte Ülkücü Hüseyin Sözlü’nün karşında devrimci- komünist Zeydan Karalar’a oy ve destek vermedi mi? Aytun Çıray terörist Demirtaş’a yönelik ve HDP ile “vicdan kardeşliği” şeklindeki ittifak güzellemelerini nereye saklayacaktır?

          MHP’den İP’e giden kim varsa MHP’den özür dilemelidir. Dün MHP’yi ne ile suçluyorlardı, bugün kendi partilerinde neler yaşıyorlar görüyorsunuz. Dün MHP’yi “taviz verip, iktidar olmuyor” diye suçlayanlar, yeni kurdukları partilerini ayakta tutmak, meclise sokabilmek, kazanılan CHP’li belediyelerde nemalanmak için her türlü ihanete ortak oldular. Alenen anlaşıldı ki artık HD(P)KK ile Anayasa taslakları hazırlayacak kadar siyasi karakterlerini kokuttular. Ümit Özdağ, İsmail Koncuk ve diğerleri İP’de hala güç dengelerinde etkili, yetkili olsalar bugün ettikleri feryatları edecekler miydi? Kemal Kılıçdaroğlu HD(P)KK’nın içinde bulunduğu dört parti ile Anayasa metni hazırladıklarını 2018 yılında, metni hazırlayan komisyonun başındaki İbrahim Kaboğlu ise 2019 yılında dört partiyle Anayasa metni üzerinde hazırlık yaptıklarını Türkiye’ye duyurmuştu. Biz ise şimdi 2020’nin son aylarındayız. Ama biz yine de İP’in HD(P)KK ilişkilerine tepki göstermelerinin Türkiye adına kazanç, bugüne kadar İP’teki yolculuklarının kendileri adına mahcubiyet olmasını temenni ediyoruz. MHP’ye yaşattıkları ve MHP’ye söyledikleri adına da utanç duymalarını istiyoruz. Bu saatten sonra İP’te kim kalırsa ihanet projelerinin ortağıdır. CHP ve HD(P)KK işbirliği yapmanın iğrençliğinde artık kimseye söyleyecek sözleri yoktur.

          İP’i kurduğu ilk günlerde milliyetçi tabana şirinlik yapmak ve üzerinde propaganda yapmak için “İYİ Parti’yi CHP ve HDP ile yan yana getirme çabasını çirkin, saygısız ve çok ayıp buluyorum” diyen Meral Akşener, İP’ini niçin tamamen kördüğüm şeklinde CHP’ye ve HD(P)KK’ya bağlamıştır. İP içindekiler bunu sorgulamayacak mısınız?

Yoksa iktidar olma uğruna Türkiye’yi mi satacak noktaya geldiniz?

          İP Adana milletvekili İsmail Koncuk finalde istifa ederken ne dedi: Akşener ve ekibi seçimleri kazanmak için PKK talebine bile evet der.

Nokta…