Tayfun Özsoy, Hakan Yaşar ve Ali Kunak; Futbol Gündemi’nde Türkiye Kupası’nın yeni formatı, Afrika Kupası’nın Süper Lig’de zirve yarışına olası etkileri, Beşiktaş’ta Sergen Yalçın’ın durumu ve Avrupa’daki temsilcilerimizin son haftalarda aldıkları sonuçlar ile ilgili sorularımızı yanıtladı.
“Rekabetten çok maç sayısı arttı”
TG-Spor: Türkiye Kupası’nda bu sezon format değişikliği yaşandı. 8’er takımlı üç ayrı grupta mücadele edecek takımlardan 4’er maç sonrası topladıkları puanlara göre ilk iki sırada yer alanlar ve en iyi üçüncüler çeyrek finale yükselecek. Bu yeni formatı rekabeti ve yarışmacılığı artırır mı? Yoksa futbolcuların üzerine ekstra yorgunluk ve yük mü getirir?
Tayfun Özsoy: Yeni format, rekabetinden çok maç sayısını attıran bir uygulama olacak gibi duruyor. UEFA’nın kulüplerarası organizasyonlarında kullandığı lig formatının bir benzeri hedeflendi. Bu uygulama, özellikle alt ligden gelen takımların, tek maçlık sürprizlerinin önüne geçerek, kaybeden büyüklerin şansını sürdürmesini sağlıyor. Yüksek olasılıkla belli takımların finale yürüyeceği kupanın 3 ayrı gruba bölünmesi biraz garip olsa da kazanan takımın Avrupa’da mücadele şansını yakalaması iyi bir motivasyon kaynağı.
Hakan Yaşar: Tıpkı FIFA ve UEFA gibi TFF de kulüplerin gelirlerini artırmak için çeşitli uygulamalar yapıyor. Son dönemde Türkiye Kupası ve Süper Kupa formatları yenilendi. Biz belki de Türkiye Kupası formatını en çok değiştiren ülkeyiz. Tek maçlı, çok maçlı, gruplu her yolu denedik ama doğruyu bulamadık. Bu sene grup maçlarının 3‘ten 4’e çıkması, iç ve dış saha maç sayısının eşitlenmesiyle sıralamanın belirlenmesi daha adil olacak. Geçen yıl bazı garip elenmeler olmuştu. Şampiyonların 13 maça çıktığı dönemler gördük. Bu sezon 5 Avrupalı’dan birisi kupayı alırsa maksimum 8 maç oynayacak. Belki formata favorileri korumayı biraz daha esneten dokunuşlar olabilir. Ama format kadar kulüplerin kupaya verdiği değer önemli. Ne genç oyuncu kazanabiliyoruz ne de yıldızları oynatıyoruz.
Ali Kunak: Ziraat Türkiye Kupası'nda yıllardan beri takımların mali açıdan mağduriyeti söz konusu. Kısacası "Attığın taş vurduğun kuşa" değmiyor. Bu nedenle her yıl statüde değişiklik yapılarak, yeni bir hava getirilmeye çalışılıyor. Bu yıl uygulanacak olan UEFA'nın modelinin de çare olabileceği konusunda umutlu değilim. Bir önceki yıl ligi ilk sekiz sırada bitiren takımların tek maç eliminasyon sistemiyle uygulanabilecek bir statü, Türkiye kupasına katılan takımlara maç yükü getirmeyecek olup, üstelik getiri bakımından da cazibesi yüksek olacaktır.
"Afrikalı oyuncu tercihi hep tartışma konusu"
TG-Spor: Afrika Kupası sebebiyle şampiyonluk yarışındaki Galatasaray’dan Osimhen, Jakobs ve Lemina; Trabzonspor’da Onuachu ve Oulai; Fenerbahçe’den ise Nene ve En Nesyri milli takım kamplarına katılmaya başladı. Galatasaray ve Trabzonspor’un Fenerbahçe’ye göre daha yüksek performans veren oyuncularının eksikliği sarı-lacivertlilere şampiyonluk yolunda avantaj sağlar mı?
Tayfun Özsoy: Afrika Kupası, başlangıcı ve bitişi açısından lig şampiyonluğu yarışındaki takımlar için telafi edilemez bir durum yaratmayacak. Ligdeki eksikler bu hafta oynanacak 17’nci hafta maçlarıyla, yalnızca finale kadar gitme şansını yakalayan ülkedeki futbolcuların olmayacağı ikinci yarının ilk hafta maçlarını etkileyecek. Eksikler ligden çok Ziraat Türkiye Kupası ve Süper Kupa maçlarında sorun yaratacak.
Hakan Yaşar: Avrupa’nın önemli ligleri başta olmak üzere kulüplerin Afrikalı oyuncuları tercih etmeleri hep tartışma konusu. Ama Afrika, Avrupa futbolunun en önemli kaynağı. Bu Afrika Kupası, Süper Lig için belki de ilk kez bu kadar belirleyici olacak. Kulüpler, bu oyuncularını erken elenmeleri ve özellikle sakatlanmamaları için neredeyse dualarla gönderdi. Ligde 2. yarı, finalin oynanacağı 18 Ocak haftası başlıyor. Bu isimler belki sadece ligde bu haftayı kaçıracak. Ama ZTK ve Süper Kupa maçları var. Icardi çok formda olsa Osimhen’in yokluğu telafi edilebilirdi. Onuachu’nun yeri dolmaz. Yeni santrfor gelmezse En Nesyri aranır. Ama kupanın takımlara etkisini, oyuncuların ne zaman ve daha önemlisi nasıl dönecekleri belirleyecek.
