Bazen tartıdaki rakamlar insana haksızlık ediyor gibi gelir. Aynı sofraya oturursunuz, benzer şeyler yersiniz ama birileri yerinde sayarken siz birkaç kilo almış olursunuz. Üstelik “çok yiyorum” da diyemezsiniz. İşte tam bu noktada suçlu sandığımız yerden değil, bağırsaklarımızdan çıkabilir.
Mesele İrade Değil, İç Dengedir
Kilo almaya yatkın olmanın arkasında her zaman irade eksikliği ya da yanlış beslenme yoktur. Vücudun iç işleyişi bazen sandığımızdan çok daha belirleyici olur. Bağırsaklarımızda yaşayan milyarlarca bakteri, yediğimiz her lokmanın nasıl kullanılacağını adeta arka planda planlar. Bazı insanlarda bu bakteriler o kadar “çalışkan”tır ki, alınan besinden maksimum enerjiyi çıkarır. Buna halk arasında pek bilinmese de bilim dünyasında hiper verimli bağırsak bakterileri denir.
“Az Yiyorum Ama Kilo Alıyorum” Cümlesi Boşuna Kurulmuyor
Bu cümleyi kuran pek çok insan kendini suçlu hisseder. Oysa bazen gerçekten durum tam olarak budur. Hiper verimli bakterilere sahip bağırsaklar, küçük porsiyonları bile yüksek enerjiye çevirir. Yani siz normal bir öğün yediğinizi düşünürken, bedeniniz onu fazlasıyla “depolamaya değer” bulur.
Bu durum yalnızca kilo artışıyla sınırlı kalmaz. Çabuk acıkma, tatlı krizleri, yemekten sonra gelen halsizlik hissi ya da bir türlü geçmeyen iştah da bu bakteri dengesizliğiyle bağlantılı olabilir. Kısacası beden, size fark ettirmeden kendi kurallarını koyar.

Bağırsaklar Vücudun Gizli Yönetim Merkezi Gibi Çalışır
Bağırsak bakterileri yalnızca sindirimle ilgilenmez. Açlık ve tokluk sinyallerini etkiler, yağ depolanmasını yönlendiren hormonları tetikleyebilir. Hiper verimli bakteriler baskın olduğunda vücut sanki “zor zamanlar geliyor” alarmı verir ve her kaloriye sıkı sıkıya sarılır.
Özellikle sık diyet yapan, uzun süre aç kalan ya da sürekli kilo alıp veren kişilerde bu sistem daha da güçlenebilir. Yani ne kadar kısıtlarsanız, beden bazen o kadar tutucu davranabilir.
Bu Döngü Değiştirilebilir mi?
Evet, çünkü bağırsaklar sandığımız kadar sabit değildir. Ne yediğiniz, nasıl yaşadığınız, ne kadar uyuduğunuz hatta ne kadar stres altında olduğunuz bile bakteri dengesini etkiler. Lifli sebzeler, fermente gıdalar, düzenli öğünler ve aşırı kısıtlamadan uzak bir beslenme anlayışı; bağırsaklara “rahat ol” mesajı verir.
Kilo kontrolü sadece kalori saymakla ilgili değildir. Bedenin iç dengesini anlamak, ona karşı savaşmak yerine birlikte çalışmayı öğrenmek çok daha kalıcı sonuçlar doğurur.
Kilo almaya yatkın bir beden, tembel ya da iradesiz bir beden değildir. Bazen bu durum, bağırsakların fazlasıyla verimli çalışmasının bir sonucudur. Bu yüzden tartıya bakarken kendinizi suçlamak yerine, bedeninizin size ne anlatmaya çalıştığını dinlemek en doğru başlangıçtır.