Savaşın 6.ayında Ukrayna ve Türkiye

Abone Ol

Yarın 24 Ağustos… Rusya’nın başlattığı Ukrayna saldırısında 6 ay dolmuş oluyor. Bu tarih aynı zamanda Ukrayna’nın Sovyetler Birliği’nden bağımsızlığını kazandığı gün ve bu sebeple de Ukrayna’da “Bağımsızlık Günü” olarak kutlanıyor. Ukrayna, savaşta etkisiz hale getirilmiş Rus tanklarını Kiev meydanlarında sergileyerek Bağımsızlık gününü kutlamaya hazırlanıyorsa da ülkenin güney ve doğu kesiminde savaş yoğun bir şekilde devam ediyor.

Rusya’nın kısa sürede kesin bir zafere ulaşacağı beklentisi de Zelenski hükûmetinin yerini Rusya yanlısı bir kukla hükûmete bırakacağı düşüncesi de gerçekleşmedi. Son altı ayda yaşananlar, kim hangi taraftan bakarsa baksın, birçok gözlemciye beklenmedik gelişmeler izletti. Gelinen noktada, Ukrayna’nın işgalin sona erdirileceğine dair ümitleri devam ediyor ve Rus işgaline karşı ciddi bir direniş sergileniyor.

Haritaya bakıldığında ise, Rus ordusunun kontrol ettiği hilal şeklindeki bölge ile Ukrayna’nın güney ve doğusundan sarıldığı ve artık Azak Denizi ile bağının koparıldığı görülüyor. Kırım ve Donbas bölgesinin birbirine bağlayıp daha batıda yer alan Herson’a kadar uzanan Rusya, Azak Denizini adeta bir Rus gölü haline getirmiş durumda. Ukrayna ordusu, doğuda yer alan Luhansk’ın ardından Donetsk’te kontrol ettiği bazı yerleri de kaybetmemek için mücadelesini bu bölgede yoğunlaştırmış durumda. Rusların yoğun olarak yaşadığı Harkiv bölgesi de çatışmaların şiddetle devam ettiği yerlerden bir diğeri. Rusya’nın bu şehirlerde kontrolü tamamen ele geçirmesi, Ukrayna’nın bir kuşakla çevrelenmesi anlamına geliyor. Bu açıdan bakıldığında, Rusya’nın altı ayın sonunda bazı stratejik kazanımlar elde ettiğini belirtmek yanlış olmaz.

Son altı ayda sahada çatışmalar hiç kesilmeden devam ettiyse de, bu süre zarfında ateşkesi sağlamaya yönelik bazı diplomatik girişimler de yaşandı. Diplomasiyi devreye sokarak ateşkesi sağlamak ve kalıcı bir barış tesis etmek için en önemli adımları atan ise kuşkusuz Türkiye oldu. 29 Mart’ta İstanbul’da gerçekleştirilen müzakereler, bu yönde sergilenen en ciddi hamleydi. Bunun davamı gelmemiş ve henüz ateşkese varılamamış olsa da, Türkiye’nin ve BM’nin bu hedefe yönelik girişimleri devam ediyor. Son olarak 18 Ağustos’ta Ukrayna’yı ziyaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Lviv’de Zelenski ile bir araya geldi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Zelenski’nin yanı sıra BM Genel Sekreteri Guterres ile yaptığı üçlü zirve, tahıl koridoruna giden süreçte Türkiye ve BM’nin oynadığı rolden hareketle, ateşkesin sağlanması konusunda ümit verici bir gelişme oldu. Ancak, Zelenski’nin barış görüşmelerinin başlaması için “Rusya'nın işgal ettiği toprakları terk etmesi” şartını öne sürmesi ve Rusya’nın buna şimdilik hiç de sıcak bakmaması, çatışmaların bir süre daha devam edeceğine işaret ediyor. Savaşın devamı ise, Türkiye’nin arabuluculuk görevini sürdürmesi gerekeceği anlamına geliyor.

6.ayını dolduran savaşın ilk günlerdeki kadar dikkat ve ilgi çekmediği bir gerçek. “Akışına bırakıldığı” izlenimi uyandıran savaşın ne zaman ve nasıl sona erdirileceğini öngörmek mümkün değil. Savaşın en başta tahmin edilenin aksine yıllar boyu devam etmesi ihtimali artık daha çok taraftar topluyor. Sürüncemede kalma ihtimali yüksek olan bu durumda Türkiye’nin her iki tarafla güçlü diyalog kurabiliyor olması, Türkiye için hem bir başarı hem de stratejik bir avantaj.

Türkiye’nin Kiev ve Moskova ile iletişimini devam ettirmesi, iki ülke arasında çok hassas bir denge politikasını ustaca yürütebilmesi ile mümkün oldu. Örneğin Türkiye, Rusya’ya yönelik yaptırımlara katılmıyorken, Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü savunmaktan da geri durmuyor. Bu zor denklemi kurmak ve yürütmek hiç de kolay değil. Altı ay sonra bakıldığında Türkiye’nin bu konuda başarılı olduğunu, Türkiye’nin menfaatlerinin temini için savaşa doğru bir strateji ile yaklaşıldığını ve olası bir barışın da Türkiye olmadan mümkün olamayacağını belirtmek mümkün.