Ali Kunak: Şu üç dört haftalık fikstür süresince en avantajlı takım Fenerbahçe gibi görünüyor. Takımın son maçlarda aldığı başarılı sonuçlarla istim üzerinde olmasının yanı sıra, rakiplerin eksikliği önemli faktör. Kısacası bu süreçte Fenerbahçe puan kaybetmez. Galatasaray ya da Trabzon’un puan kayıpları da Fenerbahçe'ye avantaj sağlar.
"Kupadaki Fenerbahçe derbisi belirleyici olabilir"
TG-Spor: Beşiktaş, bu sezonki büyük maçlarda skoru koruyamama serisini yine bozamadı. Son dönemde sık teknik direktör ve başkan değişiklikleri yaşayan siyah-beyazlılarda Sergen Yalçın sezon sonunu görebilir mi?
Tayfun Özsoy: Sergen Yalçın sezon sonunu görebilir. Beşiktaş son dönemlerde deplasmanda aldığı puanlarla ayakta durarak yoluna devam etti. Siyah beyazlalır, topa sahip olmaktan çok, hızlı geçiş oyunu, az adamla hücum ederek sonuca gidecek kadro yapısına sahip. Eğer devre arasında teknik direktör Sergen Yalçın’ın istediği transferler, takıma uyum sağlar, güç katarsa ligin ikinci yarısında farklı bir takım izleyebiliriz.
Hakan Yaşar: Beşiktaş’ta açıkçası sabır taşı çatladı. Her yeni umut hep yeni hüsrana dönüştü. Yönetim, teknik direktör ve futbolcular nezdinde yeni bir değişimin olması açıkçası hiç sürpriz olmaz. Sergen Yalçın’ın takıma inanmayan ruh hali, takıma yansıyor. Hoca-futbolcu bağı hala kurulamamış gözüküyor. Bu dalgalı performanslar sürerse Sergen Yalçın sezonu tamamlayamaz. Ama Beşiktaş’ın sorunları, hoca gidince çözülmez. Beşiktaş’ın genlerindeki başarı kültürü kayboldu. Onu geri kazanmak lazım. Onun için istikrar ve sağlam adımlar gerek. Temel sorunu aslında, Alex Oxlade Chamberlain geçen haftaki röportajında anlattı. “Beşiktaş’ta işler çok hızlı değişiyordu. Sadece teknik direktör değil, her şey. Program, antrenman şekli, izin günleri, hangi oyuncuların gözde olup, hangilerinin gözden düştüğü.” Fazla söze hacet yok.
Ali Kunak: Ziraat Türkiye Kupası’nda oynanacak olan Fenerbahçe maçı Sergen Yalçın için ya tamam ya devam maçıdır. Beşiktaş'ın önümüzdeki yıl Avrupa için tek umudu kupa haline gelmişken, olası bir mağlubiyet Sergen Yalçın ile yolların ayrılığını getirir.
“3 ayrı lig ama sorunlar aynı”
TG-Spor: Hafta içi oynanan Avrupa mücadelelerinde temsilcilerimizden yalnızca Fenerbahçe’nin kazanmasıyla üç temsilcimiz de kendi kulvarında son üç haftada birer galibiyet alabilmiş oldu. Temsilcilerimizin Avrupa performanslarındaki bu düşüş yalnızca fiziksel sebeplerle açıklamak mümkün mü? Kalan maçlarda temsilcilerimiz neleri farklı yapmalı?
Tayfun Özsoy: Sertleşen Süper Lig rekabeti ve takımlarımızın sezonun ortasına gelirken genellikle düşen performanslarına bağlayabiliriz. Galatasaray, sakatlıkların getirdiği sorunları aştığı takdirde iç sahadaki Atletico Madrid ‘final’ maçını kazanarak Devler Ligi’nde yol alabilir. Samsunspor, teknik direktör Thomas Reis’in AEK yenilgisi sonrasındaki ‘Keşke bir kez daha oynasak’ sözleri, ihtiyacın, inanç ve dikkat olduğunu işaret etti. Maçın belli bölümleriyle sınırlı kalsa da patlama gücünü çok iyi sonuca çeviren Fenerbahçe, aynı disiplini sürdürürse Avrupa Ligi’nde final hedefine yürüyebilir.
Hakan Yaşar: Takımlarımız Avrupa’da seviyeleri farklı 3 ayrı ligde oynasa da aynı sorunları yaşıyor. Sakatlıklar ve fiziksel yetersizlik. Galatasaray, ilk yarı üstün tamamlayamazsa, 2. yarıları kaldıramıyor. Bu durum ligde telafi edilse bile Avrupa’da böyle bir lüks yok. Fenerbahçe, kadro kalitesine oranla bu kadar zorlanmamalıydı. Samsunspor’un kilit oyuncularının sakatlığı ve form düşüklükleri temel etken. 2-3 kulvarı takımlarımızın kaldırması için daha ne kadar bekleyeceğiz! Kısa vadede tek çözüm klasik olarak ocakta 3-5 yeni transfer yapmak. Bu da yine bütçelere ek yük demek.
Ali Kunak: Fenerbahçe ve Samsunspor'un yollarına devam edeceği konusunda tahmin oranım hayli yüksek. Galatasaray ise ya iki zor maçtan puanlar alacak ya da diğer maçların sonucunu bekleyecek. Ülkemizde maalesef bu yoğun maç trafiğini kaldırabilecek düzeyde antrenman yapılmıyor. O yüzden de bütün takımlarda tabiri caizse "lastik patlıyor" takım kondisyonerlerinin ta haziran ayından başlayan çalışmalarla futbolcuların performanslarını ayda yedi maça göre ayarlamaları gerekir. Yoksa biz her sene bu senaryoyu yaşamaya devam ederiz.
