Türkgün | Sağlık | Nefes darlığı, terleme, titreme yaşayanlar dikkat! Bu belirtiler bakın hangi hastalığa işaret ediyor?

Nefes darlığı, terleme, titreme yaşayanlar dikkat! Bu belirtiler bakın hangi hastalığa işaret ediyor?

Bazen hiçbir şey yokken bir anda nefesiniz daralır, kalbiniz hızlanır ve içinizden sessizce şu cümle geçer: “Galiba bu kez gerçekten kötü bir şey oluyor…” İşte detaylar...

Bazen hiçbir şey yokken bir anda nefesiniz daralır, kalbiniz hızlanır ve içinizden sessizce şu cümle geçer: “Galiba bu kez gerçekten kötü bir şey oluyor…” İşte detaylar...

MUHABİR: Deniz Şirin

Ani gelen nefes darlığı, kalbin kontrolsüzce çarpması, göğüste baskı ve hemen ardından “bana kötü bir şey oluyor” korkusu… Bu tabloyu yaşayan pek çok kişi soluğu acilde alıyor ve ilk akla gelen hep aynı: “Kalp krizi mi geçiriyorum?” Oysa yapılan tetkiklerin önemli bir kısmında karşımıza çıkan gerçek, sanılandan farklı: panik atak. Kişinin o anda gerçekten öleceğine ya da kontrolünü kaybedeceğine inanmasına yol açan bu yoğun kaygı nöbeti, hem bedeni hem de günlük hayatı derinden sarsabiliyor.

Panik atak nedir, vücutta neler olur?

Panik atak; aniden başlayan, dakikalar içinde zirveye çıkan ve çoğu zaman yine dakikalar içinde azalan, çok yoğun korku ve sıkıntı nöbeti. Beden, sanki gerçek bir ölüm tehlikesi varmış gibi “alarm” veriyor: Kalp hızlanıyor, nefes sıklaşıyor, kaslar geriliyor, terleme ve titreme artıyor.

Tıpta kaygı bozuklukları içinde değerlendirilen panik atak, yaşayanlar için sadece “anksiyete” kelimesiyle anlatılamayacak kadar sert bir deneyim. Birçok kişi ilk atağını “hayatımın en korkutucu dakikalarıydı” diye tarif ediyor.

En sık görülen belirtiler

Panik atak sırasında hem beden hem zihin aynı anda etkileniyor. Kişi çoğu zaman “psikolojik” olduğunu fark etmiyor, ağır bir hastalık yaşadığını sanıyor. En çok bildirilen belirtiler özetle şöyle:

  • Şiddetli kalp çarpıntısı, kalbin göğüsten fırlayacak gibi atması
  • Nefes darlığı, “derin nefes alamama”, boğuluyormuş hissi
  • Göğüste baskı, sıkışma ya da ağrı
  • Terleme, titreme, ürperme
  • Baş dönmesi, bayılacak gibi olma
  • Ellerde, dudaklarda uyuşma–karıncalanma
  • Midede sıkışma, bulantı
  • Çevreye yabancılaşma, “rüya gibi” hissetme
  • “Kalp krizi geçiriyorum”, “şimdi öleceğim”, “deliriyorum” düşünceleri

Bu belirtilerden birkaçının ani ve çok yoğun şekilde bir arada yaşanması panik atağı düşündürüyor; ancak kesin tanı için mutlaka doktor değerlendirmesi gerekiyor. Çünkü kalp, akciğer ya da hormon kaynaklı bazı hastalıklar da benzer tabloya yol açabiliyor.

Nefes darlığı ve çarpıntı her zaman panik atak değil

Hızla yükselen nabız ve nefes nefese kalma, panik atağın en çarpıcı işaretleri arasında. Ancak her çarpıntıya “panik atak” demek doğru değil.

Kalp ritim bozuklukları, kansızlık, akciğer hastalıkları, astım, KOAH, tiroid sorunları, hatta aşırı kafein tüketimi bile nefes darlığı ve çarpıntı yapabiliyor. Özellikle ilk kez böyle bir atak yaşayan, göğüs ağrısı, sol kola vuran ağrı, şiddetli terleme veya geçmeyen nefes darlığı olan kişilerin vakit kaybetmeden acile başvurması hayati önem taşıyor.

Kalp ve akciğerle ilgili acil bir sorun dışlandıktan sonra, şikayetler benzer şekilde tekrarlıyorsa bu kez psikiyatri ve psikoloji desteği gündeme geliyor.

“Ya yine olursa?” döngüsü

Panik atağın zor kısmı sadece yaşandığı an değil; sonrasında başlayan “ya tekrar olursa?” korkusu. Bu kaygı, kişinin toplu taşımadan, kalabalıklardan, kapalı alanlardan, hatta tek başına dışarı çıkmaktan kaçınmasına neden olabiliyor. Zamanla kişi, atağın kendisiyle değil, ihtimaliyle yaşamaya başlıyor ve bu durum günlük hayatı iyice kısıtlayabiliyor.

Atak anında neler yardımcı olabilir?

Panik atak sırasında korkuyu tamamen susturmak kolay olmasa da bazı küçük adımlar dalganın daha hızlı durulmasına yardımcı olabiliyor:

  • Nefesi yavaşlatmak: Burundan derin nefes alıp birkaç saniye tutmak ve ağızdan yavaşça vermek, kalp ritmini sakinleştirmeye destek oluyor.
  • Bulunduğun yere odaklanmak: Etraftaki nesneleri saymak, ayağını yere bastığını hissetmek, dokunduğun yüzeye dikkat etmek zihni felaket senaryosundan uzaklaştırabiliyor.
  • “Bu bir atak, geçecek” cümlesini hatırlamak: Atağın dalga gibi yükselip genelde dakikalar içinde azaldığını bilmek, “hep böyle kalacağım” korkusunu hafifletebiliyor.

Yine de bu yöntemler tıbbi muayene ve profesyonel tedavinin yerini tutmuyor; sadece o anı biraz daha yönetilebilir hale getiriyor.

Tedavi ve destek mümkün

Uzmanlar, panik bozukluğun doğru tedaviyle büyük oranda kontrol altına alınabildiğini vurguluyor. Gerek görülen durumlarda ilaç tedavisi, bilişsel davranışçı terapi gibi konuşma terapileri, nefes gevşeme egzersizleri ve yaşam tarzı düzenlemeleri (uyku, beslenme, hareket) bir arada kullanılıyor.

Kişi zamanla bedenindeki sinyalleri tanımayı, “felaket senaryosu” ile gerçeği ayırmayı ve atağın geldiğini hissettiğinde ne yapacağını öğreniyor.

Nefes darlığı, çarpıntı, terleme ve titreme panik atağın habercisi olabileceği gibi ciddi kalp ya da akciğer hastalıklarının da sinyali olabilir. Bu yüzden şikayetleri “geçer” diye hafife almadan önce mutlaka tıbben değerlendirilmek, ardından gerekiyorsa ruh sağlığı uzmanlarından destek almak en güvenli yol olarak öne çıkıyor.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...