Organik olsun, katkısız olsun, glutensiz olsun… Her şey kusursuz olmalı diye düşünenler az değil. Ama bazen bu mükemmellik isteği, insanı kendiyle savaşa sokuyor.
Her lokmayı sorgulayan, dışarıda yemek yemeye çekinen, sevdiklerinin davetlerini bile geri çeviren insanlar var. Adı pek duyulmasa da etkisi büyük: Ortoreksiya, sağlıklı yaşamın görünmeyen tuzağı.
Dünyanın En Sinsi Hastalığı: Ortoreksiya Nervoza
Bir tabak salata, bir bardak detoks suyu, bir parça glutensiz ekmek… Hepsi sağlıklı görünüyor, değil mi?
Ama bazen “sağlıklı beslenme” dediğimiz şey, fark etmeden bir takıntıya dönüşebiliyor. Ve o noktada insan, kendi iyiliğini isterken kendine zarar vermeye başlıyor. İşte bu durumun adı: Ortoreksiya Nervoza.
Sağlıklı Yaşam Takıntıya Dönüşürse…
Kimileri için organik ürünlerle beslenmek bir tercih, kimileri içinse artık bir zorunluluk haline geliyor.
“Katkılı, paketli, işlenmiş hiçbir şeyi yememeliyim” düşüncesi, zamanla insanı toplumdan uzaklaştırıyor.
Dışarıda yemek yemek korkuya dönüşüyor, arkadaş buluşmaları iptal ediliyor. Çünkü en ufak “yasaklı” bir lokma bile suçluluk hissine yol açıyor.
Görünmez Bir Tehlike: Sağlık Maskesi Altındaki Hastalık
Ortoreksiya genelde fark edilmiyor; çünkü kişi zayıflamak istemiyor, sadece “temiz beslenmeye” çalışıyor.
Bu yüzden çevresindekiler onun ne kadar bilinçli olduğunu sanıyor, oysa içeride bambaşka bir mücadele yaşanıyor.
Bir süre sonra vücut yeterli besini alamıyor; yorgunluk, sinirlilik, baş dönmesi, hatta hormonal dengesizlikler baş gösteriyor.
Kısacası, “sağlıklı olayım” derken insan sağlığını kaybedebiliyor.
Gerçek Sağlık Dengeyle Başlar
Beslenmek sadece vücudu değil, ruhu da doyurmalı.
Bazen bir dilim pizza yemek, sevdiklerinle kahkaha atmak ya da tatlı paylaşmak da sağlıklı yaşamın bir parçasıdır.
Ortoreksiyadan kurtulmanın yolu, “kusursuz olmak” fikrini bırakıp, hayatta dengeyi bulmaktan geçiyor.
Çünkü sağlık, yalnızca ne yediğin değil; nasıl yaşadığın, nasıl hissettiğinle ilgilidir.
Sağlıklı beslenmek elbette güzel bir amaç. Ama unutulmamalı: Sağlıklı olmak, mükemmel olmak değil; huzurlu olabilmektir. Bazen detoks suyunu bir kenara bırakıp dostlarla içilen bir kahve, en büyük şifa olabilir.
