VATANSIZ, devrimci, komünist artığı Mustafa Akıncı yine doğru durmuyor. Zaman zaman yaptığı çıkışlarla Türkiye düşmanlığını sürdürüyor. Ama son dönemde bu özelliğini fazla göstermeye başladı. Önce Türkiye’nin terör örgütlerine karşı yaptığı Barış Pınarı Harekâtı’na “Şimdi Barış Pınarı desek de akan su değil kandır. Bu nedenle bir an önce diyalog ve diplomasinin devreye girmesi en büyük dileğimdir” açıklamasını yapmıştı. Bu sözleri çok tartışılmış ve büyük bir tepki görmüştü. Ama belli ki kan ve soy sıkıntısı yaşayan KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın duracağı ve uslanacağı yoktur.

      Her konuşması Rumlardan büyük destek gören ve alkış alan Mustafa Akıncı, İngiliz The Guardian’a konuşarak yine aynı yerlerden alkış ve destek almıştır.

      “Ankara tarafından yutulma” endişesini dile getirip “Acele etmemiz lazım. Bunca yıldan sonra bir dönüm noktasına, belirleyici bir ana geldik” demesi ve “İkinci bir Tayfur Sökmen olmayacağım” diyerek “Federal çözüme kısa zamanda varılamazsa ‘de facto Türkiye iline dönüşebileceklerini” ifade etmesi Mustafa Akıncı’nın soydan mı yoksa karakterden mi vatan haini olduğunu sorgulatır hale gelmiştir.

      Soyundan mı, karakterinden mi bilmiyoruz ama kanında bir bozukluk olduğu şüphesizdir.

      Türk olan birisi “Türkiye ile ana vatan-yavru vatan ilişkisi içinde görülmekten rahatsızız” der mi?

      Kıbrıs Türklerinin bağımsızlığı için çok büyük mücadele vermiş olan KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı merhum Rauf Raif Denktaş hayatını kaybetmeden kısa bir süre önce Kıbrıs Türklerine “Kimse sen şuraya git, buralar senin diyemez. Kimseye böyle bir hak tanımayacağız, tanımıyoruz. Kendinizden emin olunuz “ana vatana güveniniz” ana vatanın bir ağacının yaprağına bile zarar gelmemesi için titiz davranınız, duygulu davranınız. Ana vatana gelecek her zarar biliniz ki on misli ile belki de yüz misli ile bize de zarar verecektir. Hepinizin de bu düşünceler ile bu yola devam etmesini temenni ederim. Bu bağımsızlık yoludur, egemenlik yoludur, vatan yoludur, devlet yoludur, Türklük yoludur, “Türkiye” yoludur” nasihatlerini verirken, KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı da adeta “Yolumuz Rum’un yoludur, Rum’un menfaatleridir” demektedir. “Kıbrıs Türklüğünün bağımsızlığı için mücadele vermiş şehitlerden, gazilerden utan diyeceğiz” ama adam zaten böyle bir mücadele verenlerden alerji duyuyor. Adam olsa, insan olsa sırf Rumların vahşice öldürdüğü masum, sivil Türklerin manzarasını gözünün önüne getirir susardı. Ama her halinden belli ki, o, Rumları atası olarak görüyor.

      İlginç olan nedir biliyor musunuz? Bu adamın Türkiye’de çok büyük iki dostu vardır. Birisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, diğeri İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer…

      Tunç Soyer’in İzmir’i yönetme acizliği ortada iken Kıbrıs’ın meselelerine burnunu sokup “Kıbrıs’ı Kıbrıslılara bırakırsak, en doğrusu bu olacak. Ancak hiç bırakmıyoruz. Herkes adanın bir tarafından çekiştiriyor. Ben bunu doğru bulmuyorum. Kıbrıs’ın jeopolitik önemini falan bir kenara koyup, adayı Kıbrıslılara bırakmak lazım.

      Kaderlerini kendileri belirlemeli. Ben iki halkın barış içinde yaşamalarından, birlikte karar üretmesinden yanayım. Herkes çok fazla müdahil oluyor, sadece Türkiye değil. Filler tepişir, çimenler ezilir. Onlar tepişiyor, olan Kıbrıslılara oluyor” açıklaması sonrası Mustafa Akıncı’nın yaptığı açıklama arasında ne fark vardır?

      “Hacı hacıyı tekkede, deli deliyi dakkada bulur” sözündeki gibi değil mi her şey? Türklüğe düşmanlıkları aynı, PKK’ya destekleri aynı, Kıbrıs üzerinde Rum ağzıyla konuşmaları aynı… Her şeye burnunu sokan Tunç Soyer ve Ekrem İmamoğlu, Mustafa Akıncı’nın Rum ağzıyla Türklük düşmanlığı yapmasına ne diyor acaba?

      Yunan milletvekilinin Türk bayrağını yırtma alçaklığına susan bunlar zaten Mustafa Akıncı gibi düşünmüyor mu? Farklı düşünmediklerini zaten ispatlamış kişilerdir.

      Mustafa Akıncı “Kıbrıs Türk´tür, Türk kalacaktır’ siyaseti 1950’lerin sloganıdır” diyerek aslında finalini yapmıştır. Bu alçak ifadeler üzerine artık tartışılacak, şüphe duyulacak bir şey kalmamış ve her şey netleşmiştir.

      Kıbrıs halkı şehitlerin, gazilerin mücadelesine leke sürmeye çalışarak onların hakkını, hukukunu çiğneyen ve Türklük mücahidi Rauf Denktaş’ın kemiklerini sızlatan bu alçaklığa artık son vermelidir.

      Mustafa Akıncı Rum’un sesi, sözcüsü olduğunu ve onların temsilciliğini yaptığını tamamen açık etmiştir.

      MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin “Mustafa Akıncı’nın rahatsızlığı geçmeyecekse, Türklüğe kuşkulu bakışı bitmeyecekse bundan sonraki hayatına Güney Kıbrıs Kesimi’nde devam etmesi daha makul ve mantıklı bir tercih olarak önünde durmaktadır” çağrısı oldukça yerinde olmuştur. Rumcu Mustafa Akıncı’ya yakışan, rahat ettiği yerde barınmaktır. Tunç Soyer’i ve Ekrem İmamoğlu’nu da alıp o tarafa yerleşebilirler. Yunanlıların “bizim çocuklar” mutluluğunu beraber yaşarlar orada…

Mail: [email protected]
Twitter: Yildiraycicek9
Instagram: yildiraycicek1944