ABD'nin İstanbul Boğazı'ndan savaş gemilerini Karadeniz'e göndereceğini duyurmasıyla gerilim hiç olmadığı kadar zirveye tırmandı, Rusya büyük çaplı bir savaştan korkulduğunu resmen açıkladı. Ukrayna'nın doğusundaki Donbas'ta Mart ayı sonunda Rus yanlısı ayrılıkçıların ordu birliklerine saldırması ve dört askeri öldürmesiyle bozulan ateşkes, Karadeniz'i ateş çemberine çevirdi.

Kiev yönetiminin yanında yer alan ABD ise, resmi destek açıklamalarının ardından ilk somut adımı atarak iki savaş gemisinin gelecek hafta Karadeniz'e geçeceğini Türkiye'ye bildirdi. 1936 tarihli Montrö Sözleşmesi hükümleri gereği, ABD'nin savaş gemilerini Karadeniz'e göndermeden 15 gün önce Türkiye'ye bildirimde bulunması gerekiyor.

ABD'nin gemileri Rusya'yı karıştırdı
ABD'nin Karadeniz'e savaş gemileri göndermeyi planlandığı haberleri Rusya'da rahatsızlık yarattı. Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Aleksandr Gruşko, Karadeniz sularına sınırı olmayan devletlerin bölgede artan hareketliliğinden duydukları endişeyi ifade etti. Interfax haber ajansına göre Gruşko, Karadeniz'de savaş gemilerinin tüm hamlelerinin Türkiye’ye Boğazlarda kontrol hakkı veren Montrö Sözleşmesi’ne uygun olması gerektiğini hatırlattı.

Washington'a meydan okuyan Moskova ise, büyük çaplı bir savaşın tüm Ukrayna'nın doğusuna yayılmasından korkulduğunu ve çatışmaların başlaması halinde bölgede yaşayan Rus vatandaşlarını korumak için harekete geçeceğini duyurdu.

Peskov uyardı!
Kremlin sözcüsü Dmitry Peskov, Ukrayna'nın istikrarsız bir bölgeye dönüştüğünü belirterek askeri yığınağı "Sınırlarında istikrarsız, patlama riskli bir bölge bulunan her ülke elbette gereken önlemleri alır" sözleriyle savundu. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Maria Zaharova ise, açık açık tehdit savurdu. Zaharova'ya göre, Kiev'in muhtemel bir NATO üyeliği Donbas'ta gerilimi tırmandıracak ve bu adım Ukrayna'nın devlet statüsü için geri dönülmez sonuçlara yol açabilir.

Çatışma hattından gelen yeni görüntülerde, Rus ordusunun sınıra BMP-3 tanklarının yanı sıra S-400'lerde kullanılan 5T58-2 ve 48N6 füzelerini de bölgeye gönderdiği göze çarptı. Hafta içinde Rusya'nın 2014'te el koyduğu Kırım'a S-400 ve S-300 füze savunma sistemlerinin götürüldüğünü gösteren görüntüler yayınlanmıştı. Rus medyası, Kırım'a ayrıca ağır silahların da transfer edildiğini bildiriyor. Medyadaki haberlerde Hazar Denizi filosunda yer alan Tu-22M3 bombardıman uçağının da Karadeniz'e uçtuğu yer aldı.

Rus ordu televizyonu Zvezda, Karadeniz üstünde gerçekleşen ve savaş uçaklarının Kırım'daki hedefleri füzelerle paramparça ettiği tatbikata ilişkin görüntüleri ekrana getirdi. Zvezda ayrıca, Karadeniz Filosu'ndaki küçük füze gemileri Graivoron ve Vyshny Volochek'in ateş açtığını duyurdu. Kontrol amacıyla açılan ateşte, top atışlarıyla hedef alınan düşman gemileri batırıldı.

Ukrayna Savunma Bakanlığı, ABD'li yetkililerin ülkenin doğusundaki cephe hattını ziyaret ettiğini açıkladı. Askeri ateşe Albay Brittany Stewart, ziyarette Washington'ın Rusya tehdidinden derin endişe duyduğunu söyledi. Ukrayna lideri Vladimir Zelenskiy de hafta içinde Donbas cephesine bir ziyaret gerçekleştirmiş ve Twitter hesabından "Başkomutan olarak bu zor zamanlarda Donbas’ta askerlerimizin yanında olmak istiyorum" mesajını paylaşmıştı.

Aradan geçen bir haftanın ardından İngiliz Daily Mirror gazetesine konuşan Ukraynalı yetkililer ise, Putin'in sınıra yığdığı asker sayısının 100 bin olduğunu belirtiyor. Ukraynalı üst düzey yetkililerin Rus ordusunun bir saldırı başlatmasından korktuğunu belirten Daily Mirror, daha önce Mayıs ortası gibi beklenen operasyonun artık birkaç gün içinde tetiklenebileceğini aktarıyor. 

Daily Mirror'a konuşan İngiliz komutanlar ise, Rusya'nın muhtemel saldırısı nedeniyle İngiliz ordusunun yüksek düzeyde alarma geçtiği bilgisini verdi. Komutanlardan biri, yaşananları büyüyen bir kriz olarak tanımladı. Rusya Devlet Başkanlığı İdaresi Başkan Yardımcısı Dmitriy Kozak, Ukrayna'nın ülkenin doğusundaki Donbas bölgesindeki gelişmelere, gerekirse vatandaşlarına yardım etmek için müdahale edebileceğini söyledi. Dmitriy Kozak, "Her şey, yangının ne kadar büyük olacağına bağlı. Çatışmaların şiddetlenmesi Ukrayna için sonun başlangıcı olabilir" dedi.

Moskova'dan son günlerde yapılan açıklamalarla benzer tonda konuşan Kozak, "Eğer Devlet Başkanımız Putin'in dediği gibi Donbas'ta bir Srebrenitsa senaryosu yaşanırsa, görünen o ki oradaki vatandaşlarımızı korumak zorunda kalacağız" diye konuştu. Rusya'nın resmi televizyonu RT 'Ukrayna'nın NATO fantazisi kılık değiştiren bir intihar hapı' başlığını kullandı, Ria ise 'Kim ve neden Ukrayna'nın NATO'ya katılmasını konuşarak Rusya'yı provoke ediyor?' başlığıyla bir haber yayınladı.

Son günlerde üst üste açıklamalar yapan Beyaz Saray, Doğu Ukrayna'da artan Rus askeri varlığının NATO müttefikleriyle görüşüldüğünü açıkladı. Washington’ın bölgede yaşananları Rusya’nın artan saldırganlığı olarak gördüklerini kaydeden Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki, "Rusya'nın şu anda Ukrayna sınırında 2014’ten bu yana hiç olmadığı kadar çok birliği var" diye konuştu.

Rusya'yla Ukrayna arasında son haftalarda gerginliğin artmasının ardından geçtiğimiz haftalarda ABD Başkanı Joe Biden, Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Savunma Bakanı Lloyd Austin, Genelkurmay Başkanı Mark Milley ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan Ukraynalı meslektaşlarını aramışlar ve Washington'un Kiev'e destek mesajını iletmişlerdi.

Rus nüfus ve Rusya yanlılarının ağırlıkta olduğu Donbas bölgesinde (Donetsk ve Lugansk) tek taraflı bağımsızlık ilan edilmesinin ardından, Rusya yanlısı ayrılıkçılar ile Ukrayna ordusu arasında çatışmalar 2014'ten bu yana aralıklı olarak devam ediyor.

Son haftalarda Rusya yanlısı ayrılıkçılarla Ukrayna ordusu arasındaki çatışmalar yoğunlaşırken, Moskova’nın sınırın diğer tarafındaki askeri varlığını artırması iki ülke arasında sıcak çatışmaya yönelik endişeleri doruk noktasına çıkardı.

Ukrayna Ordusu, Perşembe günü bir askerin daha hayatını kaybettiğini, böylece bu yılın başından bu yana öldürülen Ukrayna askerlerinin sayısının 25’e çıktığını açıkladı. 2020 yılında toplam 50 Ukrayna askeri hayatını kaybetmişti.

Donbas krizinin çözümüne ilişkin müzakereleri Rusya, Ukrayna ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'ndan (AGİT) oluşan Üçlü Temas Grubu yürütüyor. Taraflar arasındaki en son kapsamlı ateşkes, Temmuz 2020'de sağlanmıştı.

Ukrayna Parlamentosu, yedi yıl önce Kırım'ın ilhakı ve Donbas'taki gelişmeler sonrası Rusya'yı 'saldırgan' ülke olarak nitelendiren yasayı onaylamıştı. Vladimir Zelenskiy de, iki hafta önce Kırım'ın kurtarılmayı amaçlayan Askeri Güvenlik Stratejisi'ni onaylamıştı.

 

Editör: Haber Merkezi