Aytmatov, Toprak Ana eserinde kahramanın ağzından diyordu ki, “Söyle bana Toprak Ana gerçeği söyle: İnsanlar savaşmadan yaşayamazlar mı?” 1963’te yazılan bu eserin ardından 60 yıl geçmiş. Yine Toprak Ana’nın evlatları bir savaşa itelendi, nice aileler çocuklarından, erlerinden oldu.

Rusya-Ukrayna savaşının durulmasını beklenirken, Putin yaptığı konuşmada “küresel savaşın dehşetini durdurmak için elimizden geleni yapma görevimiz var” derken bu savaşın “ana vatan ve geleceği” için olduğunu belirterek savaşı bir beka savaşı olarak niteledi. Küresel savaş dehşetini durdurmak olarak Putin’in elinden gelebilecekler arasında nükleer gücü de sayabiliriz. Belki de Putin bunu söylemek istiyor.

Dün MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli yaptığı açıklamada durumu şu şekilde ifade etti:

“Nükleer savaş ihtimalinin son günlerde sık sık telaffuz edilmesi de bir başka kâbus senaryosu olarak dünyanın gündem başlıkları arasındadır.

Nükleer başlıklı Rus füzelerinin Ukrayna’ya en çok silah gönderen ülkelerin başkentlerini vurma süreleri de zaman zaman farklı kanallardan paylaşılmaktadır. Cepheleşme Rusya ile Batı bloku arasında gittikçe sertleşmektedir. Putin yönetimi NATO’yla dalaşmaktadır. Karşılıklı yaptırım kararlarının, tehditkâr mesajların seriye bağlanması, silah ve füze dilinin olağanlaşması barış umutlarını ne yazık ki sekteye uğratmaktadır.”

Nükleer risk söylemlerine karşı Türkiye elbette hazırlıklarını yapacaktır. Bunun yanında Türkiye’nin faydasına olan şüphesiz hızlı bir şekilde barışın tesis edilmesidir. Devlet Bahçeli konuşmasında “Bu arayış zor gibi görünse de imkânsız değildir. İnanıyorum ki, Türkiye bu süreçte aktif, çok yönlü ve bütün taraflarla masaya oturabilme ve konuşabilme özelliklerinden dolayı barışın yeşermesine güçlü destek vermeyi sürdürecektir” şeklinde partisinin görüşünü ifade etmiştir.

Savaşın devam etmesi, bölgede ticareti azaltacak, Rusya ve Ukrayna’nın dünyaya sunduğu emtiaların fiyatları üzerinden küresel enflasyonist baskıyı devam ettirecek, Türkiye dâhil olmak üzere ister istemez önleyici ve tedbiren yapılacak savunma harcamaları ile refah ve büyüme için harcanabilecek büyük bütçeler savunmaya yönlendirilmek zorunda kalacaktır. O hâlde ekonomik anlamda da barış faydamıza olacaktır.

Zor zamanlar ancak birlik ile aşılır. Görünen o ki Rusya bu çatışmayı devam ettirmeye niyetlidir. O hâlde Cumhur İttifakı’nın oluşturduğu birlik ve irade, ülkemizin güçlü ve kararlı hareketi için korunmalıdır.

Bu dönemler aynı zamanda bir turnusol kâğıdı gibi ak ile karayı da ortaya çıkarmaktadır. Savaşı körükleyecek, Türkiye’yi sahaya inerek taraf tutmaya zorlayacak açıklamalara karşı Türk halkı her zaman “barışın kıymetini” ve “barışın kıymetini bilenlerin kıymetini” bilmelidir.