Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan onu niye kovduğunu, AKP Genel Başkanlığından, Başbakanlıktan niye uzaklaştırdığını Türk milletine bir açıklasa Serok Ahmet tiyatrosu aslında tamamen bitecektir. Bunlar tam açıklanmadığı için CHP’nin ihanet projelerine destek olmak için parti kuran yahut parti kurdurulan Serok Ahmet, Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan intikam almak için boyundan büyük işlere kalkışıyor. Bu intikam konusunda da önünde en büyük engel gördüğü Cumhur ittifakı içinde dimdik duran MHP’ye olan nefretini de her gün gösteriyor.

          Serok Ahmet, tası tarağı toplayıp AKP’den uzaklaştırıldığı günlerde “Cumhurbaşkanımızla son nefesime kadar vefa ilişkisini sürdüreceğim. Hiç kimse benim ağzımdan, benim dilimden, benim zihnimden Cumhurbaşkanımız aleyhine tek bir söz duymadı, duymayacak” demişti. O günlerin korkusuyla bunları demişti ama sonra herhalde yavaş yavaş cesaret hapı yüklemesi yaptılar ki, AK Parti’den ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan intikam için Gelecek isminde kurdurulan partinin başına geçip “vefalı olacağım, aleyhine tek söz söylemeyeceğim” dediği halde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a kin, nefret ve öfke saçıyor.

          AKP’den tüm yetkileri, sıfatları alınarak kovulmak nasıl dert olduysa siyasetin daltonları içinde Joe Dalton rolüne soyunmuştur. Biliyorsunuz Joe Dalton Daltonlar içinde en ufak tefek olanıdır ve her kötülüğün fikir babası olan bir tiplemedir. Çizgi filmdeki Joe Dalton intikam için Redkit’in peşinden koşmakta, Türk siyasetindeki Joe Dalton kılıklı Serok Ahmet de intikam almak için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın peşinden koşmaktadır.

          Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan intikam almak en büyük hedefi bundan asla şüphe yok. Ama belli ki MHP ve Sayın Devlet Bahçeli’yi bu hedefini gerçekleştirme konusunda en büyük engel olarak görüyor.

          AK Parti ve MHP 15 Temmuz hain darbe girişiminin yarattığı atmosferle birlikte yanyana gelmiş ve o günden bugüne milli birliktelik adına her adım atılmıştır. Terörle mücadeledeki başarı, Karabağ’ın işgalden kurtarılması, Ayasofya’nın ibadete açılması, Akdeniz’deki milli politika, Kıbrıs’ın milli çizgiye getirilmesi, Kerkük’ün sözde Kürdistan’a dahil edilme çabasının engellenmesi, Suriye’deki Türkmenlere ve mazlumlara uzanan el, hep bunlara özet adımlardır.

          Ama Serok Ahmet hep bu birliktelikten rahatsız olmuştur. Serok Ahmet’in psikolojisi “Ben AKP’den kovuldum. Ama MHP ile ittifak kuruldu” saplantısında kalmıştır. MHP düşmanlığını körükleyen ise hep bu saplantılı psikoloji olmaktadır.

          Hadi desek ki, 12 Aralık 2019 yılında Gelecek isimli ne idüğü belirsiz bir parti kurdu. Siyasi rekabet yaptığı için MHP’ye düşman…

          Ama onun MHP ile meselesi geleceği olmayan partisini kurmadan önce, AKP’den kovulup silik ve sıfatsız bir şekilde evinde otururken başlamıştı. Ara sıra yazılı açıklamalar yapıyor ve AKP’nin MHP ile yanyana gelmesinin yanlış olduğunu vurguluyordu.

          Baktı ittifakı zedeleyip Recep Tayyip Erdoğan’dan intikam alma ortamını bulamadı. Gitti CHP’nin kucağına oturarak bir parti kurdu. MHP’den nasıl nefret ediyorsa sabah kalkıyor MHP nefreti, akşam yatıyor MHP nefreti… Çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan intikam almasının yolunun MHP’siz bir ortamdan geçtiğini çok iyi biliyor.

          Mahallelerde dedikodu yapmak için gün düzenleyen kadınlar vardır ya. Aynı onlar gibi dedikodu, iftira, fitne ne ararsanız hepsini sırasıyla uyguluyor.

          Önce “Devlet Bahçeli, Recep Tayyip Erdoğan’a neler dedi neler” diye başladığı dedikodusunu daha sonra “Sayın Erdoğan çıksın o günlerde Bahçeli hakkında ne dediklerini söylesin bakalım. Bu noktaya nasıl gelindi?” noktasına getirmiştir.

Eee ne olmuş Serok Ahmet?

“O ona onu demiş, o buna şunu demiş…”

Çıkar bakalım ne sonuç çıkaracaksın?

          Kim söylediklerini inkâr ediyor, kim “ben o sözleri söylemedim” diyor. MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’ye milyonların huzurunda soruldu ve “15 Temmuz öncesi AKP ve Sayın Erdoğan hakkında ne söylediysem hepsinin arkasındayım” diyor. Senin gibi kapalı kapılar ardında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a namertlik yapan yok yani…

          Dün bu ülkede senin stratejik çukur aklınca hangi ihanetleri yaşadığımız ortadadır. Hepsinde de MHP ve Lideri Devlet Bahçeli’nin hangi mücadeleyi verdiği ortadadır. Hepsi de MHP’nin tarihinde şeref madalyası olmuştur.

          FETÖ ile mücadelede yoksun, PKK ile mücadelede yoksun, YPG ile mücadelede yoksun, PYD ile mücadelede yoksun. Şimdi 15 Temmuz sonrası bu mücadelede birliktelik sergileyen Sayın Erdoğan ve Bahçeli arasında mı fitne çıkarıp, FETÖ’yü, PKK’yı, YPG’yi, PYD’yi kurtaracağını sanıyorsun?

          Hadi AK Parti ve MHP’nin 15 Temmuz sonrası yanyana gelişinin somut sebepleri, gelişmeleri var da sen “Ömrüm CHP ile mücadeleyle geçti” derken bugün nasıl CHP’nin yancısı oldun?

          O sana “Davutoğlu’nun espri zekâsı gelişmemiş, karikatür gibi adam.” derken, sen ona “Hasta adam” ve ”Ben onu adam sınıfından da saymıyorum, adam müsveddesi demeyi bile kendisine çok görüyorum.” derken Kemal Kılıçdaroğlu ile niçin yanyana geldin?

          HD(P)KK’yı kurtarmak için mi, ABD’den gelen sinyali aldığınız için mi, YPG ve PYD’nin gücüne güç katmak için mi yanyana geldiniz?

          Hadi biz Cumhur ittifakının birlikteliğinden neler olduğunu somut bir şekilde sayıyoruz, sen CHP ile yanyana gelip ne yaptın yahut ne yapacaksın onu bize sıralasana?

Şuna emin ol Serok Ahmet hain emellerine asla ulaşamayacaksın.

          Nefret, kin ve intikam duygusu yüklenmesinden psikolojik ve ruhsal problemler yaşadığı artık çok net anlaşan Ahmet Davutoğlu’nun en büyük yalanından birisi de 7 Haziran sonrası MHP ile yaptığı koalisyon görüşmelerine dair yaptığı yorumlar ve attığı iftiralar olmuştur.

Serok Ahmet sürekli “MHP koalisyondan kaçtı, her şeye ‘Hayır’ dedi” propagandası yapıyor.

          Oysa MHP’nin hangi konuda “Hayır” dediklerinin içeriğini açmıyor. MHP’nin “Hayır” dediği konuların hepsi de Türk milletinin varlığını, geleceğini ilgilendiren konulardı. MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli “siyah çantasıyla” her türlü hazırlıklı gittiği halde koalisyon konusunu dahi toplantıda açmayan bu Serok Ahmet’ti.

          Zaten seçimden bir gün sonra “Tek çözüm erken seçim” manşeti atan AKP medyası idi. Zaten AKP İl Başkanları toplantısında “Ramazan bayramında hepiniz şunu söylediniz, aman Sayın Başbakanım koalisyon yapmayalım seçime gidelim biz hazırız. E meydan burada, erler de yiğitler de burada. Rabbimiz ve milletimiz tekrar seçim dedi.“ diyen Ahmet Davutoğlu idi.

Yani kendi kendini bu derece yalanlayan birisi olmaz herhalde?

          Hadi MHP koalisyon görüşmelerinde hayati dört maddeyi kırmızıçizgi olarak ortaya koydu ve o yüzden “koalisyon kurulmadı” diyelim?

Yahu CHP ile 32 gün yediniz, içtiniz, toplanıp toplanıp dağıldınız.

          Kemal Kılıçdaroğlu “AKP ile önyargısız, kırmızı çizgisiz, 17-25 Aralık’ı dayatmadan, Türkiye için her türlü ödünü vermeye hazırız” dediği halde, “AKP ile koalisyon olmazsa elbette üzülürüm.” dediği halde niçin CHP ile koalisyon kurmadın da şimdi CHP’ye kuyruk oldun?

          Kemal Kılıçdaroğlu’nun peşinden ayrılmıyorsun ve Kemal Kılıçdaroğlu “Ahmet Davutoğlu ile %99 aynı şeyleri düşünüyoruz” diyor.

          Hep bunları Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ve Türkiye’den intikam almak için yapıyorsun değil mi?

          Sizi CHP ve diğerleriyle birlikte HD(P)KK sevdası ve terörist Demirtaş aşkında buluşturan güç kim Serok Ahmet?

Masalları, yalanları, fitneleri, iftiraları bırak da adam gibi çık bunu açıkla…

          Kemal Kılıçdaroğlu’nun sana dediği gibi tam “karikatür gibi adam” profilindesin Serok Ahmet…

Siyasetin Joe Daltonu zıplayıp hoplayıp atarlandığın vakit çok komik oluyorsun…

          Hele şu son günlerde mahallenin dedikoducuları gibi “O şunu dedi, bu bunu dedi” gevşekliğin bizi güldürmekten öldürüyor.

          “Ne mutlu Türk’üm diyene” sözüne Türkiye’de PKK’dan bile önce tepki göstermiş çakma Türkmen… Hadi yoluna git MHP’ye bulaşma…