Alt karın bölgesindeki yağların çözülmesi, diğer yağlara kıyasla daha güç gerçekleşir. Bu nedenle uygulanan diyetler etkisizmiş gibi görünebilir. Çünkü göbek altındaki yağlardan kurtulmak için hormonlarınızı kontrol ettirmeniz gerekir. Ayrıca farkında olmadan vücudunuz size uyarı sinyalleri gönderiyor olabilir. İşte ayrıntılar…
ALT KARIN YAĞLARINI ERİTMEK İÇİN HORMONLARINIZI DENETLEYİN!
Bölgesel yağ birikimleri çoğunlukla kalıtsal faktörlerden kaynaklanır. Elma tipi yağlanma ile birlikte, organların çevresinde görülen iç yağlanma da gündeme gelir. Göbek bölgesindeki yağlanma; insülin direnci, kalp-damar rahatsızlıkları ve metabolik sendrom gibi pek çok hastalık için risk oluşturur.
Özellikle bel/kalça oranının erkeklerde 1, kadınlarda ise 0.8’in üzerine çıkmaması gerekir. Erkeklerde bel çevresinde hedeflenen ölçü 102 cm’nin altı, kadınlarda ise 88 cm’nin altıdır. Elma tipi yağlanma yani alt karın problemi; genetik mirasınızdan veya size aktarılan rahatsızlıklardan da kaynaklanabilir.
Bunun yanında yetersiz egzersiz ve dengesiz beslenme de alt karın, göbek çevresi ya da organların etrafında yağ birikimine yol açabilir. Özellikle beyaz un ve unlu mamuller, mısır, tatlı çeşitleri, şeker ve şekerli gıdalar alt karın yağlarının artışına sebep olur.
Aldesteron, progesteron, kortizol, östrojen, prolaktin, ACTH ve büyüme hormonu gibi farklı hormonların bir ya da birkaçının fazla ya da yetersiz çalışması, kilo kaybını oldukça zorlaştırabilir. Tiroit bezi ise dinlenme halindeki metabolizmanın harcadığı enerji miktarını düzenler.
VÜCUDUNUZ SİNYAL VERİYOR
“Kilo direnci” olarak da adlandırılan kilo verememe sorununun altında yatan nedenlerden biri genetik olabilir. Ailesinde obezite, aşırı kilo ya da kilo verme güçlüğü bulunan kişiler, toplum ortalamasına göre iki kat daha fazla kilo kontrolü sorunlarıyla karşılaşabiliyor.
Genetik faktörler beslenme alışkanlıkları üzerinde de önemli rol oynar. Karbonhidrat ve yağ depolama mekanizmalarındaki bozukluklar, stresle baş etme yöntemi olarak iştahın açılması ve beyin merkezindeki enerji deposu işlevlerinde ortaya çıkan dengesizlikler bu duruma yol açabilir.
Yanlış uygulanan diyet programları da bu süreci olumsuz etkiler. Çok düşük kalorili diyetler, kişiyi aç bırakarak kilo kaybı hedefler. Ancak yeterli ve dengeli beslenme sağlanmadığı için bu tür diyetler sürdürülebilir değildir. Düzenli bir yaşamın parçası haline getirilmeyen egzersizler de kilo verme konusunda etkili olmaz.
Ayrıca, depresyon tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar da kilo kaybını zorlaştırabilir. Özellikle kortizol içerikli tedaviler kilo alımına yol açabilir. Bu tür ilaçları kullanan kişilerde kilo verme güçlüğü sıkça görülür. Böyle bir durum yaşandığında mutlaka doktor gözetiminde egzersiz yapılmalı ve kişiye uygun bir beslenme planı uygulanmalıdır.
Eğer dengeli diyet ve düzenli aktivitelere rağmen kilo veremiyorsanız, sorunun kökeninde hormonal bir dengesizlik olabilir.
