Türkgün.com spor yazarları Tayfun Özsoy ve Hakan Yaşar; Barış Alper’in Galatasaray’dan ayrılma ihtimali, Mourinho’nun oyun planı, Temsilcilerimizin Avrupa sonuçları ve Süper Lig’deki ilk teknik direktör değişikliği ile ilgili sorularımızı yanıtladı.
“Galatasaray’ın Barış Alper Yılmaz’ı kaybetme lüksü yok”
TG-Spor: Basında çıkan haberlere göre Galatasaray, geçtiğimiz ay sözleşmesini uzattığı Barış Alper için NEOM kulübünün yaptığı 35-40 milyon euro bandındaki teklifi kabul etmedi. Ayrıca kulüpten, “FIFA kurallarını hiçe sayan kulüpler var” açıklaması yapıldı. Siz Galatasaray’ın bu tutumunu nasıl değerlendirirsiniz? Ayrıca Galatasaray, olası bir ayrılıkta Barış Alper Yılmaz’ın yerini doldurabilir mi?
Tayfun Özsoy: Şampiyonlar Ligi’nde başarılı olmayı hedefleyen Galatasaray, Barış Alper’e yönelik, gerçekliği tartışılır ‘ayartma’ girişimine gösterdiği tepki oldukça normal. Barış Alper sarı kırmızılılar için gerçekten önemli bir figür. Teknik direktör Okan Buruk’un üzerine oyun planı kurduğu isimlerden biri. Çok yüksek bir bedel karşılığında gitmesi durumunda sonraki adım yeni bir ‘Barış’ aramak değil de elde edilen gelirin gücüyle etkisi farklı bir profili takıma kazandırmak olabilir.
Hakan Yaşar: Gerek yetenekleri, gerekse karakteri nedeniyle Galatasaray’ın Barış Alper Yılmaz’ı kaybetme lüksü yok. Galatasaray anlaşılan o ki, verilen sözlere rağmen astronomik teklifi reddederek, oyuncusunun gönlünü alıp kalmasını istiyor. Bu tarz transfer süreçlerinde işin kırılma noktasına gelip gelmemesi belirleyici olur. Kriz o noktaya ulaşmış gibi. Arda ve Burak örneklerinde Galatasaray bunu yaşadı. Oyuncu gitmek isterse gider. Ama bu transfer Barış’ın kariyeri için hiç mantıklı değil. Gitse bile 6 ay sonra mutsuz olur döner. Ancak bu transfer virüsü girdiği zaman onu tamamen temizlemezseniz hiçbir şey de eskisi gibi olmaz.
“Fenerbahçe, ligin en atletik takımlarından biri”
TG-Spor: Ligde son anlarda Talisca’nın kaçırdığı penaltıyla Göztepe deplasmanından beraberlikle dönen Fenerbahçe, UEFA Şampiyonlar Ligi play-off turu ilk maçında evinde Benfica ile berabere kaldı. Bu maçlar göz önünde bulundurulduğunda Fenerbahçe’nin gidermesi gereken eksikler nelerdir?
Tayfun Özsoy: Fenerbahçe, kurduğu kadroyla ligin en atletik takımlarından birine dönüştü. Genç, fizik olarak uzun ve güçlü oyunculardan bir kadro kurdu. Sarı lacivertlilerin, eksiği oyun aklı. Fizik olarak zorladığında, eğer rakip savunmayı delebilirse, teknik direktör Jose Mourinho’nun, “İyi savun, bekle, hızla çık” taktiğini uygulamak için geriye yaslanıyor. Bu da hem daha az adama karşı hücum etme şansını veriyor hem de hızlı ayakların gol şansını arttırıyor. Eğer, Fenerbahçe kendisine ‘Alex’ bulursa, o zaman zorlayan oyununa katacağı ‘akıl’ ile çok farklı boyuta geçecektir.
Hakan Yaşar: Ofansif oyun organizasyonu, üretim ve gol. Eksikler bunlar. Çok sert bireysel ve alan savunması yapan bir Fenerbahçe var. Defansif oyun anlayışı Mourinho’nun tercihi. Risk almıyor. Takımın koşmaktan gole enerjisi kalmıyor. Anlayış değişmeyecekse tek çözüm, adam eksilten, sahada farkını hissettiren, bitirici oyuncu. Nene bunu çözecek adaylardan biri. Ama efektif oyun kuran 6 numara şart.
“Beşiktaş 6 maçta 11 gol yiyemez”
TG-Spor: Sezona tartışmalı bir performansla başlayan Beşiktaş, ligde Eyüpspor karşısında galibiyeti son anlarda alsa da UEFA Konferans Ligi play-off turu ilk maçında Lausanne deplasmanından beraberlikle ayrıldı. Siyah-beyazlılar, turu geçmek için hangi yanlışları düzeltmeli?
Tayfun Özsoy: Beşiktaş, Eyüpspor maçında istekliydi. Maçın uzatmada atılan golle kazanılması, isteğin o dakikaya kadar sürmesi anlamında dikkat çekiciydi. Lausanne maçında takım biraz dağınıktı. Belki de Ole Gunnar Solskjaer’in 3’lü savunma kararı oyun dengesini etkilemiş olabilir. Yine de oradan alınan beraberlik, iç sahada taraftarın itmesi, Eyüpspor maçındaki istekle Konferans Ligi kapısını açar.
Hakan Yaşar: Beşiktaş gibi büyük bir takım 6 maçta 11 gol yemez, yiyemez. Önce gol yememeyi öğrenecek. Sonra kolay gol atamıyor takım. Önemli transferler geldi, hücumda da defansta da geçen yılın sorunları aynen devam ediyor. Shakhtar maçlarına göre mücadele açısından gösterilen bir gelişim var. Ama oyun gücü ve skor yok. Sorun aslında psikolojik. Son yıllarda Beşiktaş kadrosu kadar çabuk öz güven kaybeden ve dağılan, sürekli dalgalanan bir takım görmedim.
“Panathinaikos’un, Samsun’da işi zor”
TG-Spor: Avrupa’daki diğer temsilcilerimiz Samsunspor ve Başakşehir de rakipleri karşısında ilk maçlarda istedikleri sonuçları alamadı. Siz temsilcilerimizin rövanş maçlarındaki şansını nasıl değerlendirirsiniz?
Tayfun Özsoy: Samsunspor, 27 yıl aradan sonra çıktığı Avrupa arenasında kötü bir görüntü vermedi. Panathinaikos, güçlü bir takım. Ancak, maç öncesinde taraftarını ‘Atatürk’ siluetli forma üzerinden dolduruşa getiren Yunan ekibinin, Samsun’da işi oldukça zor olacaktır. Kırmızı beyazlılar, maçtan Avrupa Ligi bileti alarak çıkabilir. Başakşehir, son dakikalarda kazandığı golle tura tutundu aslında. Rumen temsilcisi Craiova ile deplasmanda karşılaşacak turuncu lacivertliler, eğer eksiklerin de katılımı ile kendi oyununu sergilerse, İstanbul’a oranla tur şansı daha yüksek bir maç oynayacaktır.
Hakan Yaşar: Başakşehir’in kadrosu kaliteli. Tur kaybedilmiş değil. Gününde bir Başakşehir deplasmanda da kazanabilir. İlk maçtaki kazayı düzeltecek güçleri var. Samsunspor’da hedefler büyüdü, çok sayıda transfer yapıldı ve bu değişim süreci nedeniyle zorlanıyor takım. Ligde kazansalar da Avrupa’da kaybettiler. 2-3 pozisyonda net eksikler var. Panatinaikos, Rangers’a elendi ama Beşiktaş’ı perişan eden Shakhtar’ı penaltılarla da olsa eledi. Tur ortada. Samsunspor seyirci avantajıyla turu geçen taraf neden olmasın. O hırsı ve disiplini var.
“teknik direktör seçimlerinin nasıl yapıldığı meçhul”
TG-Spor: Süper Lig’de ikinci haftanın sona ermesiyle ilk teknik direktör değişikliği gerçekleşti. Gaziantep FK, İsmet Taşdemir’in görevine son verirken Burak Yılmaz ile anlaştı. Bu değişiklikten yola çıkarak ligimizdeki hızlı teknik direktör ayrılıkları ile ilgili neler düşünüyorsunuz?
Tayfun Özsoy: Türkiye’de teknik direktör seçimlerinin ya da değişimlerinin nasıl yapıldığı gerçekten meçhul. Yönetimlere, “Daha ikinci haftada değiştireceğin teknik direktörü neden takımın başına getirdin?” ya da, “Nasıl oluyor da, bir hoca ön kapıdan çıkarken, arka kapıdan başka bir hoca giriyor?” diye sormak gerekir. Futbolun istikrarı, bu değişimlerin en aza indirilmesi, teknik direktörlerin güven içinde işlerini düzenli şekilde yapmasıyla sağlanacaktır. Tabi bunun için, bazen kötü bazen iyi sonuçlar olacağının kabul edilmesi gerekecektir.
Hakan Yaşar: Erken hoca değişiklikleri artık Süper Lig için sürpriz değil. Eskiden en azından 5. haftalar görülürdü. Kaldı ki, İsmet Taşdemir, 17 Haziran’da sözleşme imzaladı. Geçen sezondan devam eden bir teknik adam değildi. 2 maçın da 3-0’lık sonuçlarla kaybedilmesi bu tabloyu ortaya çıkardı. Bu değişimlere şaşırmayacağız. Burak Yılmaz da kısa sürede çok kulüp değiştirdi. Genç hocaların bu tür şansları iyi değerlendirmesi gerekir. Ama kadro mühendisliği yapılmış bir takıma gelince ne yapabilirsiniz? Türk futbolunda garip bir durum var aslında. Hoca değiştirirken kulüpler sürekli oyuncu da değiştiriyor. Olan kulüp ekonomilerine oluyor.
