Geçtiğimiz günlerde Rusya, anayasa değişiklikleri için referanduma gitti. Ruslar, pandemi sürecinde Putin’in isteklerini yerine getirmek için altı gün sandık başındaydılar. Rusya’nın iç muhalefeti ve demokrasi yanlıları referanduma karşı çıksalar da Putin’in geri adım atma niyetinin olmadığı belliydi. Muhalefetin boykot çağrısına aldırmadan resmi açıklamalara göre seçim komisyonu Rusların %65’inin anayasa değişikliği referandumunda oy kullandığını açıkladı. Bu değişikliklerin sonucu olarak Putin, 2036’ya kadar Rusya Devlet Başkanı olarak hiçbir engel tanımadan devam edecek. 84 yaşına kadar tahta oturmanın garantisini alan Putin’in önümüzdeki süreçte daha da sert tutumlar sergileyeceği düşünülmektedir. Olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde Rusya halkı 2036’ya kadar Putin’e mahkûm kalacaktır. Rusya içinde ve yurt dışında inanılmaz derecede güçlü bir ağ kuran Putin, diğer devletlerin iç işlerine müdahale etmekten de kendini alıkoyamıyor. Sağ kolunu rahat bir şekilde hareket ettiremeyen biri olarak, neredeyse her bölgede kolları mevcuttur. Bunu ise kimse inkâr etmiyor. 23 Haziran tarihinde Ukraynalı gazeteci Dimitri Gordon’a verdiği söyleyişide, eski Gürcistan Cumhurbaşkanı Saakaşvili daha vahim olaylara değindi. Saakaşvili’ye göre Putin, onunla her görüşmesi sırasında ona zorbalıklar ve tehditlerde bulunmaktan geri durmuyordu. Saakaşvili’yi arayarak Almanya’da hangi barda neleri dediğini ve ona karşı hangi sözleri sarf ettiğini bildiren Putin’in şimdi de onu rahat bırakmadığını söylemektedir.

Minsk’teki toplantılar sürecinde onu başka karanlık bir odaya götürerek tırnaklarını Saakaşvili’nin dizlerine geçirerek ve fiziksel şiddet uygulayarak Gürcistan’a savaş açacağını bildirdi. “Putin’in Sarkozy’nin kravatından tutarak onu boğazlaması bilgisi doğru mudur?” sorusuna Saakaşvili, “Evet doğrudur” cevabını verdikten sonra şöyle devam etmektedir: “Bunu hatta Sarkozy’nin kendisi söyledi. Putin’le görüştükten sonra benim yanıma gelen Sarkozy çok korkmuştu, bana Putin’in çok tehlikeli biri olduğunu söyledi. Putin’e göre uğur kazanmanın yegâne yolu diğerlerini sıkıştırmaktır, öldürmektir, ellerini dizlerinin üzerinde kırmaktır. Ama unutmamak lazım ki Putin’in açık şekilde ölümle tehdit ettiği insanlardan biriyim ve hayattayım”

İddiaya göre, Sarkozy üzerinden Saakaşvili’yi asacağı mesajını gönderen Putin, ondan birkaç belgeye imza atmasını da talep etmiştir. “Elbette ki ben bu belgeye imza atmadım.” diyen Saakaşvili, Putin’i Hitler’le kıyaslayarak şöyle devam etmektedir “Ülkemin (Gürcistan) bölünmesi için gönderdiği belgeye imza atmadım. Hitler, Çekoslovakya’nın Cumhurbaşkanı’nı çağırarak bir belgeye imza atmasını talep etmiştir. Kalp krizi geçiren Çekoslovakya Başkanı kendine geldikten sonra belgeyi imzaladı. Benim kalbim ise daha dayanaklı olduğundan, Putin'in istediği belgeye imza atmadım.

Putin’in onu asma arzusuna da değinen Saakaşvili, ona bir gönderme yapmaktan bile çekinmedi. “Beni asmak istersen buyur as, ama elin nereye kadar yetişirse oradan as, boyunun yettiği yere kadar.”

Fransa tarafından da yalnız bırakıldığını ima eden eski Gürcistan Cumhurbaşkanı, Sarkozy’nin bile o belgeye imza atmasını istediğini vurguladı. “Eğer sen bu belgeyi imzalamasan yarın Putin’in tankları buraya gelecek ve senin dostun Bush seni kurtaramayacak. Seni öldürecekler ve benim de seni koruyacak ordum yok.”

Görüşmelerinde her zaman Putin’e nezaketli davrandığını söyleyen Saakaşvili, Putin’in her defasında ona küfrettiğini bildirdi. Saakaşvili’ye inanıp inanmamak tercih meselesi, Putin’in üslubunun tartışması da bireysel yaklaşımlara göre değişebilir. Ortada bir gerçek var, Putin 2036’ya kadar engelsiz ve rakipsiz devlet başkanı olacaktır. Elbette ki takdiri ilahi ve az da olsa uyanan Rus halkının muhtemel tepki ve itirazları…