Türkiye, son 2 yılı seçimlerle geçirdi. Önce bir referandumla anayasamızı değiştirip Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçtik. Sonra yeni sistemin ilk cumhurbaşkanını ve Meclisini seçtik. 31 Mart’ta yerel seçimleri yaptık. İstanbul seçimi ile birlikte bu maraton tamamlanmış olacak ve 4 yıl seçimsiz bir döneme girilecek.

KARARI TÜRK MİLLETİ VERİYOR

Seçimler demokrasinin bayramıdır. Bir yenilenme ve silkinme fırsatı verir. Nitekim, bir sistem değişikliğine gidilmesinin, zamanını beklemeden arka arkaya seçim yapılmasının ana sebebi, FETÖ darbe girişiminin yıkımının onarılmasıdır. Daha sağlam bir zemine oturtulmuş bir yönetim modeliyle yola devam etmek, birikmiş sorunları hızlı ve kalıcı bir şekilde çözmek hedeflenmiştir. Cumhur İttifakı da bu hedefe bağlı olarak ortaya çıkmış, ülkenin bekasını korumayı ve sistemi teminat altına almayı esas almıştır. Cumhur İttifakı’nın karşısında olanlar ise, ülkenin menfaatlerini hesaba katmadan, tamamen siyasi hesaplarla yeni sisteme karşı çıkmışlardır. Cumhurbaşkanlığı ve Meclis seçimlerinde de bu tavırlarını sürdürmüşlerdir. Sonuçta kararı Türk milleti vermiştir. Yapılan bütün seçimlerden Cumhur İttifakı tartışmasız biçimde ve açık ara ile önde çıkmıştır. 31 Mart’ta birkaç belediye el değiştirmiş olsa da, seçimlerin genelinde galip olan ve yüzde 52 çıtasının altına düşmeyen taraf, yine Cumhur İttifakı’dır.

KİRLİ HEDEFLER

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin yenilenme sebebini çok konuştuk, çok yazdık. Bir ihtiyaçtan doğmuştur. Organize usulsüzlükler tespit edilmiştir. Şimdi bu kadim şehrimiz için de bir karar verilecektir. Bu karar kimin belediye başkanı seçileceğini belirlemekle sınırlı değildir. CHP ve yancılarının açıklamaları ve kendilerine destek verenlerin sorunlu sicilleri, karanlık geçmişleri, kirli hedefleri unutulmamalıdır. İstanbul’u ele geçirmeleriyle birlikte bu ülke ve milletle hesabı olanlar daha da ümitlenecek, azacak ve harekete geçeceklerdir. Bunu biz iddia etmiyoruz, kendileri söylüyor. FETÖ’nün açıklamaları, PKK ve siyasi uzantılarının beyanları, ABD’den Yunanistan’a kadar fırsat kollayanların tehditleri orta yerde durmaktadır. CHP sözcüleri yeni sistemle olan sorunlarını gizleme gereği dahi hissetmiyorlar. Anayasanın nasıl değişeceği bellidir. Mecliste böyle bir teklifi yapacak çoğunlukları olmadığına göre bunu nasıl yapacaklar? Bu açık ve net şekilde bir kriz ve kaos oluşturma gayretidir ve CHP ve yancılarının asıl niyeti budur. Her zaman olduğu gibi milletten alamadıklarını olağanüstü şartlarda arıyorlar. Yerel seçimlerde birkaç belediyenin el değiştirmesi ile ümitlendiler, İstanbul’la birlikte daha da ileri gidebileceklerini hesaplıyorlar.

İSTANBUL, BU ZİHNİYETE TESLİM EDİLEMEZ

Meselenin başka yönleri de mevcuttur. İstanbul gibi sorunları olan bir şehir, içinde PKK ve FETÖ’nün de olduğu bir ittifaka teslim edilemez. Bu terör örgütleri durup dururken CHP adayına destek vermiyor. Beklentileri var. Kim bilir belki de aralarında pazarlık yapmış, sözler vermiş, vaatlerde bulunmuşlardır. HDP sözcülerinden, Kandilli katillerden gelen açıklamalar bu yöndedir ve şu ana kadar bu sözlere en küçük bir itiraz olmamıştır. Bunun yanında İstanbul, sorunları olan bir şehirdir. CHP zihniyeti ile bu şehir daha önce yönetildi. Bırakın herhangi bir sorunun çözüme kavuşturulmasını, her şey çok daha kötüye gitti ve İstanbul bunun bedelini ödemek zorunda kaldı. Bazı istisnaları olsa da, CHP zihniyetinin yönettiği her şehirde durum aynıdır. Bu zihniyete ülke teslim etmek, şehir teslim etmek daha en baştan yetersizliğe, yanlışa, kayba razı olmak demektir.

TELAŞ İÇİNDELER

CHP’nin gerçek yüzü budur. Bir algı operasyonu ile bütün bunlar gizlenmek isteniyor. Nasıl bir çaba içinde olduklarını, sonuç alabilmek için neleri feda edebildiklerini ibretle izliyoruz. CHP adayı büyük bir telaş içindedir. 31 Mart öncesinde taktığı sevgi kelebeği maskesinin düşmesinin paniği ile çırpındıkça batmaktadır. Gerçek yüzü ortaya çıkmış, yetersizliği, çapsızlığı belgelenmiştir. Adayların katıldığı tartışma programı ile ilgili ortalığa saçılanlar çok vahimdir ve nelerin feda edilebileceğinin, hangi kumpaslar kurulduğunun ispatıdır.

BÜYÜK FIRSAT

Türk milletinin ve özellikle de İstanbul seçmeninin bütün bu gelişmeleri yakından takip etmesi ve kararını bütün bu gerçekleri dikkate alarak vermesi gerekiyor. Sağduyunun, hizmetin, samimiyetin esas alınması durumunda CHP adayının hiçbir şansının olmayacağı kesindir. İstanbul Belediye Başkanı’nın belirlenmesi ile birlikte, son 2 yıldır arka arkaya gelen seçim dönemi kapanacak ve ülkenin sorunlarını çözmek için gerçek gündeme dönülecektir. Yeni bir kriz ve kaosa, tahammülümüz yoktur. Kızgınlıklarımız, kırgınlıklarınız olsa da, farklı beklentiler öne çıksa da, ülkemizin varlığını, birliğini ve geleceğini düşünmek ve ona göre karar vermek zorundayız. Hükümetin önünde seçimsiz 4 yıl olacaktır. Bu büyük bir fırsattır ve ülkemizin çözülemeyecek hiçbir sorunu yoktur